Bahçeli: Ya benimdir ya kara toprağın!
Arabeskçi Devlet Bahçeli, nostaljik eski arabalarına bindiğinde, bir eli direksiyonda, bir eli tespihinde, her vites attığında, bir içli ah çekiyor, "MHP! Ya benimdir ya kara toprağın!" diyordur.
Nedir kendi insanlarınıza bu kadar hınç?!
Bütün kanunî prosedürler tamamlandığı hâlde, Ak Parti'ye sırtınızı dayayıp olmadık manevralar yaptınız, adalete itimadı sıfırladınız.
"Milliyetçi Hareketçiyim" diyen birine yakışır mı? Yakıştırıyorsanız, zaten Milliyetçi Hareket'le alâkanızı kesmişsinizdir. Bunu kaç defa vurguladım. 15 Mayıs'ta kongre yapılacaktı, 13 Mayıs'ta son bir "oyun"la kongrenin önünü kestiniz.
Şimdi, Olağanüstü Hâl'in "nimetlerinden" azamî istifade edebilmek için ihraç mekanizmasını işletmeye başladınız. Sap sizde keser sizde... İstediğiniz gibi, kesip biçersiniz. Elbette ihraç edilenler mahkemeye gideceklerdir ama, hâkimler "Acaba, bu haksız ihracı durdursak, sorgusuz sualsiz bizi hapse atarlar mı?" endişesi taşıyacaklar! Şu zamanda "iş birlikçiler" her şeyi yapabilirler ve kimse, "Kanuna göre karar verdim." diyecek mecali kendisinde bulamaz.
Ama her karanlığın bir aydınlığı vardır. O elinizde tutuğunuz sap da, keser de, hesap da gün gelecek dönecektir!
MHP'de, partiyi daha ileriye götüreceğim, diyen Meral Akşener de, Koray Aydın da, Ümit Özdağ da, Sinan Oğan da, hatta Süleyman Sazak da halkın içindeydi. Ya siz?!!
Meral Akşener'in, Halk TV'deki son röportajının hemen ertesi düğmeye bastınız. Hem onu, hem Çağrı Heyeti'ni (ne ilgisi varsa!) partiden atmaya karar verdiniz. İpler elinizde. Disiplin göstermelik. Attım deyince atıyorsunuz.
O uzun röportajı ben de seyrettim. "Bana ilk paralelci diyen Devlet Bahçeli'dir" dedi. Ve ekledi: "İspat etmeyen (en ağır kelimeleri kullandı)…'tır. Gitsinler mahkemeye... Hodri meydan!" diye ekledi. Mahkemeye gidemediğiniz için mi ihraç edeceksiniz?
Halkın muhalefete teveccühü karşısında çaresizdiniz. Hemen "paralel" yaftasını yapıştırdınız. Tek dayanağınız Saray'dı ve Saray'la "paralel" yürürseniz, mahkemeleri yanınıza alabilirdiniz. Meral Hanım, Halk TV'de, odanızdaki 17:25'te takılı kalan saati hatırlattı. Haksız mı? (Sahi o saat öyle duruyor mu?!) Ona mı kızdınız?
Meral Akşener, Halk TV'de, Ayşenur Arslan'ın karşısında soruları cevaplandırırken söylediklerinin hepsini, benimle mülâkatında da, Arslan Bulut'un, diğer arkadaşların yaptığı röportajlarda da söyledi.
Burada MHP yönetimine karşı genel başkanlık yarışına girmiş herkesin hakkını savunmak için yazıyorum. Bugün Meral Hanım, yarın Koray Bey, öbür Ümit Bey, diğer gün Sinan Bey... Haksızlığa kim uğrarsa yanındayım.
Bahçeli de bilsin ki, bir haklı tavrı varsa onu da yazarım. İşte darbe teşebbüsü gecesi... İlk açıklamasını alkışladığım gibi, Yenikapı'da "Ne mutlu Türk'üm diyene" sözünü, çokluk Ak Partililere tasdik ettirmesinin heyecanını paylaştığım gibi...
Adaylarla halkın karşısına çıkın ve yarışın. "MHP ya benim, ya kara toprağın!" demeyin.
Sizin yüzünüzden MHP bitiyor. Kimse artık etrafınızda yer almaz. Ancak Ak Partililer sizi kuşatır. O da vakum gibi içlerine çekmek için.
MHP biterse asıl neyin biteceğini eğer idrak edemiyorsanız!...