Arap sevmek ya da sevmemek

Tartışmak zorunda kaldığımız konuya bak. Bütün dertleri hallettik, sıra Arapları sevmek ve sevmemek arasındaki konuya geldi.

Bir çeşit iman sorgulaması.

“Arapları sevmek imandır sevmemek kâfirliktir”

Kim söylüyor?

Medreseli Cübbeli Ahmet.

Şimdi böyle bir konuyu tartışmak ve/veya analiz etmek için önce konu dini ise dini ölçütleri, metafizik ise felsefi ölçütleri, mantık ise mantıksal ölçütleri ortaya koymamız lazım.

Böyle bir analiz için köşe yazısı uygun değil.

Pratik aklın kurallarını kullanacağız. Ve Cübbeli Hoca efendiye soracağız; affedersiniz, bu Arap seviciliğine ve imandan çıkıp çıkmama konusuna, ateist Araplar da dâhil mi?

Hırsızlar, dolandırıcılar, fahişeler, eş cinseller velhasıl bütün namussuzlar ve hainler de dâhil mi?

Keza Ebu Leheb, Ebû Cehil gibi Peygamber düşmanlarını da sevmezsek imanımızı kayıp eder miyiz?

Büyük olasılıkla “Hayır” diyecek.

“Sadece Müslümanlar dâhil” diyebilir.

Böyle söylese bile söz yene sakıncalı. Yine yanlış.

Neden?

Çünkü İslam’a iman ettiği halde, insan haklarını gasp eden, dolandırıcılık hırsızlık, yankesicilik yapanlar yok mu?

Var!

Mesela Suudiler Türk Büyükelçiliğinde, kendileri gibi Arap olan bir gazeteciyi, kesip biçip, asitte eriterek yok etti. Bunu yapanlara sorsak; “Ey, cinayet planlayıcıları, siz Müslüman mısınız” diye size göre ne cevap verirler?

“Biz dinsiziz ve caniyiz” mi derler?

Hâlihazırdaki davranışlarına bakarsak, “Müslümanız elhamdülillah” diyeceklerdir. Çünkü ne zalimmiş gibi ve ne de katil, ya da dinsizmiş gibi davranıyorlar.

Öyle ise bu Arapları sevmemiz, neden imanımız ve Allah’a olan bağlılığımız için zorunlu bir şart oluyor?

Ebû Cehil’i sevmiyorum diye imanımı neden kayıp etmiş oluyorum?

Efendim hadis bu.

Peygamberimiz söylemiş.

Miş..

Peygamberimize atfedilen bu hadisin uydurma olduğu açık değil mi?

İman sahibi olmak için bir ırkı, bir kavmi yahut bir toplumu iyisi ve kötüsüyle sevmek dine girme veya din dışına çıkma gerekçesi olabilir mi?

Medresecilere bakarsan olur.

Niye olur?

Çünkü onların eğitiminde en geçerli öğrenme yöntemi ezberdir. Ezberci, hafızasının gücü oranında okuduklarını tekrarlayarak hafızasında saklar ve sorulduğunda geri çıkarır söyler.

Akıl yürütme yoktur.

Fikir bağları kurmaz.

Neden-sonuç ilişkisi üzerinde durmaz.

Zihinsel çıkarım yapamaz.

Bir metnin bütünlüğünü oluşturan bölümleri, kısımları ve parçalarını, gerektiği yerden ayırdıktan sonra, bütün parça, ilişkilerini veya parçaların diğer parçalarla ilişkilerini sorgulayarak, karşılaştırarak, zihinsel çıkarım yapamaz. Böyle bir akıl yürütmeye analiz denir. Analiz, temellendirme gerektirir yoksa ona desteksiz atma denir.

Onun işi çok kolay. Ezberle, biri sorunca ezberini karşındakine tekrarla. Böyle yapıldığı için biz, medrese değil, ilahiyat öneriyoruz. Ve mutlaka felsefe okunmasını, dini içeriklerin sosyoloji, felsefe ve antropoloji bağıntıları ile yorumlanması gerektiğini öneriyoruz.

Bütün eğitim sisteminin ve öğrenme konularının irdeleyici, açıklayıcı bir öğrenme stratejilerine göre yapılması gerektiğini öneriyoruz.

Hz. Peygamber, dine girmeyi ve dinden çıkmayı, Arap etnistitesine bağlamış ve bunu şart koşmuşsa, bu durumda İslam’ı, ırk esasına bağlamış ve aşırı sınırlandırmış olur.

Başka?

Dini, Arap dini yapmış olur.

Dinli-dinsiz, tüm Arapları, Ebû Leheb veya Ebû Cehil her kim olursa olsun hepsini Arap oldukları için aklamış ve temize çıkarmış olur.

Öyle ise bu Arap sevici uydurma hadis, Peygamberimize atılan en büyük iftiradır. Çünkü o, bütün milletlerin, etnik grupların, ırkların ve dillerin, kısacası bütün dünya insanlığının son peygamberidir. Evrensel bir dünya peygamberini ve duyurduğu dini, Arap seviciliği şartına bağlamak, geriye kalan yeryüzü insanlığına hem saygısızlık ve hem de “sizin öneminiz yoktur” mesajı vermektir.

Her Müslüman, Arap olsun olmasın Hz. Peygamberi sever ve saygı duyar. Onun şahsında Arap toplumunun saygın insanlarına da saygı duyar. Lakin bu bir iman konusu değildir. Esasında dünya insanlığına hizmet etmiş, büyük bilim adamlarına, yazarlara, filozoflara da saygı duyarız.

Medresenin ezberci, “Akıl edemez” uleması, ağzının ne söylediğini bilmiyor. Gelişigüzel konuşuyor.

Yazarın Diğer Yazıları