Anayasa'nın 'Başlangıç'ı nasıl değişecek?
Biz muhtelif değil; muhtelitiz. Kimliğimiz "bir"dir. Anayasa''nın ilk üç maddesi ve 66. maddesi iyi okunmalı, beyne kazınmalıdır:
1. Madde: "Türkiye Devleti Bir Cumhuriyettir." / 2. Madde: "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir." / 3. Madde: "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. / Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. / Millî marşı İstiklal Marşı''dır. Başkenti Ankara''dır."
66. Madde: "Türk Devleti''ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk''tür."
Anayasa''nın maddelerinden sık bahsederiz. Bir de Anayasa''nın dibacesi var. "Ön söz" de diyebiliriz, "sunuş" da. Bence "takriz" denmeliydi. "Takriz"e karşılık olarak "ön söz" ve "sunuş", çok dar kalıyor. "Takriz"de daha kaplayıcı, bütünü içine alan bir mana yüklü. Takriz, "beğenme"yle bağlantılıdır. "Ön söz", kitabın yazarına aittir, bir başkası yazsa "sunuş" uygundur. Ama yazar "ön söz" de yazsa, yazarın takdir ettiği bir isim "sunuş" da yazsa, her iki başlık altında "keşke…" hayıflanması yer alabilir. Ama "takriz" içinde tenkit olsa dahi, bu eserin yazarını teşvik içindir.
"Dibace", anayasanın ruhudur, diyebiliriz. Mahkemelerde hüküm verilirken, avukatlar savunurlarken, hiç akıllarına gelir mi bilmiyorum, Anayasa''nın bütününü içine alan bu ruhu, içlerine sindirmeleri gerekir. İtiraz anında, dayanak için bu "ruh" gereklidir.
Anayasa tartışılıyor. Yenisini yapacağız, deniyor ama kimse çıkıp da şunu beğenmiyoruz, onun için yenisini yapacağız, demiyor.
Eski adlandırmayla devam edelim... "Dibace"yle oynanacak mı? Bunun da açıklanması gerekir. Ama şu da düşünülmeli? Oynanabilir mi?
Anayasalar, devlet kurulurken ortaya konur ve devletin ideolojisini aksettirir. Darbelerden sonra da yeni anayasa yapılır. Bu anayasalar da çoklukla darbecilerin ideolojilerini hayata geçirmek içindir.
Şunu hatırlatayım: 1876''da II. Abdülhamit''in zamanında Kanun-i Esasî''de; 1921 ve 1924''te Mustafa Kemal''in öncülüğünde yapılan Teşkilât-ı Esasiye Kanunlarında dibace bulunmuyordu. "Dibace" II. Dünya Savaşı''ndan sonra Avrupa yeniden şekillenirken ortaya çıkmıştır. Bizde 1961 ve 1982 anayasalarında yer alır. İkisi de darbe anayasası olmakla beraber "Atatürk ilkeleri", kendi çizdikleri sınırlar içinde de olsa, öne çıkmıştır. 1982 Anayasası''nın maddeleri üzerinde şimdiye kadar 21 defa oynanmıştır. 12''si Ak Parti iktidarındır. 177 maddenin 30''u aynı maddelerde olmak üzere toplam 134 hükmü değiştirmiştir.
Hukukçuların mutabık kalmadığı bir husus var. Biliyorsunuz Anayasanın dördüncü maddesi "Anayasanın 1''inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2''nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3''üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez." şeklindedir.
Şu soru karşımıza çıkıyor: "Dibace" değiştirilebilir mi?
Anayasanın ikinci maddesinde "Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan..." deniyor.
Değiştirilemez maddesinde dibacedeki temel ilkelerden bahsettiğine göre, "Başlangıç"a müdahale edilemeyeceği belirtiliyor. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim; "Başlangıç", "Türk vatanı" ile başlar, "Türk Cumhuriyeti"yle devam eder, "Türk milleti"yle biter.
"Dibace"nin neden önem kazandığı üzerinde duracağız.