6'lı Masa'nın anayasa önerisi
6''lı Masa tabir yerinde ise tarihe nitelikli bir sayfa yazdırdı diyebiliriz. Osmanlı''nın son dönemlerinden bu tarafa sürüp gelen tarihî akışa bakıldığında devletin tepesinin epey karışık, siyasetin ise sürekli ateşler içinde kıvrandığını söyleyebiliriz. Zaman zaman nabız düşmüş gibi görülse de, siyaset kendine rakip yerine, her zaman düşman üretmeğe devam etti.
Ve bir şey daha: Yakın tarihin bütün dönemlerinde siyasal sorunlar, anayasa ile çözülmek istendi.
Yanlış mı?
Değil tabii.
Lakin anayasalardan önce, galiba zihinleri, düşünce şemalarını değiştirmek gerekmekteydi.
Mümkün müydü?
Kesinlikle değildi.
Anayasa isteyenlerin çoğu aynı zamanda siyasal sistemi de beğenmiyordu. Çünkü her anayasa, kendi düzenini ortaya çıkaracaktı. Dolayısı ile anayasa değiştireceğim demek, yeni bir siyasal sistem kuracağım demeye gelmekteydi.
İşte tam bu noktada 6''lı Masa olarak bilinen siyasi partiler yelpazesi, nitelikli bir demokrasi adına, ortak bir metne imza attılar. Bir başka ifade ile solcular kendi anayasasını, sağcılar kendi anayasasını istemedi.
Ya ne yaptı?
Sol, liberal, milliyetçi, muhafazakâr kesimler, oturup ortak bir ses, ortak bir söylem üretti. "Ben" olmaktan "biz" olmaya geçtiler.
Kısacası, yakın siyasi tarihimizde şahit olduğumuz, sürekli çatışan siyasal kesimlerin temsilcileri, Türkiye için, herkes için ortak bir anayasa metnine imza attı.
Beraber komisyon kurdular.
Bu komisyonlar aylarca birlikte çalıştı. "Dağıldı, dağılacak" laflarına aldırmadan, inşasına karar verdikleri "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" mantığına ve amacına uygun, kendi içinde tutarlı davranış gösterdiler.
İyi bir siyasi gözlemci, bunun ne anlama geldiğini kavrar.
Ne anlama geliyor?
BİR: İçinde Saadet Partisi gibi muhafazakârların güçlü temsilcilerinin bulunduğu bu partiler, öteden beri sürüp gelen "şeriat mı getirecekler" söylemine son verdi.
Hayır, şeriat getirmeyecekler.
Sosyalizm de gelmeyecek. Özgürlükçü bir anayasanın işletileceği, güçlü bir hukuk devleti ve demokrasi getireceklerinin iradesini ortaya koydular.
İKİ: Cumhuriyet ve demokrasi konusunda fikir birliğine vardılar. Cumhuriyetin temel niteliklerine dokunulmayacağının garantisi oldular.
ÜÇ: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerisiyle, öteden beri sürüp gelen koalisyon hükümetlerinin çabuk yıkılmasının önüne geçtiler.
DÖRT: Parlamentoyu güçlendirdiler. Böylece milletin türevi olan kurum, etkili ve yetkili kurum haline gelmiş oldu. Aynı şekilde milletin temsilcileri olan milletvekilleri yönetimin belirleyici ögesi haline geldi. Böylece, "söz milletindir" ilkesi boş laf olmaktan çıkarılmış oldu.
BEŞ: Bütün bunlar, ta 1876''dan bu tarafa sürüp gelen siyasi çatışma ve tartışmalardan ders alındığını, özgürlüğün ve bağlı olarak hukukun üstünlüğünün, anayasal üstünlük ve bağlayıcılıkla mümkün olacağının özümsendiğini göstermektedir.
İşte bu ve daha benzeri sebeplerle 6''lı Masa''nın anayasa önerisi, Türk siyasal tarihinde bir ilk ve tek olan siyasi gelişme niteliği taşımaktadır.
Yıllardır çatışan ve uzlaşamayan siyaset, 6''lı Masa, adıyla nitelikli bir siyasi irade ile ortaya çıkmış ve bunu da, siyasi uzlaşmanın en belirleyici ögesi olan, yeni bir anayasa ve yeni bir siyasal sistem önerisiyle kamuoyuna sunmuştur.
Çağdaş kamu yönetiminin ve yönetim bilimlerinin üzerinde durduğu en önemli konulardan biri, "Denetlenebilirlik ve hesap verebilirlik" ilkesidir. Demokrasilerde, halkın yönetim üzerinde baskı oluşturacağı tek alan ve halk egemenliğinin en somut göstergesi burada ortaya çıkar. Haliyle, akıllı toplumlar, kendilerini yönetenleri daima hesap verebilir görmek ister. Bunun yolu da denetlenebilir olmaktan geçer.