3 Mayıs'ta ne olmuştu?
3 Mayıs günü, "Türkçüler Günü", "Milliyetçiler Günü" gibi adlarla anılır.
3 Mayıs 1944, Hüseyin Nihal Atsız (1905-1975) ile Sabahattin Ali'nin (1907-1948) muhakeme edildiği gündür.
Sabahattin Ali, Atsız'a hakaret davası açmıştı.
Davanın başlangıcı Atsız'ın, devrin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu'na hitaben Orhun dergisinin Mart ve Nisan 1944'te yayınladığı iki açık mektuba dayanır. Atsız, devlete sızan komünistlerden bahseder. İkinci mektupta Sabahattin Ali'yi "vatan haini" diye suçlar.
Sabahattin Ali, savcıya ve kendisinin de görev yaptığı konservatuarın müdürü Orhan Şaik Gökyay'a "Ben dava açmayacaktım, Hasan Âli Bey böyle istedi." demiştir. Hasan Âli Yücel devrin Millî Eğitim Bakanı'dır.
İlk duruşma 26 Nisan 1944'te Ankara'da yapılır.
(Ara not: Sabahattin Ali, 1948'de, Bulgaristan'a kaçmak isterken başına sopayla vurularak öldürülmüştür. Bulgaristan'a kaçma meselesinde biraz durmak gerekir. Komünizm hayali kuranlar en kolay Bulgaristan'a kaçarlardı. Bulgaristan'a kaçan ve Sovyetler Birliği güdümündeki Türkiye Komünist Partisi içinde faaliyet gösteren Halis Okan'la Sofya'da karşılaştım ve uzun uzun konuştum. İnsanı hayrete düşüren çok şey anlatmıştır. Mülâkatım "Balkan Volkanı" adlı kitabımızdadır. Ayrıca, arada bir atıfta bulunduğum, gençliğinde Bulgaristan'a kaçan Osman Rauf Alper'in "Mülteci Komünist" kitabı her şeyi ortaya koyar.)
Mahkeme 3 Mayıs 1944'e ertelenir. O gün mahkeme salonu daha kalabalıktır. Salona sığmayan binlerce genç dışarıdadır. Duruşmanın sona ermesinden sonra gençler toplu hâlde yürüyüşe geçerler. Millî marşlar söylerler. "Kahrolsun komünistler!" sloganları atarak Ulus Meydanı'na yürürler.
Mahkeme "Mücerret olarak söylenen 'vatan hâini' tabirini" hakaret saymaz, "sövme" olarak kabul eder ve ona göre ceza verir; o cezada indirim yapar ve erteler.
Millî Şef İsmet İnönü, bu duruşmadan sonra Atsız'la irtibatlı kimi bulursa tutuklatır. O zaman üsteğmen olan Alparslan Türkeş de tutuklananlar arasındadır.
İşte bu "3 Mayıs" günü Atsız'ın talebiyle 3 Mayıs 1954 tarihinden itibaren "Türkçüler Günü" olarak anılmaya başlanmıştır.
Atsız için çok sayıda yayın yapılmıştır. Son çalışmalardan biri Nergishan Tekin'in "Nihal Atsız" kitabıdır. (Kariyer Yayınları). Eserde, Atsız'ın bütün mücadelesi verilmiştir.
Prof. Dr. Ömer Faruk Akün'ün TDV İslâm Ansiklopedisi'nin 4. cildinde yer alan "Atsız" makalesi, hususiyetle "din" meselesinde tartışmaya mahal bırakmayacak açıklıktadır. Şimdilik bu kadar yazayım.
"Türkçüler" veya "milliyetçiler" günü üzerinde bir tartışma açılmalıdır.
Komünizmin ülkemiz için gerçekten büyük tehlike olduğu soğuk savaş zamanlarında, İsmet İnönü'nün, Hitler'in yenilmesi, Stalin'in zafer kazanmasıyla kuzeyimizde büyük bir tehlikenin ortaya çıkması yüzünden tedbiri aşırıya vardırıp içimizdeki "Turancılar"ı baskı altında tuttuğunu dikkate almalıyız. "Turan" deyince ilk akla Sovyetler gelir. Türklerin yaşadığı ülkeler Sovyetler içindeydi. Ruslar, Türkçü hareketlerden çok çekiniyorlardı. (Gittiğim Sovyet ülkelerinde, asıl Turancılardan çekindiklerini bana anlatmışlardı.)
Bir tartışma açmak istemiyorum ama dar alandan çıkmalı, daha muhtevalı düşünmeliyiz.