28 Şubat'a içeriden bakış

14 subayın hapse atılmasıyla 28 Şubat tartışmaları yeni bir safhaya girdi. Subayların intikam için hapse atıldığı açık. Hukukçular, bu iddianame ile hapse atılamazlar, diyorlar. Alelusul iddianame.

Bir darbeden söz ediliyorsa, bir darbede rolleri olanların ceza almaması düşünülemez. Ancak, "darbeciler", darbelerini kitabına uydurmuşsa ne diyeceğiz? Bakıyoruz, her şey kanun nizam içinde. Tankları yürütmeye bile bir sebep bulunuyor. İsteyen menfi de düşünebilir, isteyen müspet de...

28 Şubat vetiresi Ak Parti''yi iktidar yaptı. Var mı ötesi! Herkesin buradan kendisine çıkaracağı ders olmalı.

28 Şubat bir musibetse, Allah Ak Parti ile bir musibetten kurtardı ama bir başka musibet bize tebelleş oldu.

20 yılda Talibanlaşma yolunda emin adımlarla ilerledik! Düşünebiliyor musunuz? Baş fetvacıları Prof. Dr. Hayrettin Karaman "İktidara zarar verecek ve muhalefete yarayacak ise, yönetenlerin yanlışlarını dile getirmek dinen sakıncalıdır." mealinde yazabiliyor.

Hoca iktidarın yolsuzlukları ayyuka çıktığında "Yolsuzluğa hırsızlık denmez" fetvasını vermiş, biz de tenkit etmiştik.

Hayrettin Hoca, zamanında kıymet verdiğimiz isimdi. Çok faydalanmıştık. Bir siyasî partiye bu derece merbutiyeti ve İslâm fıkhını, sultanlıklar zamanında, hâkim gücün inisiyatifine göre yorumlayan ulema gibi, Ak Parti''nin ayarlarına göre yorumlaması nasıl izah edilebilir? "Yanlış"ı söylemek dinen sakıncalıysa, o hükmü verenin "cehennem kapısı"nı asıl kimin için araladığını, din üzerinde söz söyleme hakkına sahip hakkaniyetli ulemamıza bırakıyorum.

Daha çok şey yazılır. Demek istediğim, 28 Şubat, bize bir başka ikazda bulundu. Bundan sonra iktidarı "güç"le ellerinde tutamazlarsa, siyasî İslâmcılarımız, artık gitti gider! Ne yazık ki "cep" uygulamaları, kayırmaları, kendi dışındakilerini tahkir etmeleri dinimizi bile sorgulatır hâle getirdi.

28 Şubat çok tartışılacak. Emekli Albay Alican Türk''ün "Bitmeyen Sömürü 28 Şubat-Yalanlar-Gerçekler-Belgeler" kitabının ikinci baskısı yapıldı. 28 Şubat''ta neler olduğunu içeriden biri olarak en iyi bilecek isimlerden. Hacettepe Üniversitesi''nde sosyoloji okudu. Irak''ın kuzeyinde "Çekiç 97 Harekâtı"nda "Başarı Madalyası" aldı. 28 Şubat Davası''nda 12 Nisan 2012''de, 28 Şubat öncüsü generallerle birlikte tutuklandı, 14 ay mahpus kaldı. Kurtuldum, kenara çekileceğim demedi, doğru bildiklerini hep haykırdı.

Alican Türk, bana kitabıyla beraber şu notu da gönderdi:

"28 Şubat''a karşı sadece sizin değil, toplumun geniş kesimlerince olumsuz bir yargının var olduğunu, sosyal demokrat çevrelerin dahi konuya mesafeli yaklaştığını biliyorum. Ancak bu kitapta 28 Şubat üzerine bugüne kadar hiç bilinmeyen (ya da yanlış bilinen), değinilmeyen, hiç konuşulmayan, dava sürecinde dahi üzerinde hiç durulmayan, kamuoyunda hiç gündeme getirilmeyen pek çok konuyu -belgeleriyle- işlemeye ve farklı bir pencere sunmaya çalıştım.

Belki ''Ben 28 Şubat''ı kendim yaşadım, biliyorum'' diyebilirsiniz. Haklısınız. Ama unutmayın ki 15 Temmuz''u da hep birlikte yaşadık ve o konuda bugün sahip olduğumuz bilgiler sadece bize gösterilenle veya anlatılanla sınırlı... İşte bu kitapta da amacım 28 Şubat''ın görünmeyen ve fakat özellikle siyasal İslamcı çevrelerin yıllardır yanıltıcı bilgilerle iliğine-kemiğine kadar sömürdüğü yönleri hakkında toplumun artık doğru bilgilere sahip olmasıdır."

Sanırım Alican Bey''in Hacettepe''den hocası, ünlü sosyolog Prof. Dr. Selahattin Ertürk''ün (1923-1988) "Bana Kulak veriniz... Sizi mevcut bilgilerinizin şerrinden kurtaracağım!" sözünü kitabının başında vermiş. Bu söz çok şey ifade ediyor.

Taşlar yerine oturmalı; yoksa önümüzü göremeyiz.

Yazarın Diğer Yazıları