Yol ayrımı (08 Mart 2008)

Türkiye’de ve dünyada sekiz gün süren Irak kara operasyonunun yankıları sürerken, ABD’nin “Irak’tan en kısa zamanda çıkın” uyarısının ardından bu defa da “PKK ile görüşün” talimatı geldi.
Esef verici bir durum. Lakin değerlendirme dışı kalmayacak kadar da önemli bir durum.
Kaynaklarından ulaşan en son haber şöyle:

“Irak’ın da dâhil olduğu Yakın Doğu bölgesinden sorumlu ABD’nin Merkez Komutanlığı Centcom’un komutanı Oramiral William Fallon, TSK’nın Şubat sonunda kuzey Irak’ta terör örgütü PKK’ya karşı düzenlediği sınır ötesi harekâtının taktik başarısına kendilerinin yardım ettiğini belirterek, soruna gerçek bir çözüm için terör örgütüyle ” bir çeşit uzlaşma sağlanması gerektiğini söyledi “.
Gördünüz mü adamları?

Şimdi biz, ” Amerikan yanlısı değiliz. Kesinlikle oradan emir almıyoruz “ diyenlerden bir açıklama ve yürekli bir ses bekliyoruz.

Kim ne kadar hain ve ne kadar Amerikancı tartışmasının ortasına düşen bu haber, önümüze tarihin büyük sınavını acil olarak koymuş durumda.

İktidar, muhalefet, Silahlı Kuvvetleri yönetenler her kim tavrını açıktan belli edecek; durum kendiliğinden doğmuş bulunuyor.
Öyle ise buyurun.
Başka?
Aynı zamanda dini referanslara dayandığını her fırsatta duyuran toplumsal kanaat önderlerinin, cemaatçi aydınların, bu çerçevede yayın yapan medyanın Amerikancılık sınavında nerede durduğunu görmenin tam zamanı.
Tarih önümüze bir turnusol kâğıdı koymuş bulunuyor.
Haykırın bakalım.
Mesela deyin ki: ” Biz PKK ile masaya oturmazdan evvel sizin Bin Ladin ile ilişkilerinizi görelim. Bize tavsiye ettiklerinizin aynısını yaparak Afganistan’da Taliban ile Irak ve öteki bölgelerde de El Kaide ile masaya oturmanızı bekliyoruz. Terörse o da terör.

Senin teröristinle masaya oturulur, benimkiyle oturulmaz ikilemi olacak değil herhalde.
Bakalım nasıl bir yol izleyecekler. Samimiyet sınavının sonuçlarını süreci takip ederek göreceğiz.
Öte yandan ABD’nin alelacele “Irak’tan çıkın” demesinin sebepleri iyice anlaşılmış oldu.
ABD’nin Türkiye’yi PKK ile görüşmeye çağırması ile Irak operasyonunun durdurulması isteği birbirini tamamlar siyasi gelişmeler olarak düşünülebilir.

Demek ki ABD bir taşla birkaç kuşu vurmayı planlamış ve başarmış. Türkiye’nin PKK’yı vurmasını sağlayarak, K.Irak yönetiminin önünü açmış, Türkiye’yi de memnun edecek çözümü üretmiş. Ancak hesapta olmayan bir durumla karşılaşmış. Türk Ordusu operasyonun ilk, üç beş gününde büyük mesafe almış, beklenen direniş karşısında çok zayiat vermemiş. İşte bu beklenti dışı durum ABD ve avanesini şaşırtmış olmalı ki “PKK ile görüşün” cümlesinin söyleneceği zamanı değiştirmek zorunda kalmıştırlar.

ABD Türk birliklerinin Kandil’de Lübnan’daki gibi üstün gelse bile derin yaralar alacağını hesap ederek “Bakın böyle olmuyor. En iyisi PKK ile görüşün” diyecekken, PKK’nın sonunun geleceği ve pazarlık gücünün silineceği anlaşılınca alelacele “çekilin” dedikten sonra hemen ardından “PKK ile görüşün” demek zorunda kalmıştır. Ve bununla eş ardışık Talabani’nin temaslarının başlamasını sağlamıştır.

Bu durum, geçen yıl İtalya’da gerçekleşen NATO toplantısı sırasında ABD subaylarının sözde “yanlışlıkla yansıttık” dedikleri bölünmüş Türkiye haritasına giden yolun ilk resmi girişimleridir.
Gelişmelerin seyrini izleyen bütüncül bir bakışla olaylara yaklaşan her akıl bunu fark edecektir.
Öyle ise milli duruşun tam zamanıdır.

Yazarın Diğer Yazıları