YÖK’te bürokrasi

Yüksek Öğrenim Kurulu (YÖK) teşekkül ettirildiğinde bildiğim kadarıyla 26 üniversite vardı. Şimdi ise 104’ü devlet, 62’si özel olmak üzere 166 üniversite bulunuyor. Yedi de yüksekokulu saymak gerekir.
Üniversitelerin büyüme oranına göre YÖK’ün kapasitesi ihtiyaçlara cevap verebiliyor mu?
YÖK, muazzam bir merkezî otorite kurmuş. Hemen her karar YÖK’ten çıkıyor. Bu da yazışmalar, kurul kararları gerektiriyor. Öyle bir zaman harcanıyor ki akıllara sezâ.
İşin garibi suçlu arasanız bulamazsanız. Hakikaten herkes işini yapmak için samimiyetle çalışıyor.
Öyleyse iş nerede aksıyor?
Bürokratik işlemlerin çokluğu ve bitmeyen kurul toplantıları.
Büyük kızım araştırma görevlisi... Aynı ilde kurulan bir başka üniversiteye geçecek... Öyle yazışmalar yapılmış, öyle belgeler istemişler ki şaşar kalırsınız.
Teknoloji her şeyi hallediyor, bir düğmeye basın sadece.
Patır patır üniversite kuruluyor... Yetişmiş öğretim elamanı bulabilecek misiniz?
İnsan ilme yatkın mı, değil mi? Eğitimi yeterli mi, değil mi?
Bir başka ülkede yüksek lisansını, doktorasını tamamlamak o kişiyi aranır mı kılıyor?
Bir kişinin, köklü ilim ve kültür diline hâkim olmadan ders vermemesi gerekir diye düşünenlerdenim. Tabiî o zaman insan kolay yetişmiyor.

***


Bu köşede, bir başka ülke üniversitesinden alınan diplomaların denkliğinin kabul edilmesinde yaşanan problemlerden bahsetmiştim.
YÖK, önceleri, eski Sovyet ülkelerinden alınan diplomaların denkliğini vermiyordu. Sonra bu uygulama kaldırıldı ve denkliği vereceğini duyurdu. Ama nasıl? Açıkçası üniversitede âdeta yeniden okuyorsun. YÖK çareyi böyle bulmuş. Ama öyle belgeler istiyor ki, senin o okullardan havadan diploma alman imkânsızlaşıyor. Türkiye’den gidip okuyorsan, pasaportunda gidiş-geliş tarihi damgaları bile gösterilecek. Bütün istediği belgelerde YÖK haklı. Yine tatmin olmadığı için ders sayılarını artırdı bu defa... Neredeyse fakültenin bütün ana derslerini görüyorsun.
Benim bir yakınım İ.Ü. Hukuk Fakültesi’ne nihayet kabul edildi. Verilen ders sayısı 17. Ders programını önümüze aldık, dersleri bir bir işaretledik, üçüncü ve dördüncü sınıfın dersleri tamamen doldu neredeyse, Allah’tan dönemlik dersleri vermemişler. Birinci ve ikinci sınıftan da temel dersleri alıyorsunuz.
Bu uygulama yeni ve ilk bize isabet etti!
İlk sıkıntı, denkliği kabul ettirene kadar... (Bir buçuk yıl geçti.)
İkinci sıkıntı, denklik için yeni dersler alan, hangi şartlarda imtihanını verecek?
Bize ve üniversiteye gelen yazı, yalnız 17 dersin verildiğine dair.
Burada ikinci öğrenim hakkı mı doğuyor? (Bu olmaz; ikinci defa okumak için müracaat etmiyor. Türkiye’nin mevzuatına göre derslerin imtihanını verecek çünkü.)
Öğrenci olarak kabul edilse, dört sınıftan da dersi var; o zaman dört sene harç ödeyecek. (İkinci öğrenim kabul edilince harç miktarı iki-üç misli artıyor. Bunun adı “denklik” olmaktan çıkıyor, bazı derslerden muaf öğrenci durumuna geçiyor. Bu da “hak gaspı”na girer.)
YÖK yönetmeliklerini ve kanunları inceliyorsunuz, yönetmelikler ve kanunlar birbiriyle örtüşmüyor; boşluklar var.
İ.Ü. Hukuk Fakültesi bu defa rektörlüğe yazı yazdı. Fakülte işin içinden çıkamayınca rektörlük nasıl çıkacak? Muhtemelen o da YÖK Başkanlığına yazacak. (Telefonla halletse desek, inanın muhatap bulamıyor. YÖK Bilgi Paylaşım Formu’nda da herkesin şikâyeti bu!)
YÖK Başkanlığı ne yapacak? Hemen cevap vermeyecek herhâlde!
(Yazışmalar teknolojinin imkânlarıyla yapılmıyor. Yazı kesinlikle PTT yoluyla gönderiliyor. Bir yazı 10-15 günde yerine ulaşıyor. Birkaç yazışma düşünün, sırf bu yüzden kaybedilen zamanı siz hesap edin!)
YÖK Başkanlığı bakacak; biz dersleri alsın dedik ama hangi şartlarda bu dersleri alacağı hususunda ayrıntıya girmemişiz, diyecek. Hadi kurullar toplansın!
Eyvah! Kurul toplansın dediğin an işi “komisyona havale”ye dönüştürürsün ki, birkaç ay netice alamazsın. Olan denklik almak isteyene olur. Birkaç ay da buradan kaybeder. Etti mi sana iki sene kayıp!
Bu durumdakiler mahkemeye gitse, vicdanının sesini dinleyen bir hâkim, “işi yavaşlatmak” ve “hak gaspı” ndan YÖK’ü mahkûm bile edebilir.
Hükûmet nezdinde de konu araştırılıyor.
Bir milletvekili, denklik meselesindeki gecikmeler ve problemler yüzünden mağduriyetin nasıl giderileceğine dair soru önergesi vermiş.
Cevabı göreceğiz...

Yazarın Diğer Yazıları