Yine Niğde Üniversitesi
Niğde Üniversitesi meselesi büyüyecek... Üniversitede, Türk’e, Türk birliğine sahip çıkan, PKK propagandacısı “Âkil Adamlar”ı eşekten düşmüşten beter eden, en makul, en mantıklı sorularla şaşırtan öğretim üyeleri soruşturma geçiriyorlar. Akıl almaz iftiralara uğruyorlar. Geçen hafta iki gün yazdım, okumuşsunuzdur. Ancak komünist/faşist rejimlerde görülebilecek bir emir kulluğu uygulaması... Stalinist zihniyet ihyâ edilmek isteniyor. Öcalan/Erdoğan ikilisinin Türkiye’yi dönüştürme projesine ortak olanlara da bu yakışır!
Konu, değişik platformlarda da dile getirilmeye başlandı. Daha da yayılacak... Halkımız insanlarına, ilim adamlarına sahip çıkacak ve Ak Parti yönetiminin pek sevdiği bir sözle söyleyeyim: Yedirmeyeceklerdir!
Yıkıcıların, bölücülerin ayağına bassanız feryatları asumanı kaplar ama bu ülkenin gerçek sahipleri horlanır, itilir, kalır; sesleri çıkmaz. “Türk” silinmek, Türkiye bölünmek isteniyor... Bir ara 300 imzalı bildiri yayınlandı, Türkiye dalgalandı, bildiriler birbirini takip etti; AKP yöneticileri şöyle bir duraksadılar, iş nereye varır diye ölçtüler, biçtiler; ülkenin birliğini isteyenler ısrarlı olmayıp kabuklarına çekilince yine bildiklerini okudular, hatta daha ileri gittiler. (Güneydoğu fiilen bölünmüş durumda! Etnisitelerin ümmetten/milletten ayrıştırılması daha bir öne çıkartıldı.)
Millî hislerle memlû gönüllü kuruluşlar, sendikalar neredeler?! Niğde Üniversitesi’nde akıl almaz soruşturmaya uğratılanlar muhtemelen Türkiye Kamu-Sen üyeleridirler. Üye olmasalar dahi, memurların bir sendikası olarak, hele bir memleket meselesi ise hak aramak gerekmez mi?
22 Nisan 2013’te, Yeni Hey’et-i Nasîha Nide Üniversitesi’nde, PKK’yı şirin gösterme toplantısı yaptı. YouToube’da salondaki bütün konuşmaları, hareketlenmeleri görebilirsiniz. Kavga yok, sert konuşmalar sadece... Bir kişinin de üzerine doğru yürünüyor, elinden mikrofon alınmak isteniyor. Salonda kimi imza karşılığı mecburen gelmiş öğretim üyeleri ve öğrenciler var. Sık sık “Yuh!” sesleri yükseliyor, “Ne mutlu Türk’üm diyene...” temposu tutuluyor.
İki gün sonra 24 Nisan’da üniversite senatosu bir bildiri yayınlıyor ve diyor ki:
“Toplantıda, 2-3 öğretim elemanının görüş ve tepkisini ortaya koyma biçimi, Niğde Üniversitesi mensuplarına yakışmayacak nitelikte olmuştur. Demokratik hak kullanımı sınırını aşan bu davranış tarzı, hiçbir surette olağan karşılanamaz. Sadece birkaç öğretim elemanı ve öğrencinin, demokratik tartışma zeminini istismar eden provokatif davranışı ve tahammülsüzlükle sergilediği bağnaz bakış açısı ile Üniversitemize yakışmayan münferit tavır ve yaklaşımı; 1.250 akademik ve idari personeli, 18.000’den fazla öğrencisi bulunan Üniversitemizi asla temsil etmemektedir.”
Bütün üniversiteyi temsilen gelmiş yüzlerce insan içeride ve ezici çokluk PKK propagandacılarına tavır koyuyor. Senato ise “2-3 kişi” diyor. Öyleyse niye 11 kişiye soruşturma açıyorsunuz?!.. Belki yönetim böylece durumu kurtarmak, hâdiseyi kapatmak istemiş ama “yukarı” dan bir baskı gelmiş olmalı ki, tam iki ay sonra soruşturma açmak zorunda kalmış. (Yazacaklarım bitmedi!)