Yine mi “Türkiyelilik”?!

Oyuncu Oktay Kaynarca’nın “Ben Türkiyeliyim, Türkiye milliyetçisiyim” demesi eski defterleri açtırdı.

Ak Parti iktidarı, “Türk”ü kaldırıp “Türkiyelilik”i ikame etmek istedi. “Türk Adını Silme Planı”ı yazdım. Bu kitabımız çok yere ulaştı.

CIA, 15 Temmuz 2016’da içimizdeki tarikat/cemaat yapısını kullanarak darbeye kalkıştı. “Türkiyeli Türk milleti” öyle bir direndi ki, darbeye kalkışanlar tarumar oldular. Kendileri tarumar oldukları bir tarafa; saf, temiz, öğretici cemaat sandıkları gruptan feyiz aldıklarını sanan on binlerce, yüz binlerce insanın da mağduriyetine yol açtılar. Darbeciler yüzünden rejim bile değişti. 2017’de “tek adam” yönetimine kapı açıldı. Binlerce insan nahak yere dört duvar arasına tıkıldı. On binlercesi, yüz binlercesi, işini, yuvası, geleceğini kaybetti.

Farklı bir şey oldu. Bu darbe teşebbüsü “tek adam” iktidarına yol açarken, “Türk”ü de getirdi.

“Türk”ü gönüllerden, yazılarından tabelalardan, her yerden silmeye kalkışanlar, “Türk”le hayat buldukları görme mecburiyetinde kaldılar ve arada da olsa “Türk”, “Türk milleti” dillerinden dökülmeye başladı. Bu gelişmeler üzerine “Türk’e Dönüş” başlığı altında bir seri yazı yazdım. “Türk Adını Silme Planı”nı da “Türk’e Dönüş”ü girip okuyabilirsiniz.

“Türk”e kafayı takmışlar ya... Bu defa “Türk edebiyatı”nı kaldırdılar, “Türkiye edebiyatı” demeye başladılar. Nasıl sihirli bir else, içimizde, “Türk”e düşmanlığa hemen bir mecra buluyor.

“Türk”e saldırılara bigâne kalamazdık. “‘Türkçülük’ derken” başlığı altında dört gün, “Kasıtlı adlandırma: Türkçe edebiyat!” başlığı altında üç gün Türk-Türkiyelilik”e dair ayrıntılı yazdım.

“Türk”, emperyal güçlerin önlerindeki en büyük engel. Yoksa içimizde birilerine milyonlar akıtılır, Türk düşmanlığı yaptırılır mı?!

Her defasında yazarım: “Şark Meselesi” gömülmedi; yine indirilmek üzere rafa kaldırıldı. “Sevr Projesi”ne bakarsanız, “Şark Meselesi”nde asıl nereye ulaşılmak istendiğini görürsünüz.

KONDA’nın 2018’de yaptığı “Türkiye 100 kişi olsaydı” başlıklı araştırması önümde. 18 yaş üstü 26 bin 871 kişiyle görüşülüyor. “Etnisite” ve “inanç” sorusuna alınan cevaplar: “100 kişilik Türkiye'nin 79'u Türk, 14 kişi Kürt, 1'i Zaza, 3'ü Arap ve 3 kişi de başka etnik kökenden geliyor. İnanç olarak ise 92 Sünni, 5 Alevî ve 3 ‘diğer’ inançlara mensup kişi bulunuyor.”

Dünyada farklı etnisiteleri kendi bünyesinde bulundurmayan kaç devlet var? Dünyada beş bin etnisiteden bahsediliyor. Bizde “Türk”, Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan herkesi içine alıyor. Esas konuşulan dil Türkçe. Etnisitelerin elbette dilleri olacak, elbette kendi tarihleri merak edilecek, araştırılacak, dilin kökü ve gelişmesi üzerinde durulacak, günlük hayatta, edebiyatta, ilmî çalışmalarda derinleşilecek.

Ama, emperyalistlerin kucağına oturulur, ülke huzursuz edilirse, insanlarımız elbette ülkelerine sahip çıkarlar.

İşte Ak Parti’nin politikası... “Çözüm” dedikleri “çözülme” döneminde, İmralı ve Kandil’e bütün kapıları açmadılar mı?! Yıkıcı/bölücülerin iç siyasetteki temsilcileri iki tarafa da gönderilip akıl almaları istenmedi mi? Nedir mesele? Oturalım, konuşalım, hal yoluna gidelim, denmedi mi?

Netice ne? Kan! Kim akıttı kanı? Kim başlattı çatışmayı? Yakın tarih bir incelensin.

“Türk”ü silip, mecburen “Türkiyeli” diyenler, “Türkiyeli”nin “Türk”ünü de yok etmek isteyeceklerdir. Ancak, çok güvendikleri, destek aldıkları Batı bile Osmanlı sahasında da Türkiye sahasında da herkesi “Türk” adlandırma mecburiyetinde kalmıştır.

Oyuna gelmeyelim, kendimize gelelim.

Yazarın Diğer Yazıları