Yeniyi biliyor muyuz?
2018 yılında meydana gelen bilimsel gelişmeler, içinde var olduğumuz milenyuma dair birçok şeyi haber veriyor. İnsanlık, bilim ve teknolojinin öncülüğünde hızla yeni bir hayata doğru yol alıyor.
Bu durumda şöyle bir soru herkesin beynini kurcalamalıdır: Yeni buluşlar var. Bu yeni bir yaşam biçimi, yeni bir yönetim anlayışı ve yeni bir gelişim farklılaşması, yeni bir dünya kurulması demektir.
Büyük kuşak değişimi demektir.
Bu durumda geleceğin Türkiye'sini zihninde kim canlandırıyor ve o Türkiye'de nasıl bir konumda olacağımıza dair kim endişe taşıyor?
İleride yeni kurulacak dünyada Türkiye'nin yeri ne olacak?
Buna dair hazırlık yapılıyor mu?
Hiç sanmam.
Bizim birinci konumuz yeni rejimi korumak.
İkinci konumuz, iktidar gücüyle devlet imkânlarını kime ihale edeceğimize/dağıtacağımıza karar vermek.
Üçüncüsü de seçimleri ne yapıp edip bir şekilde kazanmaktır.
Artık aklın alamayacağı buluşlar yapılıyor.
Buyurun:
"Microsof Research Asia adlı araştırma merkezinde, Stanford Üniversitesi tarafından 100 bin soru arasından seçilen "SQuAD" adlı okuma-anlama sınavını başarıyla tamamlayan yapay zekâya sahip bir teknoloji geliştirildi. Yapay zekâ programı, sorulan soruları normal bir insan düzeyinde cevapladı."
İnsanın yerine robotların yöneteceği bir dünyaya doğru gidiyoruz.
Fikrimce o dünya daha adil olur.
Tabii eğer hilebaz robotlar dünyayı ele geçirmezse.
Devam edelim.
"Japonya'da, Ulusal İleri Bilim ve Teknoloji Kurumu, insan gibi tamamen bağımsız hareket eden ve ağır işleri yapabilen "HRP-5P" insansı robotu basına tanıttı. Robot, 12 kilogramlık alçı panelleri depodan alıp yapım halindeki duvara vidalamayı başardı."
Demek ki insanlar sadece gözlemci olacak. Ve belki de tembellikten ne yapacaklarını bilemeyecekler.
Bir tane daha:
"Washington State Üniversitesi'nin makine ve malzeme mühendisliği bölümünde, Türk bilim insanı Doç. Dr. Arda Gözen, kanda şeker ölçen giyilebilir cihazı 3D yazıcıda üreterek bir ilki başardı..."
Demek ki neymiş..
Doğru üniversite politikaları geliştirirsen ve AR-GE yatırımlarına önem verirsen insanlar buluş yapabiliyormuş. Doç. Dr. Arda Gözen örneğinde olduğu gibi.
Türkiye'yi ve Türkiye'deki eğitimi yönetenlerin bu bağlamda yerine getirmeleri gereken acil kodlu görevler var.
Atatürk'e sövmeyi öğretmek ve ders kitaplarından çıkarmak yerine gösterdiği "muasır medeniyet seviyesine" yönelik eğitim ve kalkınma politikaları geliştirmeleri gerekiyor.
Bu bağlamda eğitimin yeniden inşa edilmesi kaçınılmazdır.
Geleceğin Türkiye'sini inşa etmek biricik gayemiz olmalı.
Çünkü potansiyelimiz fazlasıyla var.
Mesela "Çukurova Üniversitesi Makine Mühendisliği ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği öğrencilerinden oluşan bir grup tarafından üretilen elektrikli otomobil, 1 TL ile 350 kilometre yol gidebiliyor."
Destek istiyorlar.
Türk insanının zihnini sürekli politik oyunlarla meşgul etmek yerine, kalkınma ve ilerleme odaklı bir zihniyet yapısı oluşturarak dünya ile yarışacak hale gelmemiz gerekiyor.
Yeni yılımız inşallah böyle olur..