Yeniden Toplumcu/ Halkçı Milliyetçilik Mümkün Mü?
Türkiye’de toplumcu/halkçı bir milliyetçilik anlayışı, yani milli sol, sağda ve solda olmak üzere iki farklı akım olarak doğdu, yaşadı ancak soğuk savaş döneminde özellikle ABD’nin de etkisiyle 1960’larda ve 1970’lerde tasfiye edilerek tarihe karıştı.
Sol yelpazede Sultan Galiyev’in sekreteri Mustafa Suphi tarafından başlatılmak istenilen milli sol, Mustafa Suphi’nin 1921’de öldürülmesinden sonra TKP’yi ele geçiren Şefik Hüsnü’nün liderliğinde Sovyet Rusya’ya angaje edilerek yok edildi.
1927 TKP tevkifatından sonra Vedat Nedim liderliğinde TKP’den ayrılıp Kemalizm’i benimseyen bir grup eski komünistin 1932 yılında başlattığı, Kemalizm’i Sosyalizm ile sentezleyen sol Kemalist Kadro dergisi hareketi ise 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü tarafından tasfiye edildi.
Soğuk savaş döneminde Kadro dergisi hareketinin fikri halefi konumundaki Yön/Devrim dergisi hareketi de Madanoğlu cuntasıyla işbirliği yapınca başarısız 9 Mart girişiminden 3 gün sonra 12 Mart 1971 askeri Muhtırası’yla tasfiye edildiler…
Böylece sol kökenli milli sol böylece tarihe karıştı…
Türk siyasetinde sağ yelpazede yer alan milli sol hareketi de benzer bir akıbet sonucu soğuk savaş döneminde tasfiye edilerek tarihe karıştı…
Türk siyaset tarihinde Tanzimat döneminde başlayan milliyetçilik, toplumcu ve halkçı olarak doğdu. Özellikle Yusuf Akçura, Ziya Gökalp gibi isimler, Türk milliyetçiliğimi toplumcu ve halkçı olarak, yani milli sol çizgide doktrine etti.
Cumhuriyetin ilanından sonra Türk milliyetçiliği Turancılık ve Anadoluculuk olarak ikiye bölünse de toplumcu halkçı karakterini muhafazakâr etti.
Seküler Türkçülüğü ve Turancılığı temsil eden Hüseyin Nihal Atsız da muhafazakar milliyetçiliği ve Anadoluculuğu temsil eden Nurettin Topçu, Remzi Oğuz Arık gibi isimler de Türk milliyetçiliğinin toplumcu halkçı çizgide olması gerektiğini ifade ettiler…
DP Seyhan milletvekili olarak TBMM’ye giren Remzi Oğuz Arık, 1952 yılında DP’den istifa edip yeni parti kurunca partisine “Türkiye Köylü Partisi” adını verdi ve TKP’nin ekonomi programını toprağa, tarıma ve köylüye dayandırdı…
Yoğun bir devletçiliği de savunan bu isimler kapitalizme, burjuvaziye ve feodalizme adeta savaş açtı…
Remzi Oğuz Arık 1954 yılında bir uçak kazasıyla vefat ettiğinde milli solu Nurettin Topçu ve Topçu’nun manevi lideri olduğu –kapatılan Türk Milliyetçiler Derneği yerine kurulan- Milliyetçiler Derneği temsil etti.
27 Mayıs 1960 darbesi, DP iktidarının üstünden geçtiği gibi Türk milliyetçiliğinin de üstünden geçti.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Anadolucular da ikiye bölündü…
27 Mayıs 1960 darbesini, ikinci bir “3 Mayıs 1944 Turancılık davası” travması olarak kabul eden Anadoluculardan bir grup, Adalet Partisi çatısı altında siyasallaşma sürecine girdi.
Anadoluculuk ekolüne mensup Gökhan Evliyaoğlu, Sadettin Bilgiç, Ferruh Bozbeyli, Hami Tezkan, Osman Yüksel gibi isimler 1960’larda AP milletvekili olarak TBMM’de yer aldılar ancak Demirel etrafında kümelenmiş yeminliler ile mücadeleleri sonucunda AP’den tasfiye edildiler…
Türk milliyetçiliğinin partiler üstü ve apolitik bir ülkü ideal olduğunu düşünen Nurettin Topçu ve talebeleri ise 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında da Milliyetçiler Derneği içinde faaliyetlerine devam ettiler hareketin teorisyeni ve fikri lideri olan Nurettin Topçu’nun yazılarında ve konferanslarında sık sık “Sosyalist İslam” ve “Milliyetçi Sol” gibi kavramları kullanması, soğuk savaş esnasında ABD’ye angaje olan Anadolucuları çok rahatsız etti.
Milliyetçiler Derneği’nin 1964 yılındaki kongresinde Topçu’nun genel başkan adayı Ercüment Konukman’a karşı mücadele eden bu kanadın desteğiyle Nevzat Yalçıntaş Milliyetçiler Derneği genel başkanı olunca Topçu ve talebeleri Milliyetçiler Derneği’nden ayrılarak “Milliyetçi ve Toplumcu Anadolucular Derneği”ni kurdu.
1969 yılında Milliyetçi ve Toplumcu Anadolucular Derneği’nin adı “bölgecilik” yaptığı gerekçesiyle “Anadolu Fikir Derneği” olarak değiştirildi.
Topçu ve talebelerinin ayrılmasından sonra büyük kan kaybeden Milliyetçiler Derneği de 1967 yılında faaliyetlerine son verdi.
Soğuk savaş döneminde Türk milliyetçiliğini sadece “Komünizmle Mücadele” konseptine indirgeyen ABD’ye angaje olan milliyetçi kanat ise Aydınlar Ocağı çatısı altında faaliyet gösterip, hızlı bir yozlaşma sürecine girdiler, toplumcu/halkçı milliyetçilik anlayışından uzaklaştılar, sermaye ve feodalizmle eşgüdümlü çalıştılar...
Soğuk savaş döneminde ABD kapitalizmine bu şekilde hizmet eden Aydınlar Ocağı, 10 yıl sonra 12 Eylül 1980 darbesi olunca Bayrak Harekatı’nı “ikinci milli mücadele”, darbenin lideri Orgeneral Kenan Evren’i ise “ikinci Atatürk” olarak tanımladılar…
Aydınlar Ocağı 12 Eylül darbesini en çok destekleyen STK olarak tarihe geçti…
Prof. Dr. Nurettin Topçu tarafından temsil edilen toplumcu/halkçı milliyetçilik anlayışı ise Topçu ve Anadolu Fikir Derneği ile sınırlı kaldı.
MHP lideri Alpaslan Türkeş’in 9 Işık doktrinin de yer alan “toplumculuk”, “halkçılık” ve “köycülük” ilkeleri bile kamuoyunda karşılık bulmadı.
Anadolu Fikir Derneği 1974 yılında feshedilerek kapatılırken Prof. Dr. Nurettin Topçu 10 Temmuz 1975 tarihinde hayatını kaybetti.