Öcalan'ın tahliyesi nasıl önlenir?
Bu sorunun cevabı, yargının siyasallaştığı günümüzde gerçek anlamda Tarihi bir kahramanlık gerektirmekte...
Oysa yapılması gereken yalnızca ilgili savcının görevinin gereğini yerine getirerek Öcalan hakkındaki 14 yıldır açık tutulan soruşturma dosyasını sonuçlandırmak!
Hukuka o kadar muhtacız ki, yalnızca görevinin gereğini yapan ve böylelikle “Yenidoğan Çetesi”ni çökerten savcı Yavuz Engin'i kamuoyu kahraman ilan etti. Tabii ki biz de savcımızı görevinin gereğini yerine getirdiği için tebrik ediyoruz.
Ama şimdi sizlerle, görevinin gereğini yerine getirdiğinde gerçekten büyük bir kahraman olacak başka bir savcıdan söz etmek istiyorum.
Bu savcımızın ismini bilmiyorum çünkü bizzat şikâyetçilerinden ve takipçilerinden olduğum teröristbaşı Öcalan hakkında tam 14 yıldır sürdürülen KCK Kuruculuğu ve Yöneticiliği soruşturma dosyasında 14 yılda bugüne kadar yaklaşık 20 ayrı savcı görev aldı.
Ancak gelin görün ki, bugüne dek bir tek soruşturma savcısı bile, teröristbaşı Öcalan hakkındaki KCK kuruculuğu iddialı soruşturmayı sonuçlandırmadı.
Bugüne kadar dosyaya atanan tüm savcılar aldıkları soruşturma dosyasını öylece beklettiler...
Yalnızca içlerinden bir kaçı, o da soruşturma dosyasının bu kadar uzun süredir bekletildiğini gizlemek için 3-5 yılda bir yetkisizlikle kararı vererek soruşturma dosyasını İstanbul'dan Bursa'ya, Bursa'dan İstanbul'a bir pinpon topu misali gönderdi.
14 yıldır adeta bir ateş topu gibi savcılar tarafından bir an önce üstlerinden atılmak için birbirleriyle yarışılan bu dosyada, bugüne kadar hiçbir şekilde Öcalan KCK'yı kurdu ve talimat verip yönetti mi yoksa KCK'yı kurmadı, talimat veremedi mi tespiti yapılamadı!
Nasıl yapılsın?
Eğer, Öcalan KCK'yı kurmadı, eylem talimatı da vermedi denilirse bu hâlde Öcalan'dan talimat aldığı iddiasıyla mahkûm edilen başta Selahattin Demirtaş olmak üzere HDP'lileri serbest bırakmak gerekecek!
Yok eğer, birçok mahkeme kararında belirtildiği üzere KCK'yı Öcalan kurduğunda talimat verdi denilirse, bu kere de Öcalan hakkında yeni bir dava açılıp yine tutuklama kararı vermek gerekecek!
Bu da hâliyle, ikinci çözüm sürecinde Öcalan'ın ‘umut hakkı’ bahanesiyle tahliye edilip, TBMM'de konuşma yapması davetini yerine getirmesine engel olacak...
İşte bu yüzden 14 yıldır sürdürülen Öcalan soruşturması bir türlü sonuçlandırılmıyor! Öcalan'ın terbiyesi için 'sopa' olarak kullanılıyor...
Bu çerçevede Cumhur İttifakı, Öcalan merkezli yeni süreçte elini sıkı tutup, yalnızca kendisini umut hakkından tahliye etmek ve hakkında yeni bir mahkûmiyet kararı vermemek için kararlı görünüyor...
Ancak, eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün de geçtiğimiz günlerde yaptığı bir değerlendirmede belirttiği gibi, teröristbaşı için bahane edilen umut hakkı nedeniyle Öcalan'ın tahliyesi, mevcut düzenlemelerde değişiklik yapılmadan ve terörist Öcalan’ın durumunu ilgilendiren maddeler tamamıyla kaldırılmadan mümkün değil.
Bu nedenle de Öcalan'ı ille de serbest bırakmak kararlılığındaki Cumhur İttifakı ortaklığının yapabileceği yalnızca bir genel af çıkartmak olacak!
Zaten hem cezaevlerinde ve Kandil'de bulunan 10.000 kadar PKK'lı teröristin silah bırakmayı kabullenmesi için hem de Öcalan'ın güya onurlu serbestliği için bu yapılmak zorunda...
İşte burada çıkartılacak bir ‘genel af’ için esas alınacak suç tarihinin ne olacağı ayrıca değerlendirilmeyi gerektirmekte ki bu bir başka yazımızı konusu olacak...
Özcesi; macun tüpten çıktı ve Cumhur İttifakı ortaklığı adım adım bir genel affa doğru ilerliyor…