Açılım-saçılım son seçim-son tango
22 yıllık tek başına iktidarda olan Ak Parti iktidarında, Ak Parti mi kazandı DEM mi?
Ak Parti, 22 yılın sonunda en düşük oy oranına geriledi. Şimdi bir de ambalaj değiştirip huy değiştirmeyen DEM'e bakalım.
-Oyları sürekli sabit
-Hükûmeti "Açılım" adı altında masaya oturttular ve kendilerini meşru kıldılar.
- Öcalan terörist değil, siyasi figür hâline geldi.
- DEM, Güneydoğu'ya sıkışmış bir partiydi. Başkanlık Sistemi ile yeniden Türkiye Partisi oldular.
- DEM, Başkanlık Sistemi ile birlikte 40 yılda gelemeyeceği siyasi konuma geldi.
- Başkanlık Sistemi ile birlikte DEM olmadan Cumhurbaşkanlığı ve Büyükşehir Belediyelerini seçemiyorsunuz, size siyasi şantaj yapıyorlar.
-Irak PKKİSTAN/ Kürdistan'ı kuruldu.
-Suriye PKKİSTAN/ Kürdistan'ı kuruldu.
Bunca kazanımdan sonra DEM ve hamilerine verilecek yeni imtiyazlar ve haklar, DEM'in yıllardır kazanımlarının Nirvana’sı olmaz mı?
Son Çözüm Süreci’nde PKK, Kandil'den yaptığı açıklamada, Öcalan'ın İmralı'dan PKK'ya yaptığı "çözüm, ateşkes ve silah bırakma çağrısını" hiçe saymış ve "Öcalan'ın Çözüm Çağrısı'na rağmen savaşı sürdüreceklerini" açıklamıştı!
Bu kez, Yine Yeniden Çözüm Süreci'nde; PKK, Öcalan'ın sözünü dinleyecek mi ki? Eğer dinlemeyecek ise o hâlde terörist başı Öcalan'a niçin güzellik yapma derdi, telaşına düşüp, Cumhur İttifakı ortakları birbirleriyle yarışa tutuşuyor?
Ya ateşkes sonrası önceki açılım da, "Hendek, Çukur Savaşı" sürecinde olduğu gibi, PKK operasyonlarına son verildiğinde, PKK yeniden güçlenir, yaralılarını, hastalarını tedavi ettirir, moral ve güç depolar, daha da güçlenmiş bir hâlde, "bize verilen sözler tutulmadı, biz anlaşmayı bir yana bırakıp yeniden savaşa koyuluyoruz" derse ne olacak?
Peki ya PKK içinden ayrılacak gruplar, ateşkesi tanımayıp 'savaşı sürdürme' kararı alırsa, neye yarayacak Yine Yeniden Çözüm Süreci ve PKK ile ateşkes?
Ve niye Öcalan'ı eve göndermiş mi olacağız sadece?
Kaldı ki PKK ile bir ateşkes, silah bırakma yahut Yine Yeniden Bir Çözüm Süreci, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Türk milletine karşı en adi, en aşağılık, en ciddi ve sinsi tehlikeleri de beraberinde taşımayacak mı?..
Daha önce PKK'dan ayrılan gruplar olduğu gibi şimdi ateşkes ya da çözüm süreci sonrasında bir grup yine PKK'dan ayrılacak olursa diye hükûmet tarafına yeniden çözüm sürecinin garantörü yine PKK mı olacak yoksa 3. bir taraf ülke mi?
Bu sorunun her ne olursa olsun korkunç cevabı bir yana, olası bir yeniden çözüm süreci, kim ne derse desin, özerkliğin, federasyonun alt yapısını sinsilikle inşa etmekten başka bir şey değildir.
PKK, AKP'ye karşı, "içimizden ayrılacak gruplar, 'biz çözüm sürecini kabullenemiyoruz, biz savaşa devam edeceğiz, Öcalan bir tutsak ve akıl ruh sağlığı yerinde değil, verdiği kararlar geçmiş kongre kararlarına ters, o bir tutsak ve iradesi yok, bu PKK'nın ruhuna mantığına aykırı, biz savaşa devam ediyoruz' derseler ve mesela PKK'dan ayrılıp savaşa devam ederseler, biz PKK olarak ateşkes ve silah bırakma sözümüzü dinlemeyecek gruplara karşı, 'öz savunma güçleri'mizle müdahale edip yeniden çözüm sürecine uyumu sağlayacak ve garanti edeceğiz" dediklerinde ve hükûmet tarafından bu kabul edildiğinde özerkliğin kapısı açılmış federasyona ilk adım atılmış olmayacak mı? Hangi akla karşılık sizler terörizmle müzakere olmaz mücadele olur ilkesinden vazgeçiyorsunuz?
Sahi bu varsayımlar gerçekleşebilir mi, kamuoyunu net bir şekilde bilgilendirmelisiniz.