Dünya 7 Ekim 2023'te,Hamas'ın İsrail'e sürpriz bir şekilde saldırmasıyla şok oldu. Yüzlerce İsrailli rehin alındı, 1.200' den fazla İsrailli öldürüldü ve binlercesi yaralandı.
Filistin ve Lübnan topraklarında merkezi bir internet yönetiminin ve ulusal siber güvenlik için tutarlı bir stratejinin olmaması, İsrail'in ağ altyapılarının tam kontrolüne sahip olmasıyla, Filistin Yönetimi ve Hamas yönetimi siber yapıyla ilgili olarak sınırlı egemenlik işlevlerini elinde tutmaktadır. Dahası, Filistin'in işe yaramayan ilkel siber güvenlik yönetimi kaçınılmaz olarak Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi'ni İsrail'in ilhak ettiği Doğu Kudüs'ten ve Gazze'deki Hamas yönetiminden ayıran toprak ve siyasi kırılmaları yansıtmaktadır. İsrail’in en büyük destekçisi ikiye bölünmüş bir Filistin yönetimidir. İstihbarat zafiyetlerinin ana teması da bu çekişmelerin sonucudur.
Sonuç olarak Gazze'de o günden buyana 42 bin sivil ölümü gerçekleşti. Bu çatışmalar boyunca, savaş alanını geleneksel coğrafi sınırların ötesine taşıyan kinetix ve siber operasyonları harmanlayan hibrit savaş kavramı tekrar gündeme geldi.Hamas'ın İsrail’e sızdığı günlerde, İran destekli siber gruplar Hamas'ın İsrail'e karşı "Gölge Savaş"ını desteklemek için bir dizi saldırı başlatmıştı.
Bir yandan geleneksel savaş devam ederken, diğer yandan da İsrail varlıklarına yönelik basit fırsatçı saldırı ve sızma çabaları hızlanmıştı. Özellikle verileri silme amaçlı kötü amaçlı yazılımların konuşlandırılması ve Endüstriyel Kontrol Sistemlerinin (ICS) hedef alınması gibi daha yıkıcı faaliyetler ortaya çıktı. Ayrıca, İsrail yanlısı oluşumlara karşı karışıklık yaratmak ve kara operasyonlarına desteği baltalamak amacıyla kitlesel etki kampanyaları düzenlendi.
Buradaki amaç, siber alanda İsrail ve müttefiklerini zayıflatmak, bilgi ortamını şekillendirme, İsrail savunmasında zayıflık algısı yaratmak, İsrail'in Gazze'deki Filistinlilere karşı yol açtığı zararı vurgulayarak İsrail'e yönelik küresel desteğin azaltılmasıydı.
Bu taktik muhtemelen rakip Kritik Ulusal Altyapı'yı (CNI) sabote etmeyi ve devam eden çatışmada devletin konumunu güçlendirmek için istihbarat toplamayı amaçlıyordu. İran devleti yanlısı siber aktörler ayrıca batı eğitim sektöründeki ulusal güvenlik düşünce kuruluşları, diplomatlar, eski askeri personel, sivil toplum örgütleri (STK'lar) ve Orta Doğu işleri uzmanlarına karşı kimlik avı kampanyaları başlattılar ve kritik karar vericiler hakkında istihbarat topladılar.
İsrail’de buna karşı tüm teknolojik ve istihbari etkinliğini kullandı. Burada en en önemli vurgu, bir istihbarat devleti olan İsrail’e Hamas’ın saldırması, dünyada istihbarat zaafiyeti olarak algılanmıştı ve bu İsrail için büyük bir prestij kaybıydı. İsrail, ABD’nin istihbarat desteğiyle Paramiliter örgütler Hamas ve Hizbullah’ın yönetim kadroları ortadan kaldırıldı. Özellikle Nasralla’ın öldürülmesi İsrail için çok büyük bir üstünlük sağladı. Özellikle Çağrı cihazı, telsiz ve sığınak delen bombaların nokta atışı tesiptleri, Hizbullah’ın uzun dönemdir kontrolde tutulduğunun açık bir göstergesidir.
Artık bu süreç göstermiştir ki, bundan sonra oluşabilecek 11 Eylül gibi saldırılar yerine siber savaşlar daha etkin hale gelecektir. Konvansiyonel Savaşlar ve Siber Savaşlar arasındaki en büyük farklardan birisi, konvansiyonel savaşlarda milyarlarca dolar para harcarsınız ve sonuç alamazsanız paranız çöp olur ve ekonominize zarar verir. Siber Savaşlarda ise saldırı yaptığınız ülke ya da sistematiğe karşı bir sonuç alamazsanız hiç bir maliyet kaybınız olmaz.
İsrail herkese bir daha gösterdi ki; bilgisayarınız için tamir servislerinizi iyi seçin. Dizüstü bilgisayar ve harddisk gibi bilgi depoladığınız cihazları yanınızda ayırmayın, mümkünse kilit altında tutun ve elektronik cihazlarınızı kargoya vermeyin.
İsrail bu psikolojik baskıyı ve üstünlüğü sağladı
