Yeniçeri ruhu yaşıyor
Bırakın öyle kalsınlar. Topyekûn “akil adam” olarak hayatlarını devam ettirsinler. Bu onların kendilerini tanımlama biçimi değil mi?
Evet öyle!
Ne diyorlar?
“Biz akil adamız.”
Sorun yok! Öyle kalın. Size yakışanı budur.
Bize asıl gerekli olan “a-kıl adamlardır.”
“Yiyici” olamayacağımıza göre “akil” de diyemeyiz kendimize. Bize yakışan “akıl” kavramından türetilen; “a” harfi azıcık uzun söylenerek telaffuz edilen “a-kıl” adam olmaktır.
Akıl adamların 300’ü bir araya gelerek Prof. Dr. İskender Öksüz öncülüğünde Türkiye’nin Türksüz kalamayacağını açıkladı. Sonra ne oldu bilin bakalım?
Yeniçeri topluluğu hemen kazan kaldırıp ayaklandı.
“Siz Türk dediniz.”
He, Türk dedik. Çünkü biz Türk’üz. Başka ne deseydik?
Biliyor musunuz? Yeniçeri, tarihin her döneminde böyle idi. Kazandıkça ve cebi doldukça devletten iyisi yoktu. Akçe gelmedi mi en iyi bildiği yol isyan etmekti.
Ölmedi ki yeniçeri. Onu tanımak için “Türk” sözünü yüksek sesle haykıracaksın. Gör bak ne oluyor?
Hemen çatal bir ses duyacaksınız.
“Irkçı, ayrımcı..” Bu duyduğun bozuk ses yeniçeriye aittir.
Yeniçeri kimdir? Yeniçeri önce milliyetini kayıp etmiş, başkalaşmış adamdır.
En önemli özelliği her zaman sadece Müslüman’ım demesidir.
Bu kadar.
Milliyetsiz Müslüman.
Türk ise hem Müslüman’dır ve hem de esas olan, özdür.
Bu sebeple devletini korurdu. Türk sipahisiydi devletin; yani mülkün temeliydi ve tımarlıydı. Toprağın yöneticisiydi. Bu sebeple toprakla sipahi arasında derin bağlar vardır.
Türk, devlet kurucu toplumun bizzat kendisiydi; varlık sebebiydi. Türk olmasaydı devlet kurulamazdı. Devlet kurulamazsa, tarih olmazdı. Tarih olmazsa büyük imparatorluklar, fetihler, doğudan batıya, Mağrib’ten Maşrıb’a kadar ezan okunmazdı. Ve Türk olmasaydı, Haçlı’nın önünde duran kalmazdı.
Türk olmasaydı akınlar olmazdı, akınlar olmasaydı, Anadolu’da her daim Bizans devleti olurdu.
Böyle bir dünya düşünün lütfen. Bir harita getirin gözlerinizin önüne. Türk’ün Ortaasya’dan çıkmadığı, Sultan Alparslan’ın olmadığı, Kılıçarslan diye birinin anılmadığı, Fatih Sultan Mehmet diye bir hükümdarın bilinmediği bir dünya düşünün.
Ne görüyorsunuz?
Türk, tarihin akışını değiştirendir. Bu sebeple dostu az; düşmanı çoktur.
Türk, aynı zamanda kendisiyle yoldaş edindiği onlarca kavmi tarih ırmağında taşımış bir toplumun adıdır.
Yeniçeri ise yeterince milliyetleşememiş olandır.
Dikkat ediniz.
Yeniçeriler, şimdi bugün hepimize milliyetsizleşmeyi öneriyor. Hepimize geçmişimizi unutmamızı salık veriyor. 9 asır İslam’ın bayraktarlığını yapmış bir toplumu sürüleştirdikten sonra “Siz sadece Müslümansınız. Bunun dışında sizin geri kalan değerleriniz yok. Allah herkesi kavim kavim yarattı ama sizi sadece kavimsiz bir topluluk olarak yarattı” diyerek Türksüzleştirmeye çalışıyor. Türklerin her biri yeniçerileşti mi, gerisi kolay. Artık kendi vatanlarını başkaları adına istila edebileceklerdir.
Yeniçeri ruhu yaşıyor.