Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Yeni müfredat

Kabine açıklandığı gün en yanlış atama olduğu daha ilk bakışta anlaşılan Millî Eğitim Bakanı’nın başında bulunduğu Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ismi verilen yeni müfredat modelini açıkladı.

Tek tek tüm seviye eğitim için ayrı ayrı açıklanan müfredatın ortak metnine bir bakalım; bu müfredatla ne amaçlanmış?

İlk olarak “Yetkin ve erdemli insan” yetiştirmek hedeflenmiş ve bu yetkin ve erdemli insan için on profil sayılmış.

Yani çocuklar bu erdemlere sahip bir şekilde yetiştirilmek isteniyormuş.

Sayılan değerler, her bireyde olması gereken önemli erdemler. Buna şüphe yok.

Dilerim, yeni nesiller, erdemli ve ahlaklı bireyler olurlar.

İktidar bu erdemleri gerçekten önemsiyor mu?

Ancak gözlemlerim şöyle ki, çocuklar, kendilerine söyleneni yapmaktan daha çok, gördüklerini yapmaya meyilliler.

Toplumun değer verdiği erdemlere özenip, onlara sahip olmak için çabalıyorlar.

Şöyle ki…

Bozulmuş bir toplumda, erdemli birey yetiştirmek zor olur. Çünkü çocuklar hangi değerin önemli olduğunu, içinde yaşadığı topluma göre öğrenir.

Yalan söylediğinde ayıplandığını görürse, yalan söylemez. Yalan söyleyenin işini kolay hallettiğini görürse, yalanı kötü bir şey gibi algılamaz.

Mesela, bir yere (örneğin toplu taşıma aracına ya da bir konser alanına) girmek ya da bir şey almak için sıraya girmesi gerektiğini, yere çöp atmaması gerektiğini, sadece sıraya gir”, yere çöp atma” diyerek sağlayamazsınız. Sizin de bu direktifleri uyguluyor olmanız gerekir.

Çok parası olanın öncelikli olduğu bir toplumsal düzen yaratırsanız, çocuk erdemli olmayı değil, çok para sahibi olmayı amaçlar. Saygıyı da bu erdemlerden değil, paradan elde eder.

O yüzden, sayılan erdemler güzel ama yönetenlerin, çocuklara eğitim ve öğretim sağlayacak düzeni kuracakların anlayışı, bu değerleri aşılamaktan çok uzak.

Her geçen yıl her alanda geriye giden bir toplumda, ileriye giden çocuklar yetiştirmek ne kadar mümkün olabilir ki?

Sayılan değerler güzel ama…

Cesaretli” demiş mesela. Oysa, korku ikliminde gücünü pekiştirmedi mi iktidar? Sokak röportajlarında görmedik mi, 12-15 yaşındaki çocukların Silivri soğuktur, konuşmayalım” tarzı şakalar yaptığını?

Merhametli” denmiş mesela; küçücük bir kediyi dakikalarca tekmeleyenleri cezalandıracak hiçbir düzenleme yapmamış olanların yönetiminde merhamet nasıl gelişebilir ki?

Vatansever” denmiş… Ülkenin yerli fabrikalarını yabancılara satılmamış, vatanın geleceği düşünülmeden plansız göç yönetimi yapılmamış gibi.

Estetik”ten bahsedilmiş… Yeşil yeşil bahçeler, parklar yıkılıp, yerine çirkin beton yığınları dikilmişken…

Ahlaklı” denmiş; bu erdem, adil, başkalarının haklarına saygı duyan, dürüst, doğru diye açıklanmış. Adaletsizlik, yolsuzluk, adam kayırma, ülkenin her yanına yayılmadı mı? Doğru söyleyenin barınamadığı bir yere dönüştürülmedi mi ülke?

“Üretken”, “Bilge”, “Sağlıklı”, “İradeli” denmiş…

Ha bir de “sorgulayıcı” denmiş; ülkeyi 20 yıldır biat kültürüyle yönetmiyorlarmış gibi.

Bugün sosyolojik açıdan değerlendirdiğim bu yeni müfredat üzerine çok şey söylenebilir.

Ama şu kesin ki, demokrasi, laiklik, adalet, eşitlik, ekonomik kalkınmışlık, bilimsellik açısından ilerlemiş ve hak arama bilincinin gelişmiş olduğu bir toplum yetiştirmek için öncelikle, bu ilkelerden uzak olan siyasal yaklaşımın değişmesi gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları