Yasak üzerine yasak: (2) Keyfi sınırlamalarla…
Bu yazı dizinin ilk bölümünde “Konuşacak Yer Kalmayana Kadar” başlığıyla ifade özgürlüğüne yönelik yasakların ne kadar arttığından bahsetmiştim. Bugünkü yazıda kaldığım yerden devam ediyorum…
Kore ve Rusya örnekleri
Son günlerde, üst üste getirilen veya getirilmek istenen yasaklarla birlikte Kuzey Kore ve Rusya karşılaştırmaları sık sık yapılıyor. Biraz abartılı benzetmeler olsa da gerçekten de her sorunun yasakla çözülmek istenmesi ve özgürlüklerin günden güne sınırlanması bu iki ülkedeki bazı uygulamaları çağrıştırmıyor değil.
Kuzey Kore, biliyorsunuz ki, dışarıya kapalı bir ülke ancak özel bir izinle vize alınarak ziyaret edilebilmesi de zaman zaman mümkün olabiliyor. Ancak bu şekilde yapılan ziyaretlerde, Kuzey Koreli bir rehber olmaksızın sokaklarda dolaşmak da yasak, sokakta herhangi bir Kuzey Koreli ile konuşmak da… Amaç, ülkede olan bitenler hakkında hükûmetin bilinmesini istediğinden fazlasının açığa çıkmaması.
Rusya’da ise, Ukrayna savaşı başladığında uluslararası basın mensuplarının sorularına yanıt veren Rus vatandaşlarının Kremlin Meydanı’nda göz altına alındığına canlı yayınlarda şahit olmuştuk. Amaç yine hükûmetin kendi istediği kadarının bilinmesini sağlamak ve çizmek istediği imaj dâhilinde Rusya’daki herkesi Putin’in kararının arkasında göstermek, muhalefete imkân tanımamaktı.
“Amaçta benzerlikleri” açısından bu iki ülkeyle karşılaştırılmamız da oldukça normal.
Üstelik şu hususa da dikkat çekmek gerek: Bu ülkelerde de Instagram ve başka bazı sosyal medya uygulamaları yasak ve bu ülkelerdeki hükûmetler de vatandaşlarına “keyfimiz öyle istedi, o yüzden yasakladık” demiyorlar. Yasalara uydurulan veya etrafından dolaşılan ve temel hak ve özgürlükleri hiçe sayan nedenler gerekçe gösteriliyor.
Keyfi sınırlamalar
Tüm bu yasakların, susturma faaliyetlerinin arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, hak ve özgürlükler konusunda çağ atladığını” söyledi.
Hem de bunu Instagram günlerdir kapalıyken, gazeteciler ve vatandaşlar dezenformasyon yapmakla suçlanırken, Tik Tok’un kapatılması ve sokak röportajlarının mercek altına alınacağı konuşulurken, Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmayarak hak ihlalleri yapılıyorken, temel hak ve özgürlükler mahkeme kararı olmaksızın sınırlanıyorken söyledi.
Oysa, ülkenin gerçeklerinden kopmamak, doğru bilgiye ulaşmak, bizler için olduğu kadar Cumhurbaşkanı için de gerekli ve önemli.
Anayasa, yasakladığı platformdan cuma tebriği yayınlayan Cumhurbaşkanının ifade hürriyetini de koruyor, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da.
Hoşa gitmeyen, rahatsız edici bulunan şeyler toplumun her kesimi için farklıdır ve her rahatsız edici bulunanın yasaklanması, ortada özgürlük bırakmayacaktır.
Toplumda yalnız bir yönden yapılan iyileştirmelerle temel hak ve özgürlükler çağ atlamaz. Toplumun tamamı modern çağın gerekliliklerine uygun hak ve özgürlüklere sahip olursa, ancak o zaman çağ atlanır.