Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK

Dr. Fatma ÇELİK

Yasa, nasıl yapılmaz?

Resmî verilere göre dahi enflasyon had safhada, yıl boyu büyük umut bağlanan turizm sektörü bile umduğunu bulamadı. Üst ekonomik sınıfa hizmet veren restoranlar ve oteller hariç, doluluk oranları yakalanamıyor. Yabancı turist dahi Türkiye’yi pahalı buluyor…

Öyle uzun zaman oldu ki, hayat pahalılığı kanıksandı, herkes standartlarını, yaşam kalitesini düşürdü ve koşulları kabullendi. Pahalılığa alıştık.

Bu alışma hâlinden de güç alarak, iktidar ortaya büyük bir tartışma çıkaracağı belli olan bir yasa teklifiyle geldi. Sokak hayvanlarını barınaklara toplama ve ötanazilerine müsamaha gösteren bu düzenlemelerin tepki çekeceği, ilk andan belliydi.

Neticede beklenen oldu, son haftalarda ülkenin, sosyal medyanın bir numaralı gündem maddesi, sokak hayvanları yasası oldu.

Bu yüzden yazıya, ülkenin çözülmeyi bekleyen başlıca sorunu ve gerçek gündemini hatırlatarak başladım. Daha ufak sorunları, daha büyük sorunlar hâline getirerek gerçek gündemin gizlenmesine ortak olmayalım diye…

Yasaya haklı muhalefet

Ancak bu hatırlatmam, sokak hayvanlarıyla ilgili konuyu gündemde tutmayı haklı bir mücadele olarak görmediğim anlamına gelmiyor. Kesinlikle, her vicdan ve aklıselim sahibi insan bu yasanın içeriğinden rahatsızlık duyar ve buna muhalefet eder.

Öte yandan halkın haklı muhalefetinin yanı sıra, siyasi muhalefetin muhalefetini de oldukça zayıf bulduğumu belirtmeliyim. Zira muhalefet partileri, sokaktaki vatandaştan fazlasını söylemede oldukça yetersiz.

Barınaklara koyma zorunluluğunun maliyeti ne olacak? Mesela henüz daha belediyelerin çoğunda barınak yok. Milyonlarca hayvanın toplanması, barınaklara konulması, burada bakımlarının sağlanmasının maliyeti ne kadar?

Kısırlaştırmanın maliyeti yüksek diye uygulanmadığını düşünürsek, kısırlaştırma ve ilçelere barınaklar yapılarak, oralarda hayvanları besleme maliyeti arasındaki fiyat farkı da ortaya konulmalı.

Bu konuda siyasi muhalefetin vatandaşların söylediğinden daha fazlasını söylemesi gerekiyor. Net somut veriler ortaya koyması gerekiyor.

Zira, muhalif partilerin halkın taleplerinin ve isteklerinin meşru yollardan yönetime yansımasındaki rolü bu noktada oldukça gerekli.

Muhalefete rağmen yasa çıkarsa da “uygulamayacağız” demekle olmaz. Zira bir hukuk devletinde yasaya bu şekilde muhalefet etmek uygun düşmez. Üstelik para cezası ve hatta iki yıla kadar hapis cezası ön görülen bir düzenlemeyi uygulamayacağını söylemek, iktidarın yasayı çıkarma motivasyonunu dahi arttıracaktır.

Bunun yerine, her türlü muhalefete rağmen yasanın çıkması hâlinde, gönüllülerle kuracakları bir grup ile barınakların denetimini sağlama, hayvanların vicdana uygun koşullarda toplanmasını, barınmasını ve beslenmesini sağlama üzerine sistematik bir program geliştirerek sunmalı ve bu krizi nasıl yöneteceği konusunda vatandaşa verdiği güvenle, seçim odaklı iktidarın karşısında etkili bir muhalif siyaset yürütülmelidir.

Muhalefete kulak tıkamak

Öte yandan, öğretmenlik meslek kanunu, ticaret kanunu, yargı paketine dair kanun düzenlemeleri ekim ayına bırakılacakken, sokak hayvanlarına dair yasa acil çıkarılmak isteniyor.

Meclis halka kapatılıyor, basın yasa sürecinin dışında tutulmak isteniyor, konu hakkında en bilgili olan hayvan hakları dernekleri tartışmanın dışında bırakılıyor…

Bu süreçte, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi içerisinde yasa yapımının ne kadar çoğulculuktan uzak olduğunu da görmüş oluyoruz.

Oysa yasa yapma sürecinin şeffaf olması, isteyenlerin bu sürece tanıklık edebilmesi, gerektiğinde muhataplarından hesap sorabilmesi, mümkün olduğunca fazla uzman görüşü alınması, demokratik sistemin bir gereğidir.

Bu açıdan “yasa nasıl yapılmaz” derseniz; işte böyle (sokak hayvanları yasasındaki gibi) yasa yapılmaz.

Yazarın Diğer Yazıları