Yandı bitti kül oldu...

Söylemiştik.. Bu adamlarla demokrasi olmaz diye.. Onların zihninde demokrasi değil, her zaman bir saltanat vardır. Öyle olduğu içindir ki ülkenin milli varlığını kendilerinin sanıyorlar. Aslında “çalmıyoruz” derken haklılar, çünkü kendine ait olanlardan almaktadırlar. Saltanatın gereği olarak vakıf kurmakta, ferman yazmakta, fermana uygun olarak da akçe toplamaktadırlar.
E, durum bu olunca, birileri çıkıp ihtişama, muhteşeme ve dahi saltanata dokununca İkinci Cumhuriyet de buraya kadar azizim.
Şimdi avazı çıktığı kadar bağırıyor “İkinci Cumhuriyetçiler.” Liberalizmin gevşetme memurları da çığlık çığlığa, “hukuk devletinin sonu geldi” diyor.
Günaydın!
N’oldu milli iradeye?
Hani milli irade böyle istiyordu. Halkın gücü vardı. Ona itiraz edilmemeliydi. Darbecilik sona ermişti. Türkiye demokratikleşiyor, özgürlükler garanti altına alınıyordu..
Yandı bitti kül oldu..
“Milli irade” dedikleri seçmen iradesi Tayyip Erdoğan’ı iş başına getirmişti, ama o bunu kendi çıkarı için kullanmaya başladı. Sormak lazım: “Milli irade Tayyip Erdoğan’ın iradesi mi, yoksa AKP’ye oy verenlerin ortak aklı, ortak kanaati (iradesi) mi?”
Daha da özele indirgeyelim. Milli irade, Bekir Bozdağ’ın iradesi mi? Çünkü yeni HSYK, kanun teklifi Meclis’ten geçer ve onaylanırsa yasama, yürütme ve yargı olarak üçe bölünen milli iradenin önemli bir tarafını temsil eden yargı kuvvetinin tümü adına karar verme yetkisi, tek kişinin iradesine bağlanacak. Bekir Bozdağ’ın iradesi, tek başına milli irade olacağına göre, onun arkasındaki güç de onu yöneteceğine göre, bu durumda yargı gücünün emredicisi sadece Başbakan olacaktır.
Yasamaya o hükmedecek, yargıya o hükmedecek, yürütme zaten kendinde olduğuna göre eh, bu durumda bir çeşit saltanat kurulmuş demektir..
Ha, bu arada karambole gelen bir milli irade sorunumuz daha var. Biliyorsunuz iktidar %48 oyla iş başına geldi. Buradaki seçmen iradesinin sonucu olarak hükümet kuruldu. Ve bu kurulan hükümet, yolsuzluklar nedeniyle büyük değişim geçirdi. Bu durumda ayakkabı kutularından yansıyan görüntüler milli (seçmen) iradenin nesi oluyor? Bunun cevabını henüz vermeyen yandaşlar, akıl hocaları, dini bütün, statüsü yüksek fetvacı hocalarımız var. Ayıp oluyor ama. Fikrinize, fetvanıza çok ihtiyacımız var muhteremler..
Çok daha mühimi nedir biliyor musunuz? Yüzde 58 “evet” oyu alan referandum sonuçları.
Onlar ne olacak?
Yeni HSYK kanun teklifi, AKP’nin istediği gibi Meclis’ten geçer ve HSYK, Bekir Bozdağ’ın iradesine bağlanırsa, bu durumda %58 “yetmez ama evetçilerin” iradesi, %48 parlamento seçimlerinin iradesine kurban edilmiş olmaz mı? Başka bir ifadeyle; hükümeti seçen %48, referanduma oy vererek, yeni HSKY oluşturan %58 seçmen iradesini ezmiş olmaz mı?
Buyurun. Söz sizin muhteremler. Ne düşünüyorsunuz?
Güya bunlar, 12 Eylül darbe anayasasını da değiştirecekler ve Türkiye’ye katıksız demokrasiyi getireceklerdi. Geldikleri duruma bakın. Yıllardır tekrar ettikleri “milli iradeyi” bile ters yüz ettiler. 12 Eylül darbecilerinin gerisine düştüler. Yaptıkları soruşturmasız, araştırmasız polis kıyımlarıyla, polisteki uygulamalarıyla da bir çeşit 28 Şubat post modern darbecilerini geride bıraktılar.
Kurdukları düzen; devlet polisi düzeni değil, partili polis düzenidir. Henüz ortaya somut, elle tutulur, gözlenebilir, örneği olabilen bir çete koyamadılar. Bu durumda ha partili polis düzeni, ha cemaatçi polis düzeni ne fark eder? Olması gereken devletin kolluk gücü olan ve yetkilerini kanunlardan alan polis düzenidir. Hukuk düzeninin bir parçası olan kolluk kuvvetleridir. Gelinen son duruma bakılırsa ortada böyle bir kaygı yok. Tam tersine partili polis, partili savcı, partili vali düzenine doğru gidiş var.
İşte “Yeni Türkiye” ve “İkinci Cumhuriyet” dedikleri budur.
Şu hoca, hacı, yazar çizer takımına sormak lazım: Tarih önünde kaybettiğinizi hâlâ itiraf etmeyecek misiniz muhteremler?

Yazarın Diğer Yazıları