Yabancı misyona muhalefeti şikâyet
Haber şu: “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerini Avrupa’ya şikâyet etti.”
Şimdi siz niye şikâyet etmiş falan demeyin.
Burada önemli olan, Türkiye Başbakanının neyi şikâyet ettiği değil. Önemli olan, Türkiye Başbakanının kendi ülkesindeki muhalefet partilerini yabancı ülke devletlerine şikâyet etmesidir.
Ha acaba başbakanın şikâyet konusu neymiş deyip sırf orası ile ilgileniyorsanız, hemen dünkü Yeniçağ’dan hatırlatalım.
Değişim.
Hani Başbakan Türkiye’nin temel kırmızı çizgilerini içte ve dışta darmadağın ediyor; “statüko” adını verdiği kurucu Cumhuriyet değerleri ile savaşıyor ya, işte onlara açtığı savaşa “değişim” diyor.
Bakınız yedi yılda neler başarmış:
Kendi ifadesiyle “Türkiye’de yedi yıl önce konuşulmayan, konuşulmasına cesaret dahi edilemeyen, gündeme gelemeyen tabu olarak görülen birçok mesele, bugün cesaretle, özgürce, serbestçe konuşuluyor, tartışılıyor.”
Yanlış mı?
7 yıl önce hangi birimiz terörist başına 6 trilyon yatırımla özel bir hapishane yaptırılacak diyebilirdik?
Hangi birimiz, Türk tarihinin 30 yılını çalan birine 11.81 metrekare lüks hapishane yaptırılacak diyebilirdik?
Hangimiz?
Hiçbirimiz.
Eğer onların AB’ye muhalefeti şikâyet ederken söylediği “değişim” olmasaydı, Türkiye kamuoyu bir taraftan AB, öte yandan terör yandaşlarına mahkum bir teröristin lüks hapishane odası 11.81 metrekare mi, yoksa 11.89 metrekare mi tartışması yapacak özgürlüğü bulabilir miydi?
Kesinlikle bulamazdı.
Sayın başbakan çok haklı.
“Bugünlere gelmek hiç de kolay olmadı” ve gerçekten de söylediği gibi “attığı her adımın karşısına dikilen, her reforma karşı çıkan, her türlü değişimi çeşitli bahanelerle ve çeşitli metotlarla engellemeye çalışanlar oldu.”
Terörle mücadele etmiş pek çok gazi hayal kırıklığı yaşadı.
İntihar edenler, kendisine verilen ödülleri iade edenler oldu.
Kabul ediyoruz. Başbakan R.Tayyip Erdoğan muhalefetin tüm çekincelerine ve karşı koymasına rağmen söylediği gibi aynen kimseyi dinlemeden “açılımı” başlatarak teröristleri Habur kapısında karşılatmış, ayaklarına hâkim, savcı göndertmiş, PKK ile yakınlıklarını inkâr etmeyen DTP’ye siyasal meşruiyet alanını açmıştır.
Muhalefeti AB büyükelçilerine şikâyet eden Türkiye Başbakanı, konuşmasının bir yerinde şöyle dedi: “Elbette değişimi bir anda gerçekleştirmek mümkün değil... Her türlü iyiliğe, her türlü girişime, ‘bölünürüz, parçalanırız, kimliğimizi kaybederiz’ gibi tamamen asılsız korkularla yaklaşanların haklı olmadıkları bu süreçte ortaya çıkmıştır.”
Hâlbuki biçimsel olarak bölünmesek bile zihnen öyle bölünmeler yaşadık ki, Başbakanın farklılıklarımıza yaptığı vurgular öyle derin izler oluşturdu ki, gönül sınırlarımıza öyle duvarlar örüldü ki, emin olun kime şikâyet ederse etsin artık bir daha düzelmeyecek.
Eskiden onurluyduk, birbirimizi kimseye şikâyet etmezdik.
Şimdi başbakanlar muhalefeti yabancı misyon şeflerine şikayet ediyor.
Nereden nereye?
Haklısınız tüm itirazlarımıza, tüm “olmazlarımıza” rağmen değiştik sayın Başbakanımız.