Yabancı dilde eğitim çıkmazı (2)
Araştırdığım hiçbir gelişmiş ülkenin kendi ana dilinden farklı bir eğitim dili kullanarak bulunduğu yere geldiğini görmedim. Gelmesi mümkün de değil zaten.
Meselâ; Almanya’da liseyi bitiren her Alman genci, İngilizce okuma yazmayı mutlaka çok iyi bilir; ama yetmez. Aynı genç ikinci bir yabancı dili de, bugün bizim verdiğimiz yabancı dil öğretimi seviyesinde hatta daha da üstünde öğrenmek zorundadır. Almanya’da 40 yaşını geçmiş adamların, şapkadan tavşan çıkartır gibi o yaştan sonra yabancı dil öğrenmeleri beklenmez. İş, çok daha erken yaşlarda, beynin alma kapasitesi çok daha taze ve güçlüyken halledilir.
Almanya’da ilim hangi dil üzerinden verilir? Eğitim dili nedir? Kayıtsız şartsız Almanca.
Örnekleri çeşitlendirelim. Yıllarca pek çok hatasına, tenkit edilecek yönleri bulunmasına rağmen insanlığın günümüzdeki kötü gidişatından en az kendisi kadar sorumlu kapitalist ABD ve müttefiklerini en çok köşeye sıkıştıran ülkeler hangileri?
Eski SSCB ve Çin.
Bugün dünyanın tek kutuplu bir diktatörlüğe dönüşmesine direnen iki ülke hangisi?
Rusya Federasyonu ve yine Çin.
Hatırlayacaksınız atom bombasını ikinci sırada üreten, uzaya ilk insanı gönderen de eski SSCB yeni Rusya Federasyonu olmuştu. Bugün enerji alanında ABD ile rekabet edebilecek teknolojiye sahip ülke de yine onlar. Peki, Rusya ve Çin’de eğitim hangi dille?
Tabiî ki kendi dilleriyle...
40 yaş üstü Ruslar genelde İngilizce filan bilmezler. Kapalı bir rejimin kurbanları olarak tek dilleri vardı: Ana dilleri.
Günümüzde 30 yaşın altında her Rus, her Polonyalı, Sırp, Çek hatta Bulgar en az bir Batı dilini Türk halkına göre çok çok iyi bilir, konuşur. Dünyayı Batı dillerinden takip ederler, ilmi ise kendi dillerinde yaparlar. Çin de büyük nüfusunu dönüştürmekteki güçlüğe, reformları çok daha uzun vadeye yaymasına rağmen üç aşağı beş yukarı aynı yolda ilerliyor.
Fransa’dan, Japonya’dan hiç bahsetmeyelim. Her iki ülkede de yabancı diller çok üst seviyede biliniyor Fransız ve Japon ilim adamları kendi dillerinde eğitim alırlar, ilmi zeka- mantık- kurgu- entelektüel idrâkin en yüksek derecede buluştuğu ana dil ekseninde yürütürler.
Bir de, Türkiye’nin de içinde yer aldığı az gelişmiş ülkelere bakalım. Bunların ortak özellikleri yabancı bir dilin eğitim alanına hâkimiyetini kurması, ülkenin aydınlarının dillerinde, “Bizim dilimiz ilim dili değil şiir, edebiyat, müzik dili” gibi hezeyanların pelesenk (veya persenk) olmasıdır. Diller, tarihin çok öncesinde belli bölgelerde yaşayan insanların etraflarındaki oluşu, nesneleri manalandırmak için birtakım ses kümeleri icat etmeleri veya uydurmalarıyla oluşmuştur. Hiçbir dil gökten, “İlim dili olsun” diye özel görevlendirilip indirilmemiştir.
Sen dilini ilim dili olarak kullanmazsan o dil nasıl ilim dili olacak da, o ülkenin ilim adamları dünya ile aşık atacak?
Kendi dilini eğitim dili olarak kullanma dirayetini gösteremeyen milletler, tabiatıyla mucit de yetiştiremezler.
Belki dolma sarma, sırt keseleme makinesi icat icat etmiş biri panet için kapı kapı dolaşır, daha ilerisine gidemez.
Eğitimde köklü bir reform yapmak isteniyorsa, yabancı dille eğitim kaldırmalıdır.