Virüs bulaştırma yarışı!

Defalarca yazıyoruz, yazıyorlar; söylüyoruz, söylüyorlar... İnsanlar hastalanıyor, insanlar ölüyor. Çare aranıyor. Ama devleti yönetenler partizanlıkta zirvede oturuyorlar. Kimin faydası varsa, kim el uzatıyorsa, geri itilemez. “Sadece ben yaparım, sadece ben yönetirim.” dediniz, işte sokağa çıkma yasağında gördük...

İnsan iki saat önce “Sokağa çıkmayacaksınız, oturun yerinizde!” der mi? Millet akın akın sokağa iner tabiî. İnsanlar ertesi günü satacakları mallarını almışlar, pazara getirmişler...Yasak! Ne olacak o mallar? Kurda kuşa yem mi?

İnsanlar sokağa çıkmanın arkası geleceğini de düşünerek, açıksa eğer, marketlere, fırınlara hücum etti. İçişleri Bakanı 300 bin kişinin sokağa çıktığını söylüyor. Bakan Bey, “Yok canım... O kadar da değil...” manasına getiriyor. Siz, bu rakamı üçle beşle çarpın.

Başka ülkeleri örnek göstererek hatalarını bahane aramak istiyorlar. Önceden açıklasaydık daha çok yığılma olacaktı, diyorlar. Ama gündüz planlı bir kalabalık. Çünkü her yer açık. İnsanlar belli yerlere yığılmayacaklar, aralarına fizikî mesafe koyacaklar, sıranın gelmesini bekleyeceklerdi.

(Yasaktan hemen önce ekranlarda kalabalıkları hayretle seyrederken aklıma geleni söyleyeyim: R. T. Erdoğan, gece İçişleri Bakanı’nı kesinlikle vazifesinden alır. Ama almadı. Daha yakın zamanda bir bakanı gece 02.00’de almıştı.)

Gerekli yerlerin, fırınların, eczanelerin açık olacağı bile peyderpey açıklandı.

İktidar partisinden olmayan belediyelerinin başkanları yasaktan bize bilgi verilmedi, dediler.

Halkı belediyeler temsil eder. Birinci derecede tedbiri belediyeler alır. Basın-yayın organlarından yasağı duyan belediye başkanları, yapabileceklerinin telaşına girdiler. Bu partizanlık iktidar kaybettir. İnşallah hayat normale döner. O zaman herkes geriye bakıp doğruyu yanlışı ortaya koyacak. Halkın hizmet almasını engelleyen partizanlar kaybetmeye mahkûmlar.

Olağanüstü şartlardayız. O kadar çok fırsatçı türedi ki... Yasak haberini duyanlar fırınlara koşunca, ekmeği beş liradan satan insanlıktan nasibini almamış fırsatçılar soyguna başladılar. Bunlara mevcut kanunlara bakarak ceza verilmemelidir; Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmalıdır.

Biz gazetecilerle bağlantılı müessese, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı. Fahrettin Altun Başkan! Lütfen sözümü yabana atmayın. Eğer fırsatçılara KHK ile ceza verilebiliyorsa, samimiyetle söylüyorum, ceza ağırlaştırılsın. Yüksek Makam’a arz edin, bu teklifim değerlendirilsin lütfen. Fırıncının fırsatçılığı hakikaten insanlık adına canımı çok yaktı. Eminim, herkes aynı ıstırabı duymuştur.

Gazeteci arkadaşımız Tuncay Mollaveisoğlu, tvit atarak Muğla’da bir “akıl tutulması”nı haber verdi. CHP’li Muğla Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri halkın ekmek ihtiyacını karşılamak için hazırlıklar yapıyor. Ancak Muğla İl Hıfzısıhha Kurulu, “Hayır! Ekmek dağıtımının valilik, kaymakamlık, Vefa Sosyal Destek Grubu ve muhtarlar yapacak!” diyor. Bu sözlerin örtüsünü kaldırınca “Siz CHP’li belediyesiniz, asla size puan getirecek bir harekette bulunamazsınız!” dendiğini anlıyorsunuz.

İlim kurulundaki hekimler ne diyorlar? Sokağa çıkanlar aman bulundukları yerde kendilerini tecrit etsinler ve 14 gün öyle kalsınlar...

Bu yazı çıktığında belki iki günlük yasak kalkmadan 14 günlük sokağa çıkma yasağı gelir. Kesinlikle belediyelerle işbirliği içinde her türlü tedbir alınmalı ve kimse aç açık bırakılmamalı. İşe gitmek isteyenlere ulaşma imkânı sağlanmalı.

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları