Selâm Öcalan... Senden bir işaret bekliyoruz!

PKK ile, umku ve vüs‘atıyla (derinliği ve genişliğiyle) hiçbir surette irtibat kurulamaz!

Devlet Bahçeli, bir şirinlik gösterdi, TBMM’nin açılışında PKK’nın içimizdeki uzantılarıyla tokalaştı.

Devlet Bey için bu olağandı. Daha önce de el uzatmıştı. Bu el uzatmayı birileri, PKK’ya karşı en katı tavrı alan bir partinin genel başkanı uzattıysa, vardır bunun altında “çözüm/açılma” diye anlamak istediler. Bizde PKK’ya solculuğun, fikir hürriyetinin, aktivistliğin gerekliliği adına ne derseniz deyin umut bağlayanlar öyle bir heyecanlandılar ki, “Ah ne güzel olur.” demeye gelen sözler ettiler.

Türkiye’nin sahipleri de “Ne oluyoruz, bu defa PKK’nın başını hapisten çıkartıp TBMM’de mutena bir köşeye mi oturtacaklar?” endişesi duymaya başladılar.

Ülkemizde PKK meselesi bitmiştir. Emperyal güçler PKK militanların ne kadar silahlandırırlarsa silahlandırsınlar, içimizde PKK yaltakçıları, şuradan buradan uzatılan uçlara ne kadar umut bağlarlarsa bağlasınlar neticeye varamayacaklardır.

“Bunlar etnisitenin savunucuları... Farklı olmaları gerekir. Hatta devlet kurmalılar...” demek, iç içe geçmiş, ben biz, biz ben olmuş halkı ayrıştırarak, Türkiye’yi birilerine peşkeş çekmektir.

PKK hadi netice aldı... Bir sınırları olacak, kendi başlarına bir idare kuracaklar mı sanıyorsunuz! Bu “sananlar”, açık söylüyorum, ya geri zekâlıdır ya uşaktır.

ABD, o kadar silahı niye veriyor? Babasının hayrına mı?! ABD dediysem, İsrail diye de okumalısınız.

ABD, Siyonistlerin piyonudur. ABD içinde, bütün imkânlar Siyonistlerin elindedir ve onlar izin vermediği müddetçe ABD yönetimi bir milim yürüyemez.

Tekrar tekrar yazayım... Emperyalist olmayan, art niyet taşımayan Yahudilerin başımın üstünde yerleri vardır. İsrail’e naçar göçen, bizim de bir toprağımız olsun, diyen Yahudilerle Kudüs’te, Tel Aviv’de konuştum, ikramlarını kabul ettim. Bunları tenzih ederim.

Dünyayı ateşe vermek isteyen, her şeye biz hâkim olalım diyen Siyonist zihniyet PKK’yı kullanıyor. PKK’lılar, ABD/Siyonistlerin desteğini alınca Türkiye’yi köşeye sıkıştıracaklarını sanıyorlar. PKK’lılar aldandıklarını, yem olduklarını bilmeliler. Ama nerede o kafa!

***

Devlet Bahçeli önceki gün grup toplantısında, DEM’cilere el uzatmasını evire çevire tartışmaya açanlara karşı çok net konuştu:

“Yeri gelir elimi uzatarak müşterek ve millî değerlerde toplanma çağrısı yaparım. Yeri gelir vatan için başımı uzatır şehadet şerbetini içerim. Ülke menfaatleri uğruna el ele tutuşmaya varım. Ya siyaset ya terör ya siyaset ya da silah. Bölücü terörün kökü kazınmalı. Türkiye Cumhuriyeti’nin terörle müzakeresi sadece terör örgütünün değirmenine su taşımak demektir. DEM Parti’nin aklını başına alması, uzattığım eli sabote etmek amacıyla tahrik ortamını kamçılamaktan uzak durması herkesin hayrınadır.”

MHP gibi bir partinin genel başkanını el uzatmasını, PKK’ya şirinlik gibi anlamak kadar izansızlık, abeslik görülemez. Hele PKK’ya teşne olanların, “MHP gibi bir partinin beli kırılıyor. PKK’nın gücü karşısında kendilerini açılmaya mecbur hissediyorlar.” diye yorumlamalarını aptallıklarına vermeli, hiç üzerinde durmamalı.

Devlet Bey’in konuşmasından iki cümle daha alacağım:

“Yakalandığında devletin hizmetindeyim diyen, buyursun terörün bittiğini, örgütünün silah bıraktığını ilân etsin.”

“Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin.”

Son cümle sanırım, PKK’ya, sırf komünist kaynaktan geldikleri için bağlı olanlar dâhil, Batı ülkelerinin desteğinden dolayı, sempati duyanları hayal kırıklığına uğrattı. Devlet Bahçeli “görüşelim, açılalım” deseydi, çok mutlu olacaklardı. Çünkü, asıl kapı açacak olan MHP idi. MHP’nin açmadığı kapıyı kimse aralayamaz. Bunu 12 Eylül 1980 Darbesi öncesi gördük. Halkı kimler savundu? Ülkücüler değil mi?

Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan yakalandığında devletin hizmetinde olduğunu söylediğini belirtmesi üzerinde durmamız gerekiyor.

Abdullah Öcalan “Devletin hizmetindeyim” derken kurduğu cümlede ince ayar var. Bunların hepsini kitabımızda verdik. Bizzat aldığımız notlarda asıl ne demek istediğini okuyacaksınız. (Yarın)

Yazarın Diğer Yazıları