DEM üzerinden PKK bayraklaştırılıyor
Yine DEM üzerinden PKK bayraklaştırılıyor. Neymiş? Bir parti başkanı DEM milletvekillerinin elini sıkmış.
Sıkmışta ne olmuş! Aynı çatı altında, birbirlerinin yüzüne bakıyorlar.
MHP gibi bir partinin genel başkanı el sıkınca, yıkıcı/bölücülerin destekçilerinde bir tebessüm bir tebessüm ki, değme gitsin! Basın yayın organlarında yazılanlara göz atıyorsunuz, ekrandaki tartışmalara bakıyorsunuz, akıl alacak gibi değil.
El sıkma meselesi... Madem kanunî partisiniz, madem TBMM içindesiniz, madem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oylarıyla bu sıralara oturdunuz, birbirimize öyle yan bakmayalım, hiç olmazsa elimiz elinize dokunsun, denmiştir.
MHP Genel Başkanı’nı, en iyi tahlil edecek isimlerden biri biziz. Ta genel başkanlık yarışına girdiği dönemde kamuoyuna derli toplu ilk biz tanıttık. İlk röportajı biz yaptık. Kitabını ilk biz yazdık. Talebeliğimizde de görüştüğümüz bir isim.
Şu anda geçmişe gitmenin bir manası yok. PKK’ya karşı tavır hiçbir surette değişmeyecek ve hiçbir surette taviz verilmeyecek. PKK/DEM’ciler de, onlara tebessümle bakanlar da el sıkışmanın altından bir şeyler çıkacağını, PKK’ya kapı açılacağını zinhar beklemesinler. DEM/PKK, uzatılan ele ne diyecek?! Ele el, tebessüme tebessüm. O kadar.
PKK uzantıları, “Bu el uzatmanın bir manası vardır.” demediler. El uzatan da zaten bunun manasını idrak edecek, beynin onlarda olmadığını bile bile el uzattı.
DEM’ciler yine yollarına devam ettiler. Abdullah Öcalan’ın, 9 Ekim 1998’de, Türkiye’nin Hafız Esad’a ağır baskısı neticesi Suriye’den çıkarılmasının ve daha ötesinde Kenya’da teslim alınıp Türkiye getirilmesinin “acılı” yıldönümü için miting hazırlıkları yapmaya başladılar. Yıkıcı/bölücü başı için övgüde sınır tanımadılar.
MHP Genel Başkanı ilk defa PKK uzantısı bir eli sıkmıyor. Daha önce de el sıktı. 23 Nisan 2008’de, 23 Nisan kutlamaları sırasında PKK uzantısı DEP’in milletvekilleri Ahmet Türk ve Hasip Kaplan’la el sıkışıyor. O sıra başbakan olan R. T. Erdoğan aynı törende Ahmet Türk’ün elini sıkmamıştı. MHP Genel Başkanı, Hasip Kaplan’la şakalaştı da.
Bu Hasip, Abdullah Öcalan’ın da avukatıydı. İlk beş duruşmada davanın ertelenmesi için çırpındı durdu. 31.05.1999 günü yapılan 5. duruşmada uzun bir açıklamayla davadan çekildi. Orada bir sözü dikkat çekiciydi: “… “Müvekkilimle bu davada savunması hususunda görüş ayrılıklarımız var. Kendisi de davanın esasıyla ilgili bir savunmaya girmeyeceğini beyan ettiğinden müvekkil sanığın beyanından sonra da savunmanın bir anlamı kalmamıştır. Müvekkilimle ilgili karar önceden verildiğinden savunma olarak bir şey yapmam mümkün olmadığı nedeniyle bu davadaki avukatlık görevinden ayrılıyorum.” (Arslan Tekin, İmralı’daki Konuk, s. 103)
Hasip Kaplan’la birlikte Abdullah Öcalan’ın avukatlığından çekilen bir isim de Ercan Kanar’dı.
Bu Ercan, yargılama bitip A. Öcalan idam cezası aldıktan sonra Ankara’da Yargıtay’da, Abdullah Öcalan’ı öyle bir savunmuştu ki, değme aktörlere taş çıkartmıştı. (Oradaydım. Teatral hareketlerine çok şaşırmıştım.)
***
MHP Genel Başkanı’nın, 23 Nisan 2008’de Hasip’le el sıkışması da basın yayın organlarında geniş yer bulmuştu.
Haber başlığı: “23 Nisan'a damga vuran GÖRÜNTÜ”.
Haberin spotu:
“MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, dün 23 Nisan kutlamalarında, DTP'li Hasip Kaplan'a gösterdiği yakın ilgi çok konuşuldu. Bu ilgi DTP'lileri de oldukça memnun etti.”
Haber:
“Önce Anıtkabir’de Türk ile tokalaşan ve sohbet eden Bahçeli, daha sonra birinci Meclis binasında DTP'li Hasip Kaplan’ı gördü. Kaplan, Bahçeli’nin arkasındaki ikinci sıraya oturdu. Ancak Bahçeli dönüp, Kaplan ile tokalaştı ve ‘Gel Hasip, yanıma otur. Burada seninle Meclis'in renklerini tamamlayalım’ dedi. Kaplan da ön sıraya geçerek, Bahçeli'nin yanına oturdu ve bir süre sohbet ettiler.” (haber7.com, 24 Nisan 2008)
***
PKK’yı süpürme mücadelesi sürüyor. Bir el sıkışmasından mana çıkaranlar yazdıkça yazıyorlar, konuştukça konuşuyorlar.
Ne yazsınlar ne konuşsunlar... Ya PKK bitecek ya biz.
Biz bitmeyeceğimize göre!..