Virüs affı onulmaz yara açmasın
İnfaz düzenlemesi falan diyorlar ama, bu doğrudan af... Şuna değdi, buna değmedi diye ayırmak mümkün mü? Rahşan Affı'nda bunu gördük. Affa uğramayanlar, ister istemez Anayasa Mahkemesi'ne koşacaklar. Sonrası malûm; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kapısı çalınacak.
Olağanüstü şartlarda şu mahkûmlar affedilir, cezaları indirilir, yeni düzenleme yapılır gibi bir kanun olmadığına göre, 300 bin kişi içinden ham mı olgun mu ayırımına gidip 80-100 bin arası mevkuf ve mahkûma "Zat-ı Şahane'nin affına mazhar oldunuz!" denilebilir mi?
Hapishanelerin bir an önce rahatlatılması lâzım.
Meclis'teki bütün partiler, 11 parti olduğunu hatırlatayım, kısmî affın çıkmasını istiyor. Ama bu kısmî affın sınırının belirlenmesinde bir fikre varılamıyor.
Ak Parti, terör örgütü, uyuşturucu, ırza tasallut ve mükerrer suçlar dışındaki bütün suçların cezalarının infazında yapılacak yeni oranlamalarla tahliye edilecek mahkûm sayısının artırılmasını teklif ediyor. Yine affa uğrayacak mahkûm sayısının artırılması için terör suçları dışında kalan bütün suçlara belli oranlarda indirim de düşünüyor. Ayrıca cezaevlerindeki tutukluların suç türlerine göre yapılacak düzenlemeyle tutuksuz muhakemeleri üzerinde duruyor.
Keyfî diyeceğimiz, o kadar çok tutuklanan var ki...
Gazetemizin yazarı Murat Ağırel'i (Murat selâm), ODA TV'den iki Barış'ı, bir mahallî gazetenin muhabiri hanım aynı haberden tutuklandılar. PKK'nın kanunen yayın hayatında olan gazetesinin iki elemanı da haberi kendileri vermedikleri, yayınlanmış haberi kaynak göstererek iktibas ettikleri hâlde içeri atıldılar.
Çok tartışılan isim Osman Kavala, suç icat edile edile içeride tutuluyor.
Bizler apayrı dünyadayız ama kime haksızlık yapılırsa yapılsın, kanuna ve vicdana sığmayan her tavrın karşısında olduğumuz bilinmelidir.
Zamanında bu "Kızıl Milyarder"den, "çözüm" dedikleri PKK ile ortak zeminde bulaşabilmek için nasıl bir yol takip edilmesi gerektiğine dair akıl alıyorlardı. Burada yazdık.
Evet, olağanüstü şartlardayız. Affa mecbur kalınıyor.
Önce şu tutuklular meselesine bir el atılması gerekir.
Af için nasıl bir sınırlama getirirseniz getirin, bir taraf sevinirken, bir taraf üzülecek.
Bütün mesele, terazinin bir tarafını ağdırmamak.
CHP, afla ilgili görüşünü beş maddeyle açıkladı. Bu maddeler için dikkatimi çeken madde şu:
"Düzenlemede terör suçları arasında sayılan ve terör suçları yelpazesinin çok geniş yorumlanması neticesinde mağdur olan, örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım ve yataklık yapanlar ile basın suçluları ve düşünce suçluları hakkında da bu kanunî düzenlemeden yararlanma imkânları getirilebilir."
Ak Parti yönetimi "Darbeci Cemaat" hususunda çok hassas. Hassas olmanın ötesinde çok öfkeli. "Ne istediniz de vermedik!" dediklerinin darbeye kalkışmasını kendilerine ihanet saydıkları için, Cemaat "tarikinden" geçen kimi buldularsa içeri attılar. Öyle hırslandılar ki, yoldan geçenlere kim bilip bilmeden selâm verdiyse KHK ile işinden ettiler, "Ot yesinler, ağaç kemirsinler!" dediler.
CHP'nin, üstü örtülü izah etmek istediği, sol terörden tutuklular yanında, darbeyle hiçbir surette ilişkisi olmayan, eline silah almamış, "yoldan geçenler" olsa gerek.
Rahşan Affı nasıl tartışıldıysa, bu af da hep tartışılacak. Yeter ki onulmaz yara açmasın.