Uyduruk Türkçe Yaşayan Türkçe (1)

Ak Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, Cumhuriyet''i mahkûm etmiş "Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir." demiş, bu sözleri çok tartışılmış, hatta bu tartışma, R. T. Erdoğan''ın önemsediği "Türkiye''nin Yüzyılı" güzellemesini bile gölgede bırakmıştı. M. Ünal bu sözleri ederken, örneği Cemil Meriç''in Bu Ülke kitabından vermişti. Cemil Meriç''ten okuduğum ilk kitap Bu Ülke idi. Üslubu hemen dikkatimi çekmiş, beni şaşırtmıştı.

Mahir Ünal''ın sözlerine üzerine dil tartışmaları da aldı yürüdü. Biz de yazdık. Biz, kelime uydurulmasına değil; "Ben uydurdum oldu." denmesine karşıyız. Milletin ruhuna işlemiş, "yabancı" denilen kelimelerin atılmasına, masa başında uydurulmuş veya asırlar içinde halkın dilinden düşmüş kelimelerin tedavüle sokulmasınadır tavrımız.

"Öz Türkçe" savunucu Ersan Erel mektup gönderdi. Ne imlâsına ne sözüne dokunacağım. Sonra söyleyeceklerim var:

"Esenlikler sayın Arslan

Size yazdığımın nedeni M.Ünala karşı yazmanızdı. Genelde çokları sizin gibi Osmanlı saray dilinden kurtulmamışlar.

M.Ünalla ortak yönünüz Atatürkün en büyük devrimi olan Dil Devrimine karşı olmanızdır.

Bunu nereden çıkardığıma şaşırmayın. Kullandığınız "Söz Uydurmak" söylemi bunun büyük kanıtıdır.

Besim Atalay: "Arkadaşlar, Mısırdan getirdim, Araplar altı büyük cilt terim kitabı yapmışlardır. Hepsini kendi dillerinden yapıyorlar. Sayın dinleyicilerden dileyen olarsa, göstere bilirim. Tayyare, otomobil, vesaire bütün kelimelerin karşılıkları bu kitaplarda mündemiçtir." (Altıncı Türk Dil Kurultayı 1949)

Evet Arap, fars, ingiliz... yapar uyduruk olmaz, Türk yaparsa, uyduruk olurmuş! Olabilir onların dedelerinin ceket ceplerinde yeni sözler var...Söz dilinciliğiyle Dil Güveni olmaz. Dil kirlenirse, toplumda güvenini yitirir, ölür. Siz de uyduruk düşüncelerle Türkçeni Türklük adına öldürüyorsunuz.

Bu gün Mahir Ünallar, Recep Tayipler; "Türkçe bilim dili değildir..." diyorlarsa, sizin gibi bilimyurtlarında Arap Emeviliği, Fars Şuubiyeçiliği, Avropa özekçiliğinin uyduruklarını dil, tarih... adına topluma aşılıyanlar yüzündendir.

Bu açıdan Atatürkçülüğünüz kesin uyduruktur. Üstadınız F. Timurtaşa da uyduruk selam söyleyin!

Bu kafayla gelmekte olan Yapay Zeka çağı Türkçeni yazılımlarına almaz öldürür.

Dil canlı varlık olarak tanımlanır. Bu canlı varlığa çağdaş yemek, geyim... ona yakışan biçimde verilmezse, yaşayabilir mi?

Bence Türkçenin sorunu uyduruk sözcük yapımında değil, bunu bütün budunlar yapıyorlar. Sorun Ümmetçi kafaların arap ameviliği, fars şuubiyeçiliğinin uyuşturduğu kafalardadır. Bu ölü kafalar Atatürkün en büyük Dil Devrimini bu nedenle kavramıyorlar. "Macarın biri Piyano sözcüğüne karşı Macarca söz yapar yontusunu Budapeştin göbeğine dikerler." (A. Köksal) Gören bilgisayar sözcüğünü 17 yıl sayın A. Köksal''ın ağzında bekleten uyduruk diyenler şimdi bu sözcüğü kullanırken utanıyorlar mı? Bizdese, uyuşuk kafalar Türkçe yeni yapılan sözlere uyduruk diyor, bu ağrıma gidiyor.

Türkiyede bir kesim dilciler, özgelçiliğe uyuşmuşsa, ne mutlu dilci olmayan Aydın Köksallar, Sami Selcuklar, son dönemde de ilahiyatçı C. Kılıçlar Türkçenin bayrağını uyuşuqçu bağnazlara karşın ayakta tutuyorlar.

"Türkçemi yüzde doksana vardırdım" diyordu Türkçenin bayrakçısı Dağlarca. Bir Türk erdemlise, ilkelise dilinin korumasını istiyorsa en azından yüzde doksanın üzerine çıkarması gerekiyor.

"Fuat Köprülü''nün "Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut''u da öbür gözüne koysanız yine Dede Korkut ağır basar." söylemi bu dilbiliminde arap, fransız, sözcük biliminde arap, fars uyuşuğunda kalanlara nese anlatmıyor mu?

Türkün ayğır atının sesuyumu, Arabin güzel devesine betimlediği "Failaton, mefailon..." dizgeçiliğine uymuyordu diye, kendi sarayları kapı dışına koyduran uyuşuk kafalar değildiler mi?

Evet dizgeçiliğin koşukla ayrıcalığına varmayanlar, Türk saraylarında Farsca,Arapça Tepegöz beslediler. Bu gün de sizin uyuşuğu, Uyduruklaşma dil anlayılışınız gibi tanımladığınız saraylı bilgisizlerin kursağına yağ, bal akıtıyor.

Evet sayın Arslan, M. Ünalla çoklu özdeş uyuşuk yanlarınız olduğunu bilmiyordum. Bu açıdan şaşırdım. Yanlış kapı çaldım bağışlayın.

Esen kalın, Türkçeyle kalın!" (Ersan Erel)

*

Daha önce, bu köşede, "Dil Meselesi" başlığı açtım, dilimize dair çok yazdım. Kitabımız "Gökkonuksal Avrat-Türkçenin Türkçesi"ni bir daha hatırlatacağım. (Bilgeoğuz Yayınları)

Ersan Erel Bey''e cevabı ben vermeyeceğim; Montaigne, Nâzım Hikmet, Yaşar Nabi Nayır, Cemil Meriç verecek. (Yarın.)

Yazarın Diğer Yazıları