Üniversiteden atılma
Yardımcı doçentler, dolayısıyla üniversite sancısının bu kadar şiddetli olduğunu tahmin etmiyordum. Araştırma görevlileri meselesine ayrıca geleceğim ama, kamuoyuna intikal etmiş bir konudan bahsetmek istiyorum. Mehmet Perinçek İstanbul Üniversitesinde araştırma görevlisiydi. İki yıl hapis yatırıldıktan sonra serbest bırakıldı. Sonra doktora tezini zamanında teslim etmedi diye üniversiteyle ilişiği kesildi. Mehmet Perinçek’ten bir mektup aldım:
“Bir süredir yardımcı doçentlerin sorunlarını ele alan yazılarınızı dikkatlice takip ediyorum. Bu vesileyle ben de bir noktaya dikkatinizi çekmek istedim.
Üniversitelerin içinde bulunduğu durumdan en fazla etkilenen kesimlerin başında araştırma görevlileri geliyor. İş güvencesinin asgari düzeyde olması ve bunun üniversite idaresi tarafından keyfi bir şekilde kullanılması en önemli sorunlardan biridir. Bu şekilde mevcut iktidar tarafından ’kabul görmeyen’araştırma görevlileri üniversiteden uzaklaştırılabilmektedir.
Oysa bilimin ilerlemesini sağlayacak en önemli unsur üniversitelerde farklı fikirlerin ve demokratik bir tartışma ortamının olmasıdır. Üniversiteyi üniversite yapan budur. Fikirlerin tek tip olduğu, biat kültürünün hâkim kılındığı yerlerde bilimin gelişmesi beklenemeyecektir.
Ancak ne yazık ki bugün üniversitelerde böyle bir süreç yaşanmaktadır. Ve ben de kısa bir süre önce böyle bir uygulamayla karşı karşıya kaldım. 9 yıldır araştırma görevlisi olarak çalıştığım İstanbul Üniversitesi’nden ilişiğim kesildi. Gerekçe olarak doktora tezimi 6 sene boyunca savunmamam gösterildi. Ancak bu kararın alınmasında ciddi bir haksızlık ve ayrıca da hukuksuzluk bulunuyor.
2007 yılının Eylül ayında doktoraya girdim. Ancak ders dahi almadan aynı dönemde TC Dışişleri Bakanlığı’nın talebiyle Ermeni meselesi üzerine çalışmalar yapmak üzere Rusya’ya görevlendirildim. Rusya’daki bir senelik çalışma dönemi boyunca doktora öğrenciliğimi normal prosedürü yerine getirerek dondurdum. Şimdi karşılaştığım durumda kaydımı dondurduğum bu çalışma dönemi 6 senelik doktora süreme eklenmedi.
Buna rağmen 6 senelik süremin dolmasından önce doktora tezimi savunmak istedim. Ergenekon davasında tutuklu bulunmamın bütün olumsuz şartlarına rağmen tezimi hazırladım ve savunabilecek hale getirdim. Fakat bu sefer de tezimi savunmama imkân verilmedi. Bunda ise benim zamanında başvurmama rağmen tez savunması için gerekli prosedürün yerine getirilmesinde idarenin kusurundan kaynaklanan gecikme ve son anda ilgili yönetmelikte yapılan değişiklik neden oldu.
Bu konuda bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Ergenekon davasından yargılanırken iddianamede Ermeni meselesiyle ilgili çalışmalarım milli hassasiyetleri kullanmak suretiyle sözde Ergenekon Terör Örgütü’nün propagandası olarak değerlendirildi ve bu sebepten iki sene tutuklu kaldım. Şimdi de Dışişleri Bakanlığı adına milli menfaatler için yaptığım araştırma dönemi doktora süreme eklenmeyerek üniversiteden uzaklaştırılmış oldum ve tekrardan cezalandırıldım. Sözde Ermeni soykırımının 100. yıldönümü olan 2015 yılı yaklaşırken bütün bu yaşananları da dikkatinize sunmak istiyorum.” (Mehmet Perinçek)
***
Arkadaşımız Arslan Bulut’un annesi Kadın Bulut hanımefendi dâr-ı bekaya irtihal etti. Allah rahmet eylesin.