‘Ulukayın’ ve ‘kandaşlarımız’!
Bir dergi daha hayata merhaba dedi: “Ulukayın”. Derginin birinci sayısından bahsetme fırsatı bulamadan 3. sayı önüme geldi... Derginin muhtevası giderek çeşitleniyor.
İdealist insanlar bir araya gelirler... Günlerce tartışırlar ve işi başlangıçta kolay sanırlar. Çalışmaya başlayınca güçlükler bir bir karşılarına dikilir. Başımdan geçtiği için nelerle karşılaşılacağını biliyorum.
Ulukayın dergisi “Atsızcı” çizgide...
Derginin ortaya koyduğu ölçüler, benim fikir sistemimin dışında olduğunu başta belirteyim...
Dergiyi çıkaranlar çoklukla üniversiteli veya yeni bitirmiş gençler. Türkiye’nin ayrı yerlerinden bir araya geldikleri anlaşılıyor.
Girişte, “Okuyucuya Not” başlığı altında ilk cümlede “... Türklüğe hizmet etmek amacıyla bir dergi çıkarmaya karar verdik.” deniliyor. Nasıl güçlüklerle karşılaştıkları sıralanıyor.
Böyle idealist hareketlerde kiminin enerjisi hemen tükenir ve yolunu değiştirir. Ulukayıncılarda da, ihanet demeyeyim de, geriye çekilenler olmuş.
“Kandaşlarımız” diye bir kelime kullanılıyor.
Demek ki, “Türklüğe” hizmet için “kandaşlar” yola çıkmışlar.
“Türklük”, “kandaş” meseleleri geçmişte tartışılmış ve “Türk milleti” tarifinde, ırkî mülahazalara yer olmadığı ortaya konmuştur. “Kandaşlık”la yola çıkarsanız, hitap edeceğiniz bir kitle bulabilir misiniz? Sanmıyorum. Ancak bir avuç insan entelektüel tartışmanın içinde kaybolup gider.
Birinci sayının birinci yazısı derginin başyazarı Emre Koçak’ın; “Türkçülüğün Tarihi” üzerine... “Türkçülüğün tarihi” başlığı altında çıkan kitapların ana kaynağı Yusuf Akçura’dır (1879-1935). Nitekim bazı kitapların onun adıyla yayınlandığı görülmektedir. Yusuf Akçura Türkçülüğün tarihini nerede işlemiştir? “Türk Yurdu” dergisinin “1928 Türk Yılı” ilâvesinde... Akçura, Türk Yurdu’nun 1911’de hayata geçirilmesine de öncülük etmiştir. Türk Tarih Kurumu’nun da ilk başkanıdır.
“1928 Türk Yılı” ilâvesi, 600 sayfadan fazladır. Bu kitapta birçok tanınmış ismin makalesi vardır ve makalelerin toplanmasına da öncülük eden Akçura’dır. Akçura’nın Türkçülük tarihini işlediği makalesi uzun ve ayrıntılıdır. Şunun için meseleyi eşeledim: Yusuf Akçura’nın yazdıkları itibara alınarak yürünüyorsa, asıl kaynağa inilmesi yararlıdır. ( “1928 Türk Yılı” nın tamamını yeni yazıya Dr. A. Zeki İzgöer’le aktardık. TDK yayınları arasından çıktı.)
Burada “Ulukayın”ın bütün sayıları üzerinde durmak isterdim. Hususiyetle iki sayıdır devam eden Fırat Kargıoğlu’nun “Nurullah Ataç’ı Anlamak” üzerine denemelerini ele almak benim açımdan gerekliydi ama bir köşe yazısında güç.
Hiçbir yayın faydadan arî değildir. İnsanı düşünmeye sevk eder, farklılıkları fark ettirmeyi sağlar. “Ulukayın” da öyle...
(İrtibat için: 05313816445)