Ülküdaşım Memo
Ülküdaşım Memo. Aramıza girenler, ruhumuzun derinliklerinde yatan sıcaklığı, zamk gibi birbirine tutunan düşüncelerimizi birbirinden koparmak için neler yapıyor bakar mısın.
İçimizi bölenler, ruhumuzu kanatanlar, bizi hiç anlamayanlar seni ve beni nerelere sürklemek istiyor farkında mısın?
Adını bir mıh gibi zihnime çivilemişim ülküdaşım Memo.
Hatırlar mısın, seninle büyük Turan ülküsünün peşinde ne çileli günler görmüştük. Vatanın her karış toprağını Moskof’a dar etmek için ne uykusuz geceler geçirmiş, ne zor günler yaşamıştık.
Bir keresinde aç kalmıştık da onurumuza yediremediğimizden kimselere söyleyememiştik.
Yuttuğumuz ayrı giderdi Memo.
Kan kardeşi olmuştuk be.
Evlenip birbirimize kız verecek, hem ülküdaş hem de hısım olacaktık.
Hatırladın mı?
Memo!
Bizi bölmek istiyorlar ülküdaşım.
Senin sıcaklığını duymamayım istiyorlar. Halbuki biz “bir hilal uğruna” derin sevgilerin ateşinde piştik. Arkadaşlarımızın cenazelerini taşıdık omzumuzda.
Hatırlasana Dursun Önkuzu’yu, Bingöllü Ali’yi, Vanlı Hasan’ı ve daha nicelerini.
Gözyaşlarımızı, içimize akıttığımız insanlığımızı hatırla.
Vatanın dağlarına yazdığımız “Ne mutlu Türk’üm diyene” yazılarını, “kanımız aksa da zafer İslam’ın” sloganlarını hatırla.
Bilmem halâ “büyük ve kutlu Türkiye” hayali kurduğumuz o uykusuz geceler depreşiyor mu içinde?
Ülküdaşım Memo.
Ayrılmaz parçam, fikir yoldaşım, kankam, sırdaşım velhasıl her şeyim.
Seni unuttum sanma.
Aramıza girenler olmasaydı, hayallerimiz gerçek olacaktı.
Önce 12 Eylülcüler girdi aramıza. Her birimizi çil yavrusu gibi darmadağın etti. Sonra, cemaatlerin liberal ABD politikalarıyla, din hattı üzerinden “Kürt realitesi” politikaları.
Biliyor musun; o günlerde Apo bizi bölememişti. Tam tersine kenetlemişti. Aradan bir hayli zaman geçip, ABD’si, AB’si devreye girip, bölücülük Irak dağlarında beslenmeye başlayınca işler yavaş yavaş değişti.
Eğer Özal “federasyon” demeseydi, Erbakangiller, cematatler, sözde aydınlar birbirimize ülkücülük bağlamında bu kadar kenetlenişimizi önemseyip, “Türk’e kendi dini üzerinden milliyetsizlik öğretmeye kalkmasaydı” belki ayrılık bu kadar belirginleşmeyecekti.
Biz ülküdaşız Memo.
Kenetlenmiş ruh.
Ayrılmaz ikili.
Aynı gönlün iki parçası.
Biz bütünüz Memo.
Bırak şimdiyi tarih boyunca hiç ayrılmadık. Sen ben davası olmadı aramızda.
Selçuklu’yu hatırla.
Tam 300 yıl.
Her şeyimiz ortak.
Ardından Osmanlı.
600 yıl.
Gene her şeyimiz ortak.
Ta ki 18 Yüzyıl sonrasında aramıza İngilizler girinceye kadar.
Sonra Cumhuriyet.
Hatırlasana Memo. Biz Başbakanların, Cumhurbaşkanlarının, valilerin, emniyet müdürlerinin hangi etnik kökenden geldiğine hiç bakar mıydık?
Asla!
Biz onların ideolojilerine bakardık. Kendimizi onlara yakın hissetme ölçütümüz bu idi.
Hiç kopmadık Memo.
Ne zaman ki AKP iktidar oldu, önce siyasallaşma, sonra “Kürt realitesi” başladı. Vatanın her karış toprağında siyasal bölücülük propagandası meşru hale geldi.
Şimdi ayrılık çizgilerini derinleştirmeyi “daha çok demokrasi” adı altında önümüze koyuyorlar.
Memo... Ülküdaşım.. Tut elimden büyük Türkiye’yi eskiden olduğu gibi yine birlikte kuralım.