Türk’ü sorgulamak
Şimdiki “Türk” düşmanlığını, en azından “Türk”e kayıtsızlığı, bir başta yönüyle, “İslâm” ile “Türk”ü yan yana getirmeyi ve “getirememe”yi tarihte aramak gerekir. (“Getirememe”; “İslâmcı” geçinenlerin kafalarının geri tarafında yatan şuur - veya şuursuzluk!- engelidir; şeytanın içlerine soktuğu “günaha girersiniz!” iğvâsının, bir türlü Türk’ü “kabuller” içine alamamasıdır!)
Kaşgarlı Mahmud’un Divanu Lügati’t-Türk’ün (DLT) ön sözünü okudunuz mu? Bu eser kime takdim edilmiştir? Halife Ebu’l-Kasım Abdullah’a... O Halife kim? Alparslan’ın damadı... Ön sözde ne yazıyor? “Türk”e Hz. Peygamber’in övgüsü... Hadis uydurma dahi olsa, “Türk”ü idrâkin ne mertebede olduğunu gösterir. Gelin de bunu bizdeki “beyinsizler”e (A’râf, 155) anlatın; şeytanın vesvesesinden kurtarın! Çok güç! Ama yılmayacağız; anlatacağız, anlatacağız, anlatacağız... Elbet bir gün “şeytan”ı içlerinden çıkaracağız!
DLT’nin ön sözünden iki cümle alacağım. Ne diyor mübarek Kaşgarlı: “Allah’ın devlet güneşini Türk burçlarında doğurduğunu, bütün feleklerin onların toprakları üzerinde dönmekte olduğunu gördüm.”
Hz. Peygamber’in “... Türk dilini öğreniniz” buyurduğunu naklettikten sonra: “Bu hadis doğruysa... Türk dilini öğrenmek çok gerekli bir iş olur; yok, bu söz doğru değilse o zaman akla göre gereklidir” diyerek ön sözünü bitiriyor!
Sen Kaşgarlı’nın, onun takdim ettiği DLT’yi alıp baş ucuna koyan Halife’nin Müslümanlığından şüphe edebilir misin!
(Yakında TDK’dan Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun Hocamızın DLT üzerine ayrıntılı bir çalışması çıkacaktır. Ardından TDK Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin’in çalışması gelecek. Besim Atalay’dan sonra ilk defa bir bütün hâlinde iki güzide ilim adamımız DLT’yi ortaya koymuş olacak.)
***
Ahsen Batur’un, son yayınladığı kitabı 1200 Yıllık Sürgün-‘Türk’ Sözünün Hazin Serüveni’nde öyle çarpıcı tespitler var ki okudukça hazin hazin derinlere dalarsınız.
Câhiz’i duydunuz mu? Fezâilü’l-Etrâk’ı (Türkler’in Faziletleri) yazmıştır. Câhiz’in ne zaman yaşadığını biliyor musunuz peki? Orhun Abideleri’nin dikilişinden yaklaşık 50 yıl sonra doğmuştur (781). DLT’nin yazılışından yaklaşık 200 sene evvel vefat etmiştir (869). Bir Arap âlimidir ve hakkı teslim etmesini bilen bir âlimdir. (Yani içine şeytan girmemiştir; vesvesesi yoktur!)
Ravendî 1203-1205’te yazdığı Rahatü’s-Südûr’unda, Câhiz gibi bütün Türk kabilelerini, oymaklarını, boylarını bir görmüş ve umumî olarak “Türk” demiştir; yani onun da içinde şeytanın vesvesesi yoktur ve “etnisite”yi kutsamamıştır! Bütün Türkleri bir tutmuş, geniş bir coğrafî alan çizerek, “[çok şükür] Kılıç Türklerin elindedir” demiştir. (A. Batur, s. 285-286.) Devam edeceğim.