Türklük-İttihad-ı İslâm
Çanakkale savaşlarında asıl rolü oynayan kim? Bu sorunun cevabını tarihçiler arayadursunlar ben Enver Paşa'nın İtilâf Devletleri'nin "âdice" savaştıklarına dair mektuptan bir bölüm vereceğim:
"Zât-ı âlîlerince malûm olduğu üzere İngilizler Suriye'de, sefâin-i harbiyelerinden açık şehirleri topa tutarak bu sûretle kadınların ve çocukların teleflerine sebep vermişlerdir. Böyle âdî bir sûrette icrâ edilen tarz-ı harbe karşı mahzâ Türk milletinin menâfi'i nokta-i nazarından en şiddetli tedâbîr ittihâzına mecburum."
Yani "İngilizler (milletler arası harp hukukuna aykırı. Mektupta bu söz var.) harp gemilerinden şehirleri topa tutup kadınları, çocukları öldürmüşlerdir. (Şimdi Rusların Suriye'de yaptıkları gibi.) Böyle âdice savaşmaya karşı tereddütsüz Türk milletinin menfaatleri için şiddetli tedbirleri almaya mecburum" diyor.
Mektup ABD'nin İstanbul sefiri Morgenthau'ya gönderilmiştir. Birçok yazışma oluyor. Enver Paşa'nın yukarıdaki sözleri, Morgenthau'nun mektubuna verdiği 4 Mayıs 1915 tarihli bir cevap içinde yer alıyor. (Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri I, 2005, s. 187).
Savaşı anlatmak için bunları yazmadım.
İslâmcılarımız "Türk"ü ağızlarına almamak, alsalar bile etnisite sıralaması içinde bir köşeye sıkıştırmak, hatta kabil olsa da hiç yer vermemek isterler, "Çanakkale karşısında Yedi Düvel'e karşı, 36 etnisite bir oldu, zafer kazandı." derler.
İşte size İttihad-ı İslâm ve Türklük için canını ortaya koyan ve şehit düşen Enver Paşa'nın sözlerindeki delil.
Enver Paşa'nın, İslâmcılarımızın sıraladıkları 36 adet etnisiteyi "Türk milleti" içinde topladığını görüyoruz. Üstelik bombalanan yerler Suriye toprakları... Türkler de var Araplar da...
(Bu savaşa dair bütün yazışmalarda Osmanlı tarafı "Türk" olarak adlandırılır.)
Recep T. Erdoğan en son PKK bildirisine imza atan 1128 "maşa"ya saydırırken "Biz tek millet olmanın gayreti içindeyiz. Tüm etnik unsurlarla tek millet" demişti.
"Tek millet"in adı "Türk"tür. "İttihad-ı İslâm" (İslâm Birliği. "İslâmcılık"la karıştırmayalım.) diyen Enver Paşa'nın da kastettiği budur. "İslâm milleti" afakî... Pratikte hiçbir karşılığı yoktur.
Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi Togan Hâtıralar'ında, Enver Paşa'ya geniş yer ayırmıştır.
Hâtıralar'ın önemi üzerinde durmayacağım. "Enver Paşa İslâmcılık davası mı güdüyordu, Türklük davası mı?" tartışmasına nokta koyacak iki cümle alacağım:
"Enver Paşa bana demişti: 'Talât Paşa merhum gibi Berlin sokaklarında bir Ermeni kurşunundan ölmek istemem. Canımın Türk milletinin halâsı yolunda feda olması gerekir. Gazi olamazsak şehidiz.' O muhakkak bir idealistti ve Türkistan toprağında oranın istiklâli için ölmek fikrinde elbette ki samimi idi." (s. 389).
"Onun Buhara'da iken bana: 'Muvaffak olmazsak hiç olmazsa cesedimi burada bırakmakla Türklüğün istikbaline hizmet etmiş olurum' demesi onun samimi sözü idi." (s. 390).
Bu tartışmaları bitirelim. Ey İslâmcılarımız! Büyüklerinizden istirham, küçüklerinizden rica ediyorum: Hele şu zamanda dilinize "Türk"ü dolamayın! Madem böyle bir yol seçtiniz, Türk'ü katmadan yürüyün. "Türk"ü katacaksanız ümmetin/milletin adı olduğunu şuurunuzun üstüne de, altına da iyice yerleştirin!