‘Türkiye’deki Suriyeli Çete’
Sanıyorlar ki, Türkiye’ye göçenleri, il il, ilçe ilçe, köy köy yerleştirirsek, ensarın koruyucu kollayıcı kollarıyla kucaklamış oluruz. “Tepedekiler” pek Müslüman ya!
“Yukarı”nın “ensar” örneği akan suları durdurur. Hz. Peygamber ve Müslümanlığı kabul edenler hangi şartlarda ve niçin Mekke’den Medine’ye göçtüler?
Bir kardeşlik ilanı var. Önce Hz. Peygamber, Hz. Ali’yi kardeşi gösterdi. Hâlbuki istenen muhacirûn (muhacirler) ile ensar arasında kardeşlikti. Hz. Peygamber’in bir muhacirle kardeşlik örneği göstermesi, kendisinin yeri itibarıyla farklı anlaşılacağı için emmi oğlunu kardeş ilân etti. Ensardan birinin kardeşliği imtiyaz kapısını açacaktı.
Şu da düşündürücü: Ensar-muhacir kardeşliği belli sayıda kalmıştır. 90 rakamından bahsediliyor.
Elbette sıkışan insanları korumak, ferahlatmak insanlık gereğidir. Sınırlarımızın ötesinde iç savaş sürerken, masum insanlar iki ateş altında kalırken, dini, milliyeti ne olursa olsun biz kapılarımızı kapatalım mı? Mümkün mü?
Geçmişte de kapılarımızı açtık.
16 Mart 1988’de, Irak’ta Saddam Hüseyin'in adamları İran sınırındaki Halepçe’de zehirleyici bombalarla 5 bin kişiyi öldürmüş, bölge halkı büyük bir korku ve telaşla kaçarak Türkiye’ye sığınmıştı. Daha sonraki saldırılarda da çok insan geldi. Ama onlar kamplarda geçici olarak ağırlandılar. Sonra ortalık durulunca topraklarına gönderildiler.
Suriye’deki iç savaştan kaçan milyonlarca insanın tamamı sanmayınki katliamdan kaçıyorlar. Fırsat eldeyken, bir umut yeni dünyalara açılmak istiyorlar. Onlar muhacir. Ensar kol kanat açacak, yedirecek, içirecek. Ekmek elden su gölden.
Bu göçmenlerin bir tehlikesi ahlâkî, dinî dejenerasyon. Birkaç kadınlı evlilikler, çaresiz kalan kadınların istismarı...
Ve çocuklar... Her ailede, 3, 5, 10 çocuk. Bu çocukların sağlığı ve eğitimi? Biliyor muyuz ne hâldedir?
Ya göçmenlerin içine karışmış casuslar? Türkiye’ye düşman unsurların, göçmenler yoluyla iç karışıklık çıkarmak için zemin hazırlamadıkları ne malûm?!
***
Yeniçağ’ın İnternet Haber Müdürü Fatih Ergin Suriyeli çeteleri araştırdı. “515 Haşimi-Türkiye’deki Suriyeli Çete”yi yazdı. (Kırmızıkedi Yayınları, 96 sayfa.)
“İçindekiler”, meselenin vahametini ortaya koyuyor:
“Kim Bu 515'çiler? / 515'çilerin Türkiye'deki Hedefleri ve Faaliyetleri / 515 İçin Çözüm Süreci mi İşletiliyor? / 515 Çetesinin Türkiye'deki Lideri / 515'çilerin Kadılık Sistemi / Haşimilerle Akraba Olan AKP'li Eski Bakan / 515'çi Kaçakların İmdadına Yetişen AKP'li / 515'çiler Fransa'yı Görüp Gaziantep'te Sokağa İndi / İktidarın Kaçtığı Ulus Gerçeği Öcü Gibi Kovalıyor / Suriyelilerin SGK'yı Hortumlamasında 515'in Rolü / 515'in Suriye'ye Taşıdığı İlaçlar Kime Gidiyor? / Lübnan'ın Sınır Dışı Ettiği Suriyeliler Nasıl Türkiye'ye Geliyor? / Batı'nın Anadolu'daki Yeni İşgal Kuvveti / İngiliz İstihbaratı ve 515 / Reyhanlı'da İngiltere Destekli Taliban Okulu / Türkiye'de Filizlendirilen Bir Başka Tehlike: Afganlar / Taliban'ın Arkasındaki Gizli El: Hayır ABD Değil! / Türkiye'de En Büyük Irkçılık Türklere Yapılıyor / Türk Halkına Çağrı: Araçlarınıza 1923 Çıkartması Yapıştırın! / Atatürk'ün Hedef Alınan Hayali / Fıkra: Çanakkale'de Suriyeliler Vardı / AKP, ABD'nin Hilafet Planına Ümmet-Hilafet Modeliyle Aday! / Gitmelerini İstiyorsanız Suriyelilere Sakın Bunları Söylemeyin / Tek Çözüm: Suriyeliler Suriye'ye! / Suriyeliler Böyle Gidecek! / Torpil Odası ve Vatandaşlık Borsası / Vatandaşa Ensar-Muhacir Edebiyatı Yapan İşverenler / Sahte Diplomalı Suriyeliler / Umutsuzluğa Yer Yok: Vatanımda Mülteci Olmayacağım!
***
“Gâvur” gelse, dil ucuyla “Müslümanım” dese, iktidardakiler gaşyolacaklar, kendilerinden geçecekler. Ama bu devleti kuran Türkler. Türkler de Müslüman. Dertleri “Türk”le. Türk’ü silmenin nasıl bir tehlike olduğunu anlamaktan acizlere “515 Haşimi-Türkiye’deki Suriyeli Çete”den “Atatürk'ün Hedef Alınan Hayali” başlıklı yazıyı okutmak gerek:
“Atatürk'ün en büyük arzularından biri Anadolu'da Türk nüfusunun hızla artmasıydı. 1911-1922 arasında aralıksız savaşmış, sadece Çanakkale ve Sarıkamış'ta yüz binlerce evladını kaybetmiş Türk milletinin tabiri caizse Ergenekon'daki gibi çoğalması gerekiyordu.
Hem iş gücü hem de Anadolu'nun Türk kimliği için bu bir beka meselesiydi. Cumhuriyet bunu başardı. Hani "On yılda on beş milyon genç yaratarak her yaştan" diyordu ya bir marşımızda, işte bu hedef anlatılıyordu.
Şimdi Suriyeliler ve Afganlar; Atatürk'ün, "Ülke sizindir, Türklerindir..." sözünü tarihe gömmek için devletin ve ülkenin Türk kimliğine kuma yapılıyor.
Kaç kişi farkında bilmiyorum ama demografi sosyal bilimlerin çok önemli parçasıdır. Siyasiler ve siyaset bilimcilerin demografi ile politik değişim arasındaki farkı bilmesi, anlaması hayati bir olaydır. Çünkü demografi ile politik yaklaşım-değişim arasında bir bağ vardır.
Batı bunu bildiği için Türkiye'yi göçmenistana çevirdi. Eğer bu sözde sığınmacılar acilen gönderilmezlerse, bunların son yıllarda Türkiye'de doğan çocukları geleceğin seçmenleri ve potansiyel isyancıları olacak...”