Türkiye ile Batılı yönetimler kıyaslanamaz...
Gene başladık... Başkanlık sistemi istiyormuşuz. Gelişmiş ve kalkınmış ülkeler hep başkanlıkla yönetiliyormuş. Türkiye neden yönetilmesin miş...
Haklı gibi görülüyor değil mi?
Gerekçeleri de güzel...
Peki, gelişmiş ülkelerin hangisinde 17-25 Aralık meselesi var? Varsayalım ki oldu. Sonrasında hükümetin baskısıyla dosyaları örtbas edecek bir babayiğit bulmak mümkün olur mu?
Hangi gelişmiş ülkede işbaşındaki hükümet, iktidara gelince anayasayı bir kere değil bütün kereler kendi istedikçe delip geçebiliyor?
Hangi kalkınmış ülkede, iktidar partisini eleştirmek darbe sayılıyor?
Muhalefet hangi gelişmiş demokraside fazlalık görülüyor?
Hangi gelişmiş ülkede işbaşındaki hükümet, kendi adamlarını el altından işe alıyor da halkının öteki yarısının hakkını çalıyor?
Gelişmiş ülkelerin hangisinde bütün basın hükümetin emrine sokulmaya çalışılıyor?
Hangi gelişmiş ülkede eğitim sisteminin içine partidaş yetiştirmek için okullar inşa ediliyor?
Hiçbirinde?
Öyle ise "gelişmiş ülkelerin çoğu başkanlıkla yönetiliyor" örneği doğru, ancak örneği veren akıl, örneğe uygun davranışlarda değil.
ABD'de başkan bütün Amerikalıların başkanı.
Türkiye'de Cumhurbaşkanı kendini partili görüyor.
ABD'de başkan hesap veriyor ve bunu ödev sayıyor.
Türkiye'deki Cumhurbaşkanı hesap vermeyi bırakın, soranı mahkemeye veriyor? Sayıştay raporları Meclise gelmiyor. Gelse de değiştirilerek getiriliyor.
ABD Başkanı, Amerika'nın kurucu değerlerinden taviz vermiyor.
Türkiye'deki Cumhurbaşkanı kurucuları sarhoş olmakla suçluyor.
ABD Başkanı meydan meydan "Kızılderilileri katlettik" deyip, dönemin yöneticilerine ağır hakaretler yağdırmıyor, Türkiye'dekiler "Dersiiimmmm!" deyip söylemedik söz bırakmıyor..
Amerika'daki başkan, hürriyetçi ve demokrat. Kanunları partisinin ve kendisinin çıkarına göre değil, toplumsal ihtiyaca ve gerçekliğe göre çıkarıyor; Türkiye'dekiler ise torba yasayla, tek kişinin isteğine göre kanun yapıyor.
Evet, gelişmiş ülkelerin önemli bir kısmında başkanlık sistemi var. Ve onları yönetenler, sistemi kendi çıkarlarına ve partisinin geleceğinin hesapları üzerine yönetmiyor. Ayrıca gelişmiş ülkeleri yönetenlerin kurulu sistemle ideolojik bir hesaplaşması yok. Gelişmiş ülkeleri yönetenler, ideolojik gerekçelerle ülke, devlet ve toplum üzerinde inceden inceden hesap yapmıyor. Dolayısı ile Türkiye'dekilerin gelişmiş ülkelerle kıyaslama yapması aklımızı çelmekten öteye geçmez.
Başkanlık sisteminin gelmesi kadar getirenin güven verici olup olmaması da önemli.
Yargının altını üstüne getirmişsiniz. Güven bırakmamışsınız..
Basını kontrol etmektesiniz. Ve onlarca gazete, televizyon kanalı hükümete çalışmakta. Aykırı söz edenlerin büyüyüp ileri gidenleri anında baskı altına almaktasınız.
Parlamento'da milletvekillerinin değil, liderin söylediği geçerli olmuş.
Eh, hükümet üzerindeki ağır vesayet zaten ortada...
Bu şartlarda elbette parlamenter sistem çalışmaz ve işlevini yapamaz. Kaldı ki yerine başkanlık sistemini de getirseniz, yöneten siz olacağınıza göre onun da bu şartlarda çalışması mümkün değil. Türkiye'deki temel sorun, sistemde değildir. Asıl sorun sistemi yönetenlerin sisteme muhalif olmalarında ve sistemi, kendi totaliter anlayışına döndürmek istemelerindedir.
Kaldı ki parlamenter sistem Kılıçdaroğlu'nun söylediği gibi "Türkiye'nin 200 yıllık tecrübesidir." Ayrıca parlamento Kurtuluş Savaşını veren bir kurumdur. Rejimi kuran, devleti kuran, Türkiye'yi teslim olduğu Mondros'tan şartlarından çekip alan sistemdir.
Doğru çalıştırıldığında üstün başarıları ortadadır.