Türkiye, bir nesli kaybediyor
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı''nın (OECD) iki yılda bir yayınladığı, 36 OECD ülkesi üzerinden yaptığı araştırmaları içeren raporlarından yenisi (Goverment at a Glance 2021) yayınlandı.
Raporu özetleyince, Türkiye''deki sorunlara dair bulgular ise şöyle:
- Türkiye, eğitim hizmetlerinden memnun değil. Öyle ki, bu memnuniyetsizlik seviyesiyle, OECD ülkeleri arasında birinci sırada. Türkiye''den sonra, eğitim sistemlerinden memnun olmadığını belirten vatandaşlar, sırasıyla Yunanistan ve Şili''den.
- Türkiye''de eğitim, 2010 yılına göre çok daha kötü seviyede. OECD''nin karşılaştırdığı 36 ülke arasında 35 puan düşüş göstererek, son 10 yılda en büyük düşüş gösteren ülke Türkiye.
- Türkiye''de adalete güven azalıyor. OECD ülkelerinde ortalama 57 olan adalete güvenen oranı, Türkiye''de yüzde 38''e düşmüş durumda. Bu alanda son 10 yılda 22 puan gerileyen Türkiye''nin ardından adalete güvenin en çok azaldığı diğer ülke ise 19 puanlık düşüşle Şili.
- Türkiye''de hukukun üstünlüğü göz ardı ediliyor. Macaristan ile birlikte Türkiye, hukukun üstünlüğünün en zayıf olduğu ülkelerden.
- Türkiye''nin yönetiminde dürüstlük ve yolsuzlukla mücadele bir sorun olarak yer alıyor.
Peki en çok da eğitim ve adalete dair düşüşün gözlendiği bu raporda Türkiye''ye dair bu bulgular, şaşırttı mı?
Ne yazık ki, hayır.
Tam da vaka sayılarının artmasıyla, eylülde açılması planlanan okulların açılmama ihtimalinin konuşulduğu şu günlerde, bu köşede sıklıkla ele aldığım adalet, hukuk ve yönetime dair problemleri bir kenara alıp, bugün için eğitim sorununa değinmekte fayda görüyorum.
Problemler belli
Türkiye''deki eğitim sistemindeki problemi ve eğitim skorlarının dünya standartlarının altında olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak bu problemin göz ardı edilmesi, çözüm arayışına gidilmemesi anlaşılır gibi değil.
Bu ayın sonunda Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) eğitim verilerini yayınlayacak. Oradan çıkacak sonuçlar da şimdiden belli, şaşırtmayacak. OECD''nin raporunda eğitimde fırsat eşitliği kategorisinde uzaktan eğitim sürecinde bilgisayar temin edebilen öğrenci oranı, Türkiye''de yüzde 40 olarak saptanmış; dolayısıyla, orta öğrenim kalitesini ölçen PISA testinde düşük bir sırada yer almamız kaçınılmaz olacak.
Ayrıca, eğitime en uzun süre ara veren ülkelerden biri olduğumuzun altını çizen Uluslararası Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Enver Hasanoğlu''nun şu uyarısına da kulak vermek gerek: "Eğitime yine ara verilirse bir nesli kaybederiz."
Endişeli ve öfkeli gençler
OECD''nin araştırmalarında ortaya koyduğu verilerden bir diğeri de Türkiye''de gençlerin yüzde 70''inin ekonomik endişe içerisinde olduğu. Türkiye; Şili, Meksika ve Slovenya ile birlikte gençlerin en çok ekonomik sorun yaşadığı ülkelerin başında geliyor.
Dahası, Türkiye''de gençler kale alındıklarını düşünmüyor ki böyle düşünmekte de maalesef haklılar.
Gerçekten de Kovid-19 salgınında, ülkenin geleceği dediğimiz çocuklarımızı ve gençlerimizi göz ardı ederek, eğitime turizm kadar kafa yormadık. Bir buçuk eğitim sezonunu boşa geçirdik, eğitimde bir buçuk yıl kaybın bizi belki 5 yıl belki de 10 yıl geriye götürebileceğini hesaplamadık.
İstişare ortamında, uzman görüşleriyle alınan uzun vadeli ve kesin kararlar yerine, sıklıkla ve hatta tepkilere göre değiştirilen kararlarla eğitimi sürdürüp, üstüne bir de, bir yapıp bir ertelenen sınavlarla öğrencileri sınadık.
Eğitimleri miydi sınanan, sabırları mıydı belli değil. Bu açıdan belki bilgili ama kesinlikle öfkeli gençler yetiştirmeyi başardık.