Türkeş nasıl anılmalı?
4 Nisan Alparslan Türkeş’in 15. ölüm yıldönümü...
Türkeş üzerine doktora tezi hazırlandı mı acaba? Milliyetçi Hareket üzerine birkaç doktora tezi var. Yüksek lisans tezleri de yapıldı ama Türkeş’in kişiliği ve liderliği, sevkitabiîsi üzerinde ne kadar duruldu? Herhâlde, doktora tezlerinde, Milliyetçi Hareket işlenirken Türkeş verilmeden olmazdı. Ancak, birçok kitapta gördüm; ilmî değerlendirme yaparken eller titrek, kalemler oynaktı. Milliyetçi potansiyeli aksiyon hâline getiren bir “lider”, “karşı”nın bakış menzilinde ele alınırsa, gerçek değeri verilemez.
Türkeş, korkusuzca büyük bir mücadeleye girişmişti.
Düşünüyorum, 1960’lardan başlayarak bu milliyetçi hareket derlenip toparlanmasa, aksiyon hâline gelmeseydi, Türkiye ne olurdu?
Asıl araştırılması gereken husus bu...
Kaç tez eder bilemiyorum.
Türkeş ve başında olduğu hareketin aleyhine de çıksa, çok ince araştırmalı ve siyasî hava, gerçekçi tahlil edilmelidir. Türk insanının ileride yararlanacağı ne ise o ortaya çıkarılmalıdır.
Mustafa Çalık, Hareket’i bilen bir insan olarak doktorasını da MHP üzerine yapmıştır. Dr. Çalık tezinden hareketle ayrıntıya girse, öyle sanıyorum, gelecek nesillere Milliyetçi Hareket üzerine “sağlam” bir kitap bırakmış olur.
Ben üzerime düşeni yaptım; Türkeş ve liderliğini araştırıp yazdım (Bkz. Türkeş ve Liderlik.)
Doç. Dr. Baran Dural da Milliyetçi Hareket’in teorisi ve pratiği üzerinde üç cilt kitap yazmıştır. İki cildi bir arada yayınladı, üçüncü cildi baskıda, nisan ayı içinde çıkması lâzım, mufassal bir çalışmadır.
“Karşı”nın da kitapları var ama birçoğu vur-kaç usûlü piyasa kitabı... Biri tez; sanki benim yazdıklarımın karşısındakini yazmak için tez hazırlanmış. Adı lâzım değil! Hâlbuki bütün yazdıklarım kaynağa dayalı. İdeolojinin küfü, insanların zihnini mantarlaştırıyor!
Türkiye gerçeklerinin dışındaki zümre, hakikaten “karşı” kıyıdan ahkâm kesiyor. Türkiye’de yaşıyorlar ama “Türkiye”de değiller!
***
Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının mücadelesi Türkiye’de çok şeyi değiştirmiştir.
Türkeş ve arkadaşlarının mücadelesi, üç-beş kişinin mücadelesi değildi; oy oranıyla da ölçülemezdi. Bir halk hareketi başlatılmıştı... İçeriden ve dışarıdan o kadar çok saldırdılar ki, Hareket kaya gibi dimdik ayakta kaldı. Meseleye parti taassubunun üstünde bakmalıyız; Hareket partiler üstü olduğu ve bir bakıma bütün partileri sardığı için Türk insanı her zaman Hareket’e güvenmiş ve destek vermiştir.
Türkeş ve mücadelesi yeni nesillere anlatılmalıdır.
Türk Ocakları, 4 Nisan 2012 günü, Ankara’da Gazi Üniversitesi Mimar Kemaleddin Salonu’nda “Türk Kültüründe Liderlik ve Alparslan Türkeş” konulu bir panel düzenlemiştir.
Türkeş fikirleriyle anılmalıdır. Mezarı başına gider dua edersiniz. Bu da bir anmadır. Ama asıl fikri işlemek gerekir.