Türkeş: Kurgular-gerçekler
Türk Yurdu dergisinin son sayısında (S. 332, Nisan 2015) çok önemli, bir makale yer alıyor: “Amerikan Belgelerinde Alparslan Türkeş: Kurgular ve Gerçekler.”
Makale Mehmet Akif Okur ve Kürşat Güçlü’ye ait.
Milliyetçi Hareket’in lideri Alparslan Türkeş’in kimliği üzerinden nelerin kurgulandığını ve gerçeklerin neler olduğunu bu makalede kısmen öğreniyoruz. Kısmen diyorum; çünkü, Doç. Dr. M. Akif Okur ve Kürşat Güçlü, bize bir kitap müjdesi de veriyorlar. “Kurgular” ve “gerçekler” bütünüyle bu kitapta sergilenecek. Bu makale, kitaba giriş mahiyetinde... Asıl mevzuya ( “mevzua” değil!) giriş bile insanı dehşete düşürmeye, derin derin düşündürmeye yetiyor!
Makale yazarları, “Propaganda olarak üretilen ancak arkasındaki gücün büyüklüğü sebebiyle zihinlerde gerçekmiş gibi iz bırakan iddialardan başlamalıyız.” dedikten sonra şu görüşlere yer veriyorlar:
“Türk milliyetçiliğinin ve Alparslan Türkeş’in ele alındığı popüler yahut akademik görünümlü birçok metinde hiçbir somut delile dayanmaksızın ileri sürülegelen kimi iddia ve ithamlar; tartışılmaz gerçekmiş gibi tekrarlanmaya devam ediliyor. Bu türden yazılarda Türkeş ve liderliğini yaptığı Milliyetçi Hareket, ABD tarafından Sovyetlere karşı mücadele için dizayn edilmiş aktörler olarak takdim edilirken, kökleşmiş önyargılar dışında hemen hiçbir objektif temele dayanma ihtiyacı hissedilmiyor.”
12 Eylül 1980 öncesi komünist örgütler ve onların tesirinde olanlar, Milliyetçi Hareket’i ABD’nin güdümünde göstermek için el birliği etmişlerdi. (Dönemin Sovyetler Birliği taktiği böyleydi ve komünistler/sosyalistler bile bile kanıyorlardı.)
12 Eylül öncesinde yaşananları anlatabilmek, hissettirebilmek, zihinde bir şekil verdirebilmek o kadar güç ki... Raf raf kitaplar yetmiyor.
M. A. Okur, Amerikan arşivlerine girmiş ve 1960’tan 12 Eylül sonrasına kadar “Türkeş’le ilgili atıf, not ve değerlendirmeler” i taramış.
Araştırıcılar, belgelerde gördükleri şu hususu hayretle not ediyorlar:
“Yaptığımız taramalarda’85 belgelerdeki eleştirel, hatta yer yer hakarete varan olumsuz ifadelerin benzerlerinin aynı dönemde başka siyasetçiler için kullanılışına rastlamadık. Bu noktayı da dikkate alarak, eldeki bilgilerin Washington tarafından desteklemek şöyle dursun, araya sürekli uçurum koyan bir Alparslan Türkeş portresi çizdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.”
M. Akif Okur’la konuştum. ABD’de; Washington’da, Maryland eyaletinde, Atlanta’da farklı arşivlere girmiş ve bir ton belge depolayıp dönmüş. Belgeleri öğrencisi Kürşat Güçlü ile hâlâ tasnif ediyor. Tasnifi en kısa zamanda bitireceklerini belirtiyor.
M. Akif Okur bir incelik göstermiş ve asıl çalışmayı kendisi yürüttüğü hâlde yardımcı olduğu için öğrencisinin de ismini yazarak onu onore etmek istemiş.
M. A. Okur, geçen yıl yayınladığı “Türkiye-ABD İlişkilerinin 12 Eylül Kavşağı: Amerikan Belgeleri Darbe Hakkında Ne Anlatıyor?” başlıklı uzun makalesinde de ABD’nin 12 Eylül Cuntası üzerindeki tesirini ele alıyor.
Gerek Türkeş’le, gerekse ABD’nin 12 Eylül Darbesi’ndeki rolüyle ilgili belgeler üzerinde yine duracağız.