Türk tarihinin '2.Fetret Dönemi'
Türk tarihinde halkın kaderini etkileyen 2 Fetret Dönemi mevcuttur. Bunlardan en meşhuru ve bilineni Yıldırım Bayezid''in 1402''deki Ankara Savaşı''nda, Timur İmparatorluğu''nun kurucusu Timur''a yenilip esir düşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Yıldırım Bayezid''in oğulları bu dönemde birbirleriyle taht mücadelesine girmiş, Anadolu’da kaos hüküm sürmüştür. 1413 yılında 1.Mehmed tekrar birliği sağlamış ve devlet yoluna devam etmiştir.
Tarihimizdeki 2.Fetret Devri ise 2002 seçimlerinde AKP’nin gelişi ile başlamıştır. Neden ‘Fetret’ yani kargaşa dönemi olmuştur? Cevabı çok basit: Devlet sistemi tek adam yönetimine çevrilerek memlekette eski nizamın kaybolup sadece yandaşların mutlu olduğu bir dönem başlamıştır.
Fetret’i yani kargaşayı daha somut örneklerle açalım: İlk dikkatimizi çeken konu güvenliktir. Devletin sınır güvenliği kalmamış, delik deşik olmuştur. Devlet otoritesi yanlış kararlar alınca 5 milyondan fazla Suriye’li, 1-2 milyon Afgan, Hint, Pakistanlı ülkeye girmiştir. Bu durum güvenlik sorunlarını başlatmış, artan nüfusla, gerileyen tarımsal üretimle gıda fiyatları adeta uçuşa geçmiştir.
AKP bir Fetret Dönemi’dir zira Türk nüfus, kendi arasında Laik-Dinci diye ayrıştırılmış, Türk-Kürt nüfus ise doksanlarda PKK ile savaşın en doruk noktasında bile görülmeyecek şekilde birbirinden kopmuştur. Türkiye’nin il ve ilçe merkezlerinde ‘Hendek Savaşları’ çıkmış, resmen iç savaş, kargaşa görüntüsü verilmiştir. Bütün bunlar AKP’nin basit, sığ, oy sayısını artırmaya çalışan kısa vadeli taktikleri sayesinde meydana gelmiştir.
Fetret sadece sosyal ya da politik alanda değil, ekonomik alanda da kendisini göstermiştir. Sürekli hayali hedefler ve hayali ürünler, hayali sonuçlar üretilmiştir.
Örneğin 2014-2018 10. Kalkınma Planı’nda 2023 yılında GSYH 2 Trilyon dolar, 25 bin dolar kişi başına gelir, 500 milyar dolar ihracat, %5 işsizlik, tek hane enflasyon hedef belirlenmişti. Ancak Türk ekonomisi yüksek teknoloji içeren malları üretmeden bu hedefleri tutturamazdı. Yüksek teknoloji üreten bir ekonomi için gerekli olan ise eğitim reformu, daha çok demokrasi, bağımsız bir yargıydı. Ancak yabancı yatırımları çekecek yargı ve demokrasi hamleleri gelmedi. Eğitim ise ‘Fen’ özelliğini kaybetti, daha çok ‘Dini’ değerler ağır bastı. Fen liseleri, teknik okullar yerine ‘İmam-Hatip Okulları’ açık ara fark attı. Bu işlerin sonunda eğitimde ‘Fetret’ başladı, 40’ar soruluk bölüm seçme testlerinde 4-5 matematik neti, 3 civarı fen neti karşımıza çıktı. Eğitimdeki yozlaşma daha çok dışa bağlı bir ekonomiyi karşımıza getirdi.
Ekonomideki ‘Fetret’in doğal sonucu olan artan enflasyon, işsizlik, adaletsiz gelir dağılımı ile her geçen gün toplum daha çok yıprandı. Ekonominin doğru çalıştığını göstermek için rakamlara müdahale edildi, hayali projeler ve ürünler oluşturuldu. Ay’a sert iniş, yolcu uçakları, yerli otomobil, yerli savaş jeti gibi Türk ekonomisinin gerçeklerine uymayan projeler uyduruldu.
Örneğin devletin ASELSAN, Roketsan, TEI gibi kurumlarının yaptığı ‘Altay Tankı’ projesi bile alınıp bir yandaşa verildi. Sonuçta proje durdu. Ordu yeni nesil ana muharebe tankından yoksun kaldı.
AKP’nin devlet ve toplumda yarattığı kargaşayı yazmaya ciltler dolusu kitap gerekir. Ancak bu fetret dönemi hakkında bilenen en net konu ne zaman biteceğidir: 2023 yılı seçimlerinde Anadolu halkları tekrar siyasi birliği sağlayacak, ekonomik ve sosyal kalkınmayı başlatacak bir yönetim ekibi seçecektir.