'Türk Olmak'
Prof. Dr. Cemal Kurnaz verimli bir ilim adamı. Eski Edebiyatçı... Son çıkan kitabı "Türk Olmak". Denemelerini bir araya getirmiş. Post Yayınları'ndan çıktı. Bu yayınevini yöneten Hayri Ataş da edebiyatçıdır. Cemal Kurnaz'ı Ankara'da, Hayri Ataş'ı İstanbul'da talebeliklerinde tanıdım.
Cemal Kurnaz için "Eski Edebiyatçı" dedik. İlmî literatürde "Eski Türk Edebiyat" Divan Edebiyatı'nı karşılar. "Yeni Türk Edebiyatı" deyince Batı'yla temasa geçtiğimiz dönemden bugüne yayılır.
Dilde de böyle ayırım vardır. "Eski Türkçe" 13. yüzyıl öncesine, bilinmeyen tarihe kadar uzanan dönem için kullanılır. Eski Anadolu Türkçesi, 13. yüzyıldan 15. yüzyılın sonuna kadar gelir. 15. yüzyılın ortalarından itibaren Arapça ve Farsçanın ağırlığı kendisini belli etmeye başlar. Artık Divan Edebiyatı dönemine girilmiştir.
Türk Edebiyatı kendi içinde de ayrılır. İslâm Öncesi Türk Edebiyatı, Sözlü Edebiyat, Yazılı Edebiyat gibi...
Konumuz edebiyat değil. Ayrıntıya girmeyelim.
Cemal Kurnaz, "Türk Olmak"ta "Türk"ü inşa etmiş. Sözü ona bırakıyorum:
"Türk doğmak Rabb'imin emrindendir.
Türk olmak ömür boyu sürecek bir ibadettir.
Ümmete imdat etmek istiyorsan Türk milletini, Türk devletini güçlendir.
Her aklına geldiğinde, 'Türk'üm, doğruyum, çalışkanım' de.
Benliğinden, bencilliğinden kurtul. Milletin mânâsında yok ol. "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" de. Fenâ-fi'1-mille ol." (s. 14).
Bu kitabı, İslâmı kendi dar alanlarına hapsetmeye kalkışan "İslâmcılarımız" okumalıdır.
Türk'ü idrak etmek, "Turan"ı idrak etmek ve daha ötesi "ümmet"i, tekrar ediyorum evet "ümmet"i idrak etmek için okumalıdır.
Cemal Kurnaz, "Ey Türkçe konuşan ümmet senin için kimler ağlasın?" diye sorar:
"Samimiyetsizlik, ikiyüzlülük hiç bu kadar kendini göstermemişti. İslamcılarımız şaşıdır, ne görür ne işidir. Her şeyimiz sahte. Ağlıyorsak siyaseten ağlıyoruz. Ağlamıyorsak siyaseten ağlamıyoruz. Bir gözümüzden yaş akarken, öbürü gözümüz gülüyor. Ümmet, sadece Filistin'den, Arap sokağından mı ibaret? Arakan'a gösterilen ilgi Türkçe konuşan Müslümanlardan neden esirgeniyor?
Bu, öğrenilen bir sessizlik. Bunu bir öğreten var. Öğretmenleriniz kim sizin? Sezai [Karakoç] yazmadı diye mi oluyor bunlar? Orta Doğu'dan başka coğrafyanız yok mu sizin? Akif'imizi de mi okumuyorsunuz?
Ümmeti tevhit edemeyenler, ayırımcılık yapanlar, nasıl tevhitten söz edebilir?
Ey Türkçe konuşan ümmet, ne büyük günahın varmış, ne ağır imtihanın varmış, sen ne yaptın bunlara? Bütün bunları hak edecek ne yaptın?" (s. 134).
İki sayfa daha çeviriyoruz... "Abdurrehim Heyt" başlığı çıkıyor.
Abdurrehim Heyt, Doğu Türkistanlı sanatçı. Doğu Türkistan'da, Çin yönetiminin, Türkleri asimile etmek için akla hayale gelmeyen metotlar uyguladığını biliyorsunuz.
Abdurrehim Heyt Türkiye'ye gelip gidiyordu. Cemal Kurnaz, evinde misafir etmiş, Gazi Üniversitesi'nde konser vermesine vesile olmuş. Yazısında Abdurrehim Heyt nezdinde Doğu Türkistan dramını anlatıyor.
Heyt, hapisteydi, öldü haberleri geldi. Sonra haber yalanlandı.
İnşallah Doğu Türkistanlılar da salâha erecektir.