Türk bayraksız 1 Mayıs...

Taksim meydanına belki 100 bin kişi topluyorlar... Solun ve bölücülerin çeşit çeşit fraksiyonları... “Neo-İslâmcı” tesmiye edilen kardeşlerimiz ise onların stepneleri...
Kutlamaların açılışı Türkçe ve Kürtçe...
Ne demek istediler?
Kürtçe okunmasının manası; arzumuz iki resmî dil... Başka değil... Yoksa Türkiye’de aile içinde onlarca başka diller de kullanılıyor... O dillerle neden mesaj okunmuyor?
Türkiye nelerin derdinde, tükenmiş ideolojilerin peşinden gidenler neyin peşinde... 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlasan ne olur kutlamasan ne olur? 1 Mayıs 1977’de komünist grupların Taksim’de 1 Mayıs kutlamaları sırasında silâhlar konuşmuş, meydan karışmış ve bir kısmı kurşunlarla bir kısmı kaçışma sırasında ezilerek 34 insan hayatını yitirmişti. O günden bu güne Taksim’de kutlamalar yasaktı. Bu mantığı da ben anlamıyorum. Meydanda olay oldu diye kapatıyorsunuz...
Olay çıkacaksa, nerede toplanırlarsa toplansınlar olay çıkar...
Nitekim olaysız 1 Mayıs’ın geçtiğini hatırlayanınız var mı? Bu yıl da İstanbul ve Ankara’da olaylar oldu.

***


Bu kutlamalarda ne dikkatinizi çekti... Birini başta söyledim... PKK emellerine hizmet eden bir tavır gösterdiler, ayrıca PKK’lılar Taksim’in ortasındaki anıta Öcalan’ın posterini astılar... Bir Allah’ın kulu çıkıp da Türk bayrağı dalgalandırmadı. Taksim’de Türk bayrağı yoktu... “Türk mefhumu” yoktu... Televizyon kanallarını kare kare seyrettik... İstanbul’da bir Türk bayrağı göremedik... Ankara’da bir grup meydana girerken Türk bayrağı taşıyordu... O da stepnelerden küçük bir grup sadece.
Bu size bu kutlamaların ne anlama geldiğini göstermiyor mu?
Televizyon kanallarımızın yöneticileri 1 Mayıs gösterilerini dünyanın merkezine oturtmalarıyla halka haksızlık ettiklerini inşallah akıllarına getirirler. Halkımıza bütün gün gösterileri seyrettirip cefa çektirmek reva mıydı!


Diri bin Ladin mi tehlikeli, ölü bin Lâdin mi?
Usâme bin Lâdin’in öldürülmesinin sadece psikolojik etkisi vardır. Neticeyi değiştirmez.
ABD’lilerin yüreği soğumuştur; ama El-Kaide tepede birleşen bir örgüt değil; dallı budaklı... Efsanesinin şemsiyesi altında toplanmış, sayısı bilinmeyen bir sürü örgüt...
Usâme bin Lâdin, Pakistan’ın başşehri İslâmabad’da, bir bakıma ABD’nin kalbinde, barınıyordu.
ABD, Afganistan operasyonunu Pakistan’dan yürütüyor, burunlarının dibinde ise Usâme bin Lâdin...
11 Eylül 2001 yılı bir dönüm noktasıydı. ABD’nin ekonomik hâkimiyetinin kalbi görülen ticaret merkezleri, askerî hâkimiyetinin merkezi Pentagon uçaklarla vurulmuş, bir avuç militan ABD’ye ve Avrupa’ya meydan okumuştu. Kongre binası da vurulacaktı ama uçak, militanlarla yolcuların boğuşması sonucu düşmüştü.
ABD intikam için Afganistan’a saldırdı. Sonra Irak’a...
İnsanlar katledildi... Belki milyonu aşkın... Kan hâlâ oluk oluk akıyor. Yanı başımızda doğrudan Türkiye’ye tesir edecek sun’î bir devletçik kurduruldu.
Usâme bin Lâdin’in öldürülmesi neyi değiştirecek? İntikam alınmış olacak sadece... Pakistan’da Taliban dimdik ayakta, dünyanın dört bir tarafında El-Kaide’nin adamları kol geziyor.
Usâme bin Lâdin’in kanını yerde bırakacaklarını mı sanıyorsunuz!
Şunu da bilmeliyiz Usâme bin Lâdin örgütte ne kadar etkiliydi, örgütünü ne kadar kontrolde tutuyordu?
Bin Lâdin, bir semboldü; bağlılarını elbette üzecektir öldürülmesi ama, bazen insanların ölüsü dirisinden daha tehlikeli olabiliyor... Bunu da unutmayın!

Yazarın Diğer Yazıları