Tuğrul'a ne verildi?

Tuğrul, "Türkeş" soyadını tez elden değiştirmelidir.

Bundan böyle "Tuğrul Türkeş" değil, sadece "Tuğrul"dur. "Türkeş" soyadını kullanırsa, mezarında babasının kemiklerini sızlatır.

Tuğrul kumar oynar mıydı? Bilmiyorum.

Borcu var mıydı? Varsa neden borçluydu?

Tamahkâr mıydı? İnsanoğlu... Tamahkâr olabilir. Adam "dava"sını açık artırmaya çıkardı. Bunun tamahkârlıkla izahı mümkün değil. Başka bir şey var; ama ne?

İki ay için ya!.. İki ay için! Sonra milletvekilliği de bitecek. Muhtemelen AKP'den milletvekilliği sözü de verilmiştir.

Bakanlık ona piyangodan çıkmamıştır. Zemini hazırlanmış ve teklif götürülmüştür.

"Saray'a bir MHP'li gitti. Giden kim?!" diye soruluyordu. Kulaktan kulağa "Tuğrul" diye fısıldanıyordu. Mesele şimdi anlaşılmıştır.

Hesap kitap yapıldı, Tuğrul'un getirisi götürüsü masaya yatırıldı. Masa altına bir şeyler mi istif edildi? "Para" mı, "kaset" mi?

Genel başkanlık yarışına girmiş bir kişi, babasının hayatını ortaya koyduğu, uğrunda iplerden döndüğü, kurşunlardan kurtulduğu bir "dava"yı değişebilir mi?

"Dava davadır, bir başka kulvarda da aynı değerleri savunurum." diyebilir. Nitekim bunu denedi; Aydınlık Türkiye Partisi'ni kurdu; "'dava'nın asıl sahibi benim." demek istedi ama yürütemedi.

Tuğrul, iki aylık bakanlık için, bütün camiayı karşısına alamaz. Herkesin aklındakini soruyorum:

Verilen sadece iki aylık bakanlık mı?

Bir başka soru: Tehdit mi edildi? Ne ile korkutuldu?

MHP'nin şimdiki genel başkanı ile 1997'de, babasının vefatının ardından parti başkanlığı için yarışa girdi ve kaybetti. (Bunun bir hikâyesi var. Gazeteci olarak bu hikâyede farklı bir yerdeyim. Gün gelir anlatırım.)

Tuğrul, genel başkan seçilemedi. Sonra milletvekilliğine, genel başkan yardımcılığına razı olmak zorunda kaldı.

Acaba, artık genel başkan olamayacağını bildiği için, mevcut genel başkandan ağır bir intikam mı almak istedi? "Her şey mümkün." diyorum. Eğer öyleyse yaptığı şantaja girer. Şantaj Milliyetçi Hareket'te ters teper. 2012 seçimleri öncesinde, kasetler gerçek olduğu hâlde, "şantaj" için ortaya çıkarılınca, milletin MHP'ye yöneldiğini unutmayalım.

MHP yönetimi de düşünmelidir. Her seferinde bir arıza çıkıyor. "Yönetim zafiyeti mi?" sorusu halkın kafasına yerleşirse, geri dönülmez bir yola girilebilir. Zaten insanlar öbek öbek toplanmışlar, "Ne olacak Hareket'in hâli? Tepede kümelenen grup değişmiyor. Kimi dolanıp dolanıp geldi, yine onlara mı oy vereceğiz? Yok mu hareketin aslî savunucuları?" diye tartışıyorlar. Biz tartışmaya girmiyoruz.

Yönetim keşke tartışmaya açık olsa, bazı teklifler getirenlerin samimiyetine inansa, her tenkitten bir anlam çıkarsa...

"Her şeyin en iyisini biz biliriz." anlayışı, bir gün halkın gözünü açabilir!

AKP, Tuğrul hâdisesini, farklı kullanacaktır.

"Nerede hata yaptık?" diye soran ve cevabını arayan kazanır.

Yazarın Diğer Yazıları