Tinder ve Casusluk

Bugün size Tinder’ın “aşk”tan fazlası olduğunu anlatacağım. Endişelenmeyin, konumuz romantizm değil. Casusluk!

Evet, yanlış duymadınız. Bir flört uygulaması nasıl olur da ulusal güvenlik tehdidine dönüşür diye soruyorsanız, arkanıza yaslanın.

Hollanda’dan gelen haber dijital çağın ne kadar "ince sızıntılarla" dolu olduğunu gözler önüne seriyor.

Follow The Money (FTM) adlı araştırmacı gazetecilik platformu, Tinder'da sahte bir hesap açarak NATO askerlerine ulaştı. Ama öyle böyle bir ulaşma değil. "Gezmeyi ve yoga yapmayı seven Naomi" takma adıyla açtıkları profil kısa sürede 100 binden fazla askerin Tinder profilini ortaya çıkardı.

Bununla da kalmadı; askerlerin kişisel bilgileri, görev yerleri, hatta kullanılan silahlar ve askeri araçlarla ilgili bilgilere bile ulaştılar.

Nasıl mı?

Düşünün ki bir NATO askerisiniz. Bir görevdesiniz ama yalnızsınız. Telefonu açıyorsunuz, "Tinder'ı biraz kurcalayayım" diyorsunuz. Karşınıza biri çıkıyor: "Naomi, 35 yaşında, yoga yapmayı seviyor."

Sohbet başlıyor. "Nerede çalışıyorsun?", "Ne tür araçlar kullanıyorsunuz?", "Hangi ülkedesin şu an?"

Soruları doğrudan sorulmasa bile konuşmanın arasına serpiştiriliyor. Ve konuşmalardan "ufak tefek bilgiler" çıkıyor. Bu ufak tefek bilgiler, casuslar için "büyük resmin" parçalarıdır.

Hiç kimse bir casusa "Füze fırlatma kodlarını söyler misin?" demez. Zaten casuslar da bunu sormazlar. Onlar, Naomi’nin yaptığı gibi yavaş yavaş bilgileri toplarlar.

Büyük Tehlike Nerede?

Amsterdam Üniversitesi'nden güvenlik uzmanı Matthijs Koot diyor ki: "Askerlerin hareketlerinin bu kadar kolay izlenebilmesi, ulusal güvenlik için ciddi bir tehdit." Gerçekten de öyle. Askerin nerede olduğu, hangi tatbikatın ne zaman yapıldığı, hangi üssün ne kadar dolu olduğu gibi bilgiler sadece “Naomi” adlı bir profilin eline geçiyor.

Bilgiler bir araya gelince, yabancı istihbarat servislerinin “büyük resim” dediği şey oluşuyor. Ve kimsenin görmek istemeyeceği kadar tehlikeli bir tabloya dönüşüyor.

Tinder mı Tek Sorun?

Elbette hayır. Konuyla ilgili olarak, Almanya’da Rus casuslarının Tinder aracılığıyla Alman politikacılar ve askeri personelle iletişim kurmaya çalıştığı ortaya çıktı. The Guardian’ın haberine göre İngiltere’de de "Strava" adlı bir fitness uygulamasının paylaştığı konum bilgileri yüzünden gizli askeri üslerin yerleri ifşa oldu.

Olay o kadar büyüdü ki, birçok ülke askeri tesislerde bu uygulamanın kullanılmasını yasakladı.

Hollanda Savunma Bakanlığı da hizmet telefonlarında bu tür uygulamaları yasakladı. Çünkü insanlar, spor yaparken bile izlenebiliyorlar.

Bu arada, ABD Adalet Bakanlığı 2020'de, Avustralya istihbaratı ise 2022'de, arkadaşlık sitelerinin casusluk faaliyetleri için kullanıldığını resmen duyurdular. Yani sorun sadece Tinder’la sınırlı değil.

Ama Tinder Teknik Önlemler Aldı (!)

Tinder da konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Dedi ki: "Konum belirlemeyi engellemek için teknik önlemler aldık. Üçüncü şahısların toplu veri elde etmesini önlemeye çalışıyoruz ama her zaman başarılı olacağımızı garanti edemeyiz."

Cümleyi bir daha okuyalım: "Her zaman başarılı olacağımızı garanti edemeyiz." İfadesi iş dünyasında "Evet, ama hayır." demenin süslü bir yoludur. Bir uygulamanın, kullanıcıların konum bilgilerini başkalarından tamamen gizlemesi beklenirken, Tinder bunu yapamayacağını itiraf etmiş oluyor.

Peki Ne Yapılmalı?

Hollanda İstihbarat Servisi Eski Başkanı Bert Hubert, askeri kışlalarda bu tür uygulamaların kullanılmasının yasaklanması gerektiğini söyledi. Ama bu da yeterli değil. Çünkü askerlerin cep telefonları sadece kışlada değil, görevdeyken de yanlarında. Ve o telefonlar istihbarat servislerinin hayal edebileceği her türlü bilgiyi veriyorlar.

Bert Hubert çok daha sert bir yorum yapıyor: "Yaptığımız her şey, gittiğimiz her yer, telefonlarımız aracılığıyla takip ediliyor. Bu, savunmanın çözemeyeceği sosyal bir sorun." İfadesi modern dünyanın en net özeti olabilir.

Sosyal medya, flört uygulamaları, spor uygulamaları... Hepsi, “kişisel veri” dedikleri o kutsal bilgiye ulaşıyorlar. Veriler şirketlerin eline geçiyor. Şirketler de verileri koruma sözü veriyor ama az önceki Tinder açıklamasını hatırlayın: "Her zaman başarılı olacağımızı garanti edemeyiz."

Genç Arkadaşlar, Bir Dakika Düşünelim!

Şimdi size küçük bir örnek vereyim. Diyelim ki bir sabah koşuya çıkıyorsunuz ve Strava'yı açıyorsunuz. Koştuğunuz rota Strava’ya kaydediliyor. Aynı yoldan her gün geçiyorsanız, bu demektir ki, biri sizi her gün o rotada izleyebilir.

Bir sabah koşusunun bile ifşa edebileceği bir bilgi olduğunu hayal edin. Bu sadece sizde olan bir sorun değil, tüm dünyadaki askeri üslerde de aynı sorun var. Strava yüzünden ABD'nin, İngiltere'nin ve diğer ülkelerin bazı askeri üsleri ifşa oldu.

Peki sizce bir asker, Tinder’da birine “Selam, ne yapıyorsun?” yazdığında bu veri kimin eline geçiyor? Kimi zaman Tinder’daki sahte bir profilin, kimi zaman bir casusun, kimi zaman da pazarlama şirketlerinin.

Çözüm Ne?

Çözüm basit değil, mesele sadece "uygulamaları yasaklayalım" demekle bitmiyor. Bert Hubert diyor ki: "Savunmanın çözemeyeceği sosyal bir sorun." Doğru. Birey olarak biz de "tüm hayatımızı" akıllı telefonlara yüklüyoruz. Gideceğimiz yeri, gezdiğimiz yerleri, ne yediğimizi, ne düşündüğümüzü bile… Her uygulama, bizden bir bilgi alıyor. Bilgilerimiz, bir gün bir casusun, bir reklam şirketinin veya bir dolandırıcının eline geçebilir.

Son Söz

Artık casusluk faaliyetleri James Bond filmlerindeki gibi gizli gece kulüplerinde değil, cep telefonlarında yapılıyor.

Bir casusun “ben casusum” diye bağırmasına gerek yok. Naomi adlı sahte bir hesap açar, size “Ne işle meşgulsün?” diye sorar ve siz de cevap verirsiniz. O an size sıradan bir sohbet gibi gelir ama casuslar için o bir altın madendir.

Sözlerimi bitirirken size şunu söylemek istiyorum: Artık gizliliğin ne olduğunu tekrar düşünmeliyiz. Gizlilik; sadece askeri bir mesele değil, hepimizin ortak meselesidir. Bir arkadaşlık uygulaması bile, ulusal güvenlikte “zayıf halka” olabiliyorsa, her birimizin elindeki telefon aslında birer “dinleme cihazı” olabilir.

Unutmayın, her bilgi bir ipucudur ve her ipucu bir resmin parçasıdır. Ve maalesef, casuslar o resmi sizden daha iyi görebilirler.

Aklımızı kullanalım telefonumuz bize ihanet etmesin!

***

Not: “Siber İstihbarat / Kapımızdaki Siber Tehlike” tüm kitapçılarda.

Yazarın Diğer Yazıları