Sosyal Medya Tüketim Davranışlarımızı Nasıl Değiştirdi
Hepimizin cebinde taşıdığı küçücük cihazlar var ya; evet, akıllı telefonlarımızdan bahsediyorum!
Onlar sayesinde dünyayla sürekli bağlantıdayız ve her an sosyal medyadayız.
Arkadaşımızın yeni aldığı ayakkabıdan tutun da dünyanın öbür ucundaki bir kafede hazırlanan latte’ye kadar her şeyi görebiliyoruz.
Kaç defa Instagram'da gördüğün bir ürün için hemen alışveriş sitesine koştun?
Ya da TikTok'ta izlediğin eğlenceli bir video seni hiç markanın web sitesine yönlendirdi mi?
Büyük ihtimalle cevabın “evet” olacak çünkü sosyal medya artık tüketim davranışlarımızı şekillendiren en güçlü araçlardan biri hâline geldi.
Sosyal medya denince aklımıza ilk Instagram, Facebook, Twitter, YouTube TikTok ve LinkedIn geliyor. Her platformun kendi dinamikleri, kullanıcı kitleleri ve içerik türleri var. İçerik pazarlaması yaparken, "Her yere aynı şeyi atalım, mutlaka tutar" mantığı pek işlemiyor.
Instagram için "fotoğraf albümü" demek aslında biraz hafif kalır. Platform tamamen görsellik üzerine kurulu ve insanlar burada estetiğe çok önem veriyorlar. Paylaşacağın içeriklerin görsel kalitesi kesinlikle iyi olmalı.
Küçük bir kahve dükkânın var diyelim. Instagram’da yapman gereken, kahvenin tadından önce, kahvenin nasıl göründüğünü ön plana çıkarmak. Latte’nin üstüne yapılan o küçük kalp şekilleri ya da vintage bir masanın üzerinde, hafif gün ışığında çekilmiş bir kahve fotoğrafı kullanıcıların ilgisini çekmeye yetiyor.
Instagram’ın en güzel yanı Hikâyeler (Stories) ve Reels kısmı. Kullanıcılar burada gerçek, samimi ve eğlenceli içerikleri çok seviyorlar. Klasik reklamlar yerine günlük hayatın içinden samimi içerikler oluşturduğun zaman daha fazla etkileşim alıyorsun. Özellikle genç kullanıcılar reklamlardan kaçıp gerçek ve doğal içeriklere yöneliyor. Hikâyelerinde "kamera arkası" gibi içeriklere yer vermen, takipçilerinin marka ile bağını güçlendirir.
Yanlış yaklaşım: “%20 indirimle harika kahvemizi hemen dene!”
Doğru yaklaşım: “Kahve içerken arka planda çalan müzik önemli diyenler burda mı?
(Not: playlist önerilerinizi bekliyoruz!)”
TikTok, son birkaç yılda inanılmaz hızlı yükseldi. Kısa videolar, trend danslar, esprili içerikler… Platformun en güçlü yanı ise algoritması. Bir video gerçekten iyiyse, takipçi sayın 5 bile olsa, video milyonlara ulaşabiliyor.
TikTok genç kitleye ulaşmak isteyen herkes için harika bir fırsat. İçerik pazarlaması yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, kullanıcılar eğlence istiyor, ciddi içeriklerden sıkılıyorlar. Marka mesajını eğlenceli bir şekilde sunmak şart.
Bir kırtasiye dükkânın olduğunu varsayalım. TikTok’ta defter ve kalemlerin özelliklerini anlatan klasik videolar yerine, sınava hazırlanırken sürekli kalem kaybeden bir öğrencinin tatlı telaşını kısa bir skeç halinde anlatmak çok daha etkili olacaktır.
Yanlış yaklaşım: “Yeni defterler stoklarımızda!” (Sıkıcı, geçilir.)
Doğru yaklaşım:
“Ben: Yeni defter almayacağım!
Yeni defter görünce yine ben: ????????Kalpli gözlerle gülen yüz”
Twitter veya yeni adıyla X, anlık etkileşim için harika bir alan.
Fakat biraz zor bir mecra olabilir çünkü kullanıcılar gerçekten hızlı düşünüyor, hızlı tepki veriyor ve hızlı tüketiyorlar. İçeriklerini burada oluştururken kısa ve net olmalısın. Mizah kullanmak da harika bir seçenek olabilir. Zekice yazılmış kısa bir tweet, onlarca uzun makaleden daha fazla trafik getirir.
Twitter’ın en güzel tarafı ise “trend topic” kavramı. Güncel olaylar, popüler konular ve mizahi içeriklerle kolayca etkileşim kazanabilirsin.
Online eğitim kursları satan bir platformsan. Burada yapacağın paylaşım şöyle olabilir:
Yanlış yaklaşım: “Yazılım öğrenmek için kursumuza kayıt olun.”
Doğru yaklaşım:
“Sabah erken kalkıp yürüyüş yapacağım diyerek alarmı 5’e kurmak gibi, yazılıma başlayacağım deyip 3 aydır başlamamak da tipik öğrenci davranışıdır. Hadi gel beraber bu döngüyü kıralım!”
LinkedIn gençler arasında biraz resmi ve sıkıcı bir platform gibi görünse de, aslında iş hayatına atılmak isteyen gençler için altın değerinde. Burada içeriklerin profesyonel ama samimi olmalı. İş ilanları, kariyer tavsiyeleri ve kişisel gelişim paylaşımları LinkedIn’de harika çalışıyor.
Kariyer danışmanlığı yapan bir markaysan:
Yanlış yaklaşım: “CV’nizi oluşturmak için kursumuza başvurun.”
Doğru yaklaşım:
“İlk CV’mi hazırladığımda hobiler kısmına ‘film izlemek’ yazmıştım. İnan bana, işe yaramadı. Gel CV’ni birlikte profesyonelleştirelim, o ilk görüşmede parlamanı sağlayalım!”
YouTube, sosyal medya stratejisinin belki de en değerli parçasıdır. Kullanıcılar burada uzun, kaliteli içerikler görmek istiyorlar. Eğitici, bilgilendirici veya eğlenceli içeriklerle uzun vadeli etkileşim yaratabilirsin.
Spor salonun var diyelim:
Yanlış yaklaşım: “Salonumuza bekliyoruz!”
Doğru yaklaşım:
“Evde 10 dakikada kalori yakmanın eğlenceli yolları!” (Evde yapılabilecek kısa egzersizleri anlatan samimi bir video.)
İçeriklerini oluştururken kendini kullanıcıların yerine koy ve “ben bu içeriği izler miydim?” diye düşün.
Eğer cevap evetse, tebrikler, harika bir içerik yarattın!
Şimdi telefonunu eline al ve içerik üretmeye başla! Çünkü içerik kraldır ve kralın en güçlü tahtı sosyal medyadır.
Sosyal Medya Tüketim Davranışlarımızı Nasıl Değiştirdi
Kampanyalar ve Tüketici Psikolojisi
Kasım Çılgınlığı: E-Ticaret savaşlarında kimler öne çıktı?
Online Alışveriş Çılgınlığı
Hollywood’un Gizli Gücü: ABD Dış Politikası ve Beyaz Perde
Dikkat! Farkında olmadan "Evet" diyor olabilirsiniz
Danışman mı? Danışılan mı?
Danışman mı? Danışılan mı?
Yapay zekâda taht kavgaları ve açık kaynak devrimi
Hayatınızın en büyük yatırımı









