Orta Doğu’da yeni devlete hazır olun!
Abdullah Öcalan belli ki serbest bırakılacak. Serbest kaldıktan sonra TBMM’de konuşacak. Herhâlde önce Devlet Bahçeli’ye teşekkürlerini sunacak. Sonra dilinden hiç düşünmediği “Demokratik çözüm/Demokratik toplum” nutuğu atacak.
Abdullah Öcalan’ın atacağı nutuğunu kendisini entelijans göstermek için “paradikma”yla başlayacak, “paradikma”yla bitecektir. Eski komünist ya... İster istemez “reel sosyalizm”e de girecektir.
Abdullah Öcalan’ı ABD bize teslim etti. Bülent Ecevit başbakandı o zaman. “Amerika Abdullah Öcalan’ı niye teslim etti anlamadım.” demişti.
Şimdi ise ABD, Suriye’nin kuzeyinde Abdullah Öcalan için bir “devlet” inşa ediyor. Suriye’deki PKK’lıların başı Mazlum Abdi’yi Şam’a götürdü. Daha önceden hazırladığı Şam yönetiminin başına oturan/oturtturulan Ahmed Eş-Şara’yla antlaşma imzalattı.
Devlet içinde devlet... Irak modeli örnek ama şimdilik.
Nedir Irak Modeli? Barzanistan ve Talabistan... Barzanistan ve Talabistan iç içe ama Celal Talabanî’nin veletleri Süleymaniye’de başlarına buyruklar.
Dün bahsettim bu antlaşma “Öcalanistan” devletine giden yolun ilk basamağı.
ABD hesabını sağlam yapar... ABD Cumhurbaşkanı Donald Trump’ın öyle abuk sabuk konuşmalarına bakmayın siz. ABD’de bir görünen bir görünmeyen devlet var. Görünmeyen devlet her şeyi hesaplar, dizayn eder.
Abdullah Öcalan, Türkiye’de kendisine en zıt insandan itibar görüyor, bütün günahlarından sıyırtılıyorsa önü sonuna kadar açık demektir.
Geçmişte belki, A. Öcalan insafa gelir, militanlarını durdur, katliam yaptırmaz diye Celal Talabanî’nin aracıyla ateşkese ikna edilmiş ve hatta basın toplantısına Türkiye’de milletvekilleri ve gazeteciler gönderilmişti. Gazetecilerimiz A. Öcalan’ı övgüde sınır tanımamışlardı. Şimdi DEM’den milletvekili seçtirilen Cengiz Çandar, A. Öcalan’la Galatasaraylılık muhabbeti kurmuş, yarenlik etmişti.
O dönemi ayrıntılarıyla yazdım. En önemlisi, aracı Celal Talabanî’nin röportajını verdim. Zaman zaman bu röportajı girerim. Londra’da yayınlanan Arapça El-Vasat’taki röportajı, derginin Londra’daki merkezine telefon ederek istemiştim. Türkiye ile ilgili kısmını bana fakslamışlardı. Ayrıntılar İmralı’daki Konuk kitabımızda. Abdullah Öcalan’ın El-Vasat’ta çıkan yakalanmadan önceki son röportajı da kitabımızda.
Abdullah Öcalan’dan “barış” için medet umanlara bir daha hatırlatayım... Kitabımızdan aktarıyorum:
“Talabanî çok önemli bir şey daha söylüyor: 33 erimizin şehit edildiği olayın kınanmasını ve bu olayı yapanların cezalandırılmasını istiyor ama Öcalan, bu teklifleri kabul etmiyor. Hâlbuki Öcalan mahkemede meseleyi tamamen Şemdin Sakık’ın üzerine yıkmış, Şemdin Sakık ise, kendisini bir emir kulu göstermişti.”
Talabanî, A. Öcalan’dan bu katliamı kınamasını istemiş, o ise oralı olmamıştı.
***
Abdullah Öcalan’ın iç yüzünü ne kadar biliyoruz?
DEM Parti’den Van milletvekili Sırrı Sakık’ın kardeşi Şemdin Sakık, Hâlen hapiste. Onun “İmralı’da Bir Tiran Abdullah Öcalan” kitabı önümde... Göz atıyorum, her satırında irkiliyorum.
Abdullah Öcalan “insan” mı, insanlık dışı “mahlûk” mu?!
Şemdin Sakık, Abdullah Öcalan’a çok kızgın olduğu için bire bin katarak anlatmış, diyebilirsiniz.
Geçmişte Eski PKK militanlarıyla, ayrı ayrı zamanlarda röportajlar yapmış ve yayınlamıştım. Onların anlattıkları Şemdin Sakık’ın yazdıklarıyla çok yerde örtüşüyor. Röportajımızdan aktarıyorum:
“PKK komutanı S. D., Abdullah Öcalan ile hiç karşılaşmamış. Ancak devamlı telsiz bağlantısı kurmuş. Abdullah Öcalan Kürtçe bilmediği için, Türkçe bilmeyen, okuma yazması dahi olmayan PKK'nın dağdaki komutanlarına tercümanlık yapmış. S.’nin anlattıklarına göre Apo, komutanlarına karşı çok acımasız. Onları küfürle sindiriyor, gururuyla oynuyor, adamı ölümüne eylem yapmaya zorluyor.
Eski militana soruyorum:
- Sizler Müslüman insanlarsınız. Örgütün Marksist olduğunu biliyorum. Marksistler ataist. Allah’sız... Bu çelişki olmuyor mu?
- Örgütün içinde Müslümanlık yok. Müslümanlığınızı, inancınızı kaybediyorsunuz.
- Allah'a inanmayacaksınız, Müslüman olmayacaksınız, diye telkinde bulunuyorlar mı?
- Örgüt içinde öyle psikolojik savaş yürütülüyor ki, akıl almaz yollar kullanıyorlar. Eğitimi veren şahıslara bakıyorsunuz, bunlar genellikle Suriye uyrukludur, dini zayıflatacak teoriler işlerlerdi. Teorik eğitimde bir sonuç alınamadı mı, başka yollar buluyorlar. Meselâ siz inançlı insansınız, geliyor, sizin yanınızda dinle alay edici sözler söylüyorlar... Kutsal değerlere kötü lâkaplar takıyorlar. Yağmur yağsa küfür ediyorlar. Meselâ Allah yoktur gibi tartışma çıkartıyorlar, siz karşılarında vardır, diye tartışamıyorsunuz.
Hele örgüt içindeki kızların durumu... Abdullah Öcalan haremi... Girmeyelim şimdi bunlara.
***
Abdullah Öcalan’a itibar edilirken bin kere yüz bin kere düşünülmeliyiz.
Ve her şehrimizde, her ilçemizde, her köyümüzde şehitlerin kabirlerini akla getirmeliyiz.
Çözüm diye bir şey yok... Silah bırakma diye bir şey yok. Kandil’dekiler bıraksa, Suriye’dekiler var. Suriye’de göreceksiniz, “Öcalanistan”ı kuracaklar.
ABD/İsrail “Öcalanistan”ı ilmik ilmik örüyor.
Yakında Trump’tan, “Abdullah Öcalan’ı hapisten çıkarmazsanız, ekonominizi mahvederim. Aptal olmayın.” mektubu gelirse hiç şaşırmayalım.
Orta Doğu’da yeni devlete hazır olun!
Suriye’de ‘Öcalanistan’a adım adım...
Suriye PKK’sıyla Şam’ın antlaştığına inanalım mı?!
Nusayrîler, Alevîler derken...
‘Aramıza hoş geldin Sayın Apo’
‘Ülkücü Şehitlerin Evlatları’
PKK istedi bir göz Binali verdi iki göz!
‘Adem-i merkeziyet’ ile 'demokratik çözüm’ aynı mı?
PKK’nın ‘demokratik çözüm’ tuzağı
‘Serok Apo’ Kandil’e gelsin









