Terör, empatiyle çözülmez
Türkiye’yi yönetenlerin polis merkezli terörle mücadele kararı alındığı süreçte eş zamanlı olarak İngiltere’ye federasyon incelemesine yönelik AKP ve CHP’den birkaç milletvekili ile gazeteciler gönderildi. Bunlardan biri pek tabii ki Cengiz Çandar’dı. Çandar, dünkü yazısında gelişmelerin önemini anlatırken “görüşmelerin sürekliliğine” vurgu yaptı.
Daha öncesinde kendisine Güneydoğu raporu hazırlatılması da göz önüne alınırsa, Türkiye’yi yönetenlerin bölücülerle pazarlık sürecinde kendisine etkin rol verildiği belli oluyor. Bu sebepten olacak Çandar, “IRA’dan Sinn Fein’e ve parlamentoya” ara başlığı ile bir zamanların baş belası teröristlerinden Gerry Kelly hayatını anlatmış. Bu sonuca göre Türkiye’yi yıllardır kana bulayan terörist başının hapisten çıkarak IRA’nın kahramanı gibi parlamentoya girmesi mümkündür. Nitekim sürgündeki liberal Apo Kemal Burkay’ın Türkiye’ye hareket ettiği gün, terörist başı, Türkiye devletine bir teklifte bulunuyor. “Beni hapisten kurtarıp ev hapsine alın, Türkiye’deki teröristleri ülke dışına çıkarayım.” Bu sözde iyilik teklifi ile İngiltere incelemeleri arasında bir bağıntı yok denemez. Bu bağıntının ipuçlarını İngiltere’den yazan Cengiz Çandar’dan öğrenebiliriz.
IRA örneğini incelediklerini söyleyen Cengiz Çandar’ın yazısının sonuna eklediği dört tespit ve teklif var.
Bakın ne diyor:
“1- Güçlü hükümet gerekir. Zayıf bir hükümetle müzakere edip barışa ulaşamazsınız. Hasmınızın, rakibinizin güçlü olması, çözüme ulaşmak istiyorsanız, sizin yararınızadır.”
Tam da şimdiki AKP hükümetini kastetmiyor mu? Evet, aynen öyle yapıyor. Bize, “açılım” dedikleri şeyi tam olarak anlatmayan, içini dolduramayan AKP hükümeti bir nimet olarak sunulduktan sonra gerisini getiriyor.
Devam edelim.
“2- Soruna ilişkin zihin kalıplarınızı değiştirmeniz gerekir. Güvenlik sorunundan çıkarıp siyasi olarak görmeniz ve düşünmeniz halinde, müzakereler çözüme doğru yol alır.”
Zihin kalıplarımızda terörist başı, Türk milletini arkadan vuran, askere, polise haince pusu kuran, Türkiye devletinin milli birlik ve beraberliğini bozan, ülkesini bölmeye çalışan, şehirleri yaşanmaz kılan, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir terör örgütü lideri. Eğer Çandar’ın dediğini yaparsak “zihin kalıplarımızı değiştirip” tüm bu olanları bir çırpıda unutmamız gerekiyor.
Ayrıca “güvenlik sorunundan çıkarıp siyasi olarak görme” kavramsallaştırmasına dikkatinizi çekerim. Siz teröristi, terörist değil de bir hak arayıcısı gibi gördünüz mü Cengiz Çandar haklı olur. Çünkü o zaman terör kesinlikle “güvenlik sorunu” olmaz. Hatta sorun bile sayılmaz. “Terör sorun değilse biz neden şehit olduk” diye sormanızın da anlamı
kalmaz.
Çandar’ın önerdiği üçüncü maddeye bakalım:
“3- ’Arka yol’, ’gizli kanallar’(back track), çözüme varmak için şarttır. Ne kadar savaşsanız, bir gün oturup konuşacaksınız. Biz başından beri ’arka yol’temasları, ’gizli kanalları’ihmal etmedik. Bir gün açık müzakerelere de oradan geçersiniz.”
ltrparfi708li162 Zaten hükümetin de yaptığı bu. “Arka yol kanallarını açık tutarak” teröristle pazarlık yapmak. Ancak gerekçesi haklı değil. “Ne kadar savaşırsanız, bir gün oturup konuşacaksınız” önermesi, bizi ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumaktan alıkoyamaz. Tam tersine, kazanılmış bir zafer sonrasında masaya oturmakla, tavizlerden pörsüyerek, iyice laçkalaşarak ve teröriste yaltaklanarak masaya oturmak arasında dağlar kadar fark vardır. Güçlü devlet, sorun çözmede oturduğu masada eli güçlü olan devlettir.
4- Sadece yasal değişiklik yaparak sorunu çözemezsiniz. Onun uygulanması daha önemlidir. Bu da ancak diyalogla olur. Kendinizi düşmanınızın yerine koyarak düşünmelisiniz. Onun gözünden de duruma bakmayı denemelisiniz.
Başta Çandar olmak üzere kimse kusura bakmasın. Toplumsal, siyasal ve uluslar arası kronik sorunlar, empatiyle değil, üstünlük teorisiyle çözülür. Yeryüzünde ABD’yi ekin yapan, geliştirdiği empati değil, ABD’nin caydırıcı üstün gücüdür. Bu örnek Türkiye için de geçerlidir.