Teoriden pratiğe giden yol...
Milliyetçilik, bir toplumun varlık sigortasıdır. Onu ortadan kaldırdınız mı istediğinizi yaparsınız. Toplumu çökertebilirsiniz, devleti ele geçirebilirsiniz, ülkesini talan edebilirsiniz...
Milliyetçilik, özü gereği koruyucudur. Vatanı karşılıksız sevmenin adıdır.
Ayrıca milliyet bilinci, en köklü asabiyedir.
İbn-i Haldun'un en mükemmel kavramıdır asabiye..
Bir değil birçok çeşidi vardır.
Irk asabiyesi.
Aşiret asabiyesi.
Sülale asabiyesi.
Asabiye, sosyal ilişkilerin oluşturduğu sosyal bağdır ve aynı zamanda bunun farkındalığını oluşturan bilinçtir.
Asabiyeyi ne ile ilişkilendirirseniz onun bilincini anlatmış olursunuz.
"Millet", bir topluluk değil, birçok topluluğu içine alan çok daha geniş olanı anlatan toplumun adıdır. Geniş insan katmanlarını içine alır.
"Millet", gelişmiş toplumun, endüstri toplumunun ortaya çıkardığı kavramdır. Bu kavramı, biri durduk yerde icat etmemiştir. Gelişen sosyal olaylar, ekonomik yönelim ve siyasal dönüşümün sonunda ortaya çıkmıştır.
Geleneksel toplum, tarım toplumudur. İlişkiler, akrabalık bağları üzerinden yürür. Zenginliğin kaynağı topraktır. Onun için devletler de bireyler de toprak sahibi oldukça büyük devlet, zengin aile olurlar.
Sanayi toplumunda ise ilişkiler, değerler üzerinden biçimlenir. Mekanik değil, organiktir.
Gerçekte hiç kimsenin olmayan ve fakat herkesin olan vatan, ülke, bayrak böyledir.
Tarım toplumunda ve özellikle de Türk tarihinde "vatan", yönetimi elinde bulunduran sülalenin malıydı. Herkesin olmayan, saltanat sahibinin malı olan vatan, sultan ölünce oğulları arasında pay edilirdi. Saltanat kavgaları sebebiyle pek çok devlet kardeş kavgasından yıkılmıştır. Bu sebeple Türkler tarihte devlet yıkıp, devlet kuran millet olarak bilinir.
Modern toplumda devlet de vatan da tek kimsenin değildir. Hiçbir ailenin, hiçbir aşiretin, hiçbir sülalenin malı değildir; herkesindir. Ve herkes onu eşit olarak sahiplenir. Bu sebeple vatanın sahipleri "vatandaş/yurttaş", ülkenin sahipleri ülkedaştırlar.
İşte milliyetçilik, bu kavramsal değerlerin üst şemsiyesinin adıdır. Ve sanayi toplumlarının karmaşık ilişkilerinin, iş bölümünün, çoğu kere birbirini tanımayanları birbirine bağlayan anlamlar kümesini ifade eder. Bu sebeple milliyetçilik asabiyesi yurttaşlık temelinde büyük toplum kümelerini içine alan ve hepsini kuşatan büyük asabiyedir.
Irk asabiyesi, sülale asabiyesi, aşiret, boy asabiyesi onun altındadır. Bunlar, tarım toplumsal yapısının, kentli olmayan, modernleşmemiş toplumun asabiyesidir. Haliyle geriyi, yaşanmışlığı ifade eder. İleriyi ve bugünü anlatmaz.
Gelişmiş (hadari) toplumun asabiyesi milliyetçiliktir. Alt kümeleri ise toplulukların asabiyesidir.
Partiler...
Spor kulüpleri...
Benzer diğer alt gruplar gibi...
Milliyetçilik hem bir olgudur ve hem de bu olgudan çıkartılan ideolojidir. Dolayısı ile milliyetçilik asabiyesi aynı zamanda bir anlamda ideolojik asabiyeyi de içerir.
Sonuç olarak Türk milliyetçiliği, hem toplumsal ve hem de ideolojik bir asabiyedir. Onun varlığı millî devlet, millî ülkü, millî vatan ve millî tarih bilincine bağlıdır. Asabiyenin bozulmaması için de ideolojik kimliği koruyacak, geliştirecek partinin, modernleşmeci, gelişmeci, demokrasiyi içselleştirmiş, olması gerekir.
MHP, bu ideolojinin hem temsili ve hem de zaman içinde meydana gelebilecek değişmeleri uyarlamak bakımından zorunludur ve gereklidir. Ancak MHP, mevcut liderlik kadrosuyla içinde yaşadığımız süreci tam olarak kavramış görülmüyor... Daha çok tepkisel, fevri davranışlarla önlem almaya çabalayan bir görüntü veriyor. MHP'nin, vizyonu geniş, yaşanan gerçekliği doğru okuyan, tepkiselliği stratejik eyleme dönüştürmeyi becerecek bir yönetim ve liderliğe ihtiyacı var... Mevcut MHP yönetimi ve liderliği ile millet asabiyesi tehlike altındadır. Teoriden pratiğe giden yolda yeniden diriliş için silkinip arınıp durulma şarttır... Haberiniz olsun.