TDK’nın ‘Türkiyeli’ denmesine açıklama geldi
Türk Dil Kurumu’nun “Türkiyeli” denmesini istemesi ve göndermesinde “Türk” karşılığı çıkmaması, basın yayın organlarında çok tartışıldı ve tartışılıyor. Ben de dün bu meseleye gireceğimi yazmıştım.
TDK’nın sözlük çalışmasında yer alan Prof. Dr. Mustafa Argunşah, uzun bir açıklama gönderdi. Tartışmaları sonlandıran bir açıklama. Kendisini talebeliğinden beri bilirim. Türk dili ve edebiyatına büyük hizmeti vardır.
***
Prof. Dr. Mustafa Argunşah’ın açıklaması:
Merhaba Arslan Tekin Bey,
Her gün olduğu gibi bugünkü yazınızı da okudum. Dil meselelerindeki hassasiyetini yakından biliyorum. Türk basınında bu konuda laf edebilecek en yetkin kalemlerden birisiniz. 40 küsur yıllık çalışmalarınız ve akademik kimliğiniz de bunun bir göstergesidir.
Yeniçağ gazetesindeki bugünkü (31 Temmuz 2023) “Kelimelerde anlaşalım arkadaşlar!” başlıklı yazınızın sonlarında “Dil Kurumu’nun “Türk”ü kaldırıp “Türkiyeli” diyen yeni atraksiyonuna sonra gireceğiz.” diyorsunuz. Yazınızı yazmadan önce size Türk Dil Kurumu ve Türkçe Sözlük ile ilgili bazı açıklamalar yapmak istedim.
Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın’ın Türk Dil Kurumu başkanlığı yaptığı dönemde onun başkanlığında Türkçe Sözlük’ün 2005 yılında yapılan 10. ve 2011 yılında yapılan 11. baskılarında komisyon üyesi olarak görev aldım. Kurumda görev yapmadığım 2012-2018 yıllarından sonra bu sefer Prof. Dr. Gürer Gülsevin’in başkanlığı döneminde 2019-2021 yılları arasında Türkçe Sözlük Kolu başkanlığı görevini yürüttüm. 2023 yılında yayımlanan 12. baskıyı benim başkanlığımdaki komisyon hazırladı. 2021 yılı Kasım ayında görev sürem doldu ve yeniden uzatılmadı. Maalesef basım ve tashih aşamasını takip edemedim. Sözlüğün basılmasıyla medyada özellikle “Türkiyeli” kelimesi üzerinden bir tartışma doğdu.
Sizin de bildiğiniz gibi “Türkiyeli” kelimesi daha Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren kullanılmakta ve Türkiye’de yaşayan müslim ve gayrimüslim bütün halkı tanımlamaktadır. Kelimenin kullanımıyla ilgili bir örnek vermek istiyorum. TBMM’de 28 Şaban 1342 / 3 Nisan 1340 (1924) tarihinde 460 numaralı “Muhamat Kanunu” kabul edilmiştir. Kanun, avukatlık ve baro ile ilgilidir. Kanunu oy birliğiyle çıkaran meclis, Cumhuriyeti ilan eden, Atatürk’ü cumhurbaşkanı seçen, 1924 Anayasasını hazırlayan ve Türk devrimlerini yapan meclistir. Bu kanunun 2. maddesi “Muhami (=avukat) olmak için” gerekli şartları sayar. Bu maddenin 1. fıkrası “Türkiyeli olmak”tır. Bu örneği meclisin önemine binaen verdim. “Türkiyeli” kelimesi TBMM tarafından çıkarılan kanunlara kadar girmiş bir kelimedir. Fakat son zamanlarda kendisini Türk hissetmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kasten kullandıkları olumsuz bir kelime hâline dönüştüğü de bir gerçektir. Gerçi onların kullandığı anlam kelimenin çeşitli anlamlarından birisidir. Bu olumsuz kullanım kelimenin sözlüğe alınmaması veya alınmışsa çıkarılması için gerekçe olamaz. Çünkü Türkçe Sözlük’te onlarca hakaret, kaba vb. anlamlar taşıyan kelime de yer almıştır.
Bildiğiniz gibi, Türkçe Sözlük, yazılı dilde kullanılan kelimeleri ihtiva eder. Bu kelimenin de diğerleri gibi kullanıldığı düşünülerek bir bütün içerisinde alınmıştır. Türkçe Sözlük komisyonunda ülke adlarının sonuna +lI eki getirilerek sözlüğe alınması kararı verilince Suriyeli, İranlı, Azerbaycanlı, Kanadalı, Bulgaristanlı, Çinli gibi “Türkiyeli” kelimesi de sözlüğe girmiş oldu. “Türkiyeli” için verilen tanıma itiraz edebilirsiniz. Neden bu kelimeye “Türk” anlamı verilmediğini belirtebilirsiniz. Komisyonda bu konu da tartışılmış, bazı sakıncaları üzerinde durulmuştu. Mesela Bulgaristanlı kelimesini Bulgar’a, Azerbaycanlı kelimesini Azeri’ye, Suriyeli kelimesini Arap’a gönderdiğimizde sorun çözülmüyor, başka bir boyut kazanıyordu. Bu yüzden orta bir yol bulundu ve bütün ülkeleri içine alan genel bir tanım yapıldı.
Çeşitli ülkelere mensup Türkler bir araya geldiklerinde kendilerini ülke adlarıyla tanıtabilirler. Birisi Kıbrıslı, diğeri Azerbaycanlı, bir diğeri ise Türkiyeli olduğunu söyleyebilir. Bunun birçok örnekleri var. En son yakınlarda yurt dışında karşılaştığım bir Azerbaycanlı arkadaşım “Türkiyeli dostlara selamlar!” dedi.
Burada bir yanlışa da vurgu yapmak lazım. Türkçe Sözlük’te maalesef teknik bir hata olarak bazı ülke adlarının yanına doğru tanımları girilmemiş, ilk tasarlandığı gibi kalmıştır. Yunanistanlı Yunanlı’ya, Fransalı Fransız’a gönderilerek bırakılmıştır.
Türkçe Sözlük’e “Türkiyeli” kelimesi girmekle “Türk” maddesi çıkarılmamıştır. Ekte görüldüğü gibi, “Türk” kelimesine biri geniş, diğeri dar olmak üzere iki anlam verilmiştir. Geniş anlamı Mehmet Emin Yurdakul’dan, dar anlamı ise Atatürk’ten alıntılarla örneklendirilmiştir.
Türkçe Sözlük’ün bu baskısı ufak tefek hatalara rağmen epey geliştirilmiş, binlerce yeni kelime alınmış, 34 bin olan Türk edebiyatından örnek cümle sayısı 45 bine çıkarılmış, binlerce madde yeniden yazılmış ve genişletilmiştir. Türklükle ilgili bütün maddeler titizlikle gözden geçirilmiş, tanımlar tartışılarak yazılmıştır. “Kazakça, Kırgızca, Özbekçe” gibi Türk lehçelerinin adları göndermeyle “Kazak Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Özbek Türkçesi” maddelerinde tanımlanmıştır. “Azeri” kelimesi “Azerbaycan Türkü” maddesine, “Azerice” ve “Azerbaycan dili” maddeleri “Azerbaycan Türkçesi” maddesine gönderilmiş, tanımlar orada verilmiştir. “Azerbaycanlı” maddesi “Azerbaycan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse”, “Azerbaycan Türkü” maddesi ise “Azerbaycan Cumhuriyeti’nde ve Güney Azerbaycan’da (İran’da) yaşayan Türk soylu halktan veya bu halkın soyundan olan kimse; Azeri” biçiminde yazılmıştır. Bu konular komisyonda görev alan bütün akademisyenlerin ortak hassasiyetidir.
Bu açıklamayı yapma gereği duydum.
Saygılar sunar, çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim.
Prof. Dr. Mustafa Argunşah