Tam tersini söylüyorum

Diyorlar ki “güvenlikçi ve milliyetçi politikalarla bir yere varamazsınız.” Gazete ve televizyonlarda aşağı yukarı bu anlamda tezler savunarak hükümetin sözde “barış sürecine” destek vermeye çalışıyorlar.. Güya eski Türkiye bu sebeple terörü önleyememiş miş.

Geçenlerde Cumhurbaşkanı da aynısını söyledi: “Güvenlikçi politikalara dönmeyeceğiz” dedi.
İtirazım var...
Jandarma Genel Komutanlığı bu sebeple mi İçişleri Bakanlığı’nın kontrolü altına alınıyor bilmiyoruz. Ancak şurası hakikat ki ister siyasi, ister terörist ve isterse uluslararası çatışmalar olsun içinde güvenlik olmadan kazanılan hiçbir başarı yoktur.
İşte size IŞİD, buyurun güvenlikçi olmadan çözün bakalım.. “ABD ve Türkiye el ele verip Ayn el-Arap’ı kurtarsın” diye çırpınıp duruyorsunuz ama içinde silah olmayan yani güvenlik içermeyen bir politika ürettiğinizi göremiyoruz. Üstelik söylemlerinizde milliyetçilik de var: “Ayn el-Arap, halkımızın uzantısıdır. Oradakiler de bizim halkımız sayılır. Akrabalarımızdır” demiyor musunuz? Evet, söylüyor ve yazıyorsunuz. PKK meselesinde milliyetçi ve güvenlikçi politikaları yerden yere vuran siz çok bilmişler, Ayn-el Arap’da neden güvenlikçisiniz? Ve neden milliyetçisiniz?
Efendiler!
Yeryüzünde bütün medeniyetler, kılıçların gölgesinde kurulmuş ve o gölgenin haşmeti altında hüküm sürmüştür. Buyurun kılıçların gölgesinden uzak laf salatasıyla kurulan bir medeniyet gösterin de cahilliğimizi giderelim.
İşin garip tarafı, Türkiye’de her daim güvenlikçi ve milliyetçi politikaları eleştiren tarafların, bu eleştirisini PKK ya da onların siyasal uzantılarına karşı yeterince seslendirmemesidir. Söyler misiniz; PKK silahlarını neden bırakmıyor? Güvenlikçi ve Kürt milliyetçi politikalarına neden son vermiyor ve çok daha önemlisi, neden bunların siyasal uzantıları, devleti suçladıkları yöntemleri kendileri uyguluyor?
“Güvenlikçi ve milliyetçi siyaset izleyerek Kürtleri dışarıda bırakıyorsunuz” diyen güvenliksiz ve milliyetsiz politika önerenler, ABD’lilerin peşmergeye silah yardımını neyle açıklayacaklar. Güvenlikçilik siyasetin gerisinde kalıyor ve her şeyi söz ve yazı çözüyorsa peşmergenin Türkiye’den Suriye’ye geçmesi gerektiğini nasıl izah edecekler..
Edemeyecekler..
Çünkü güvenlikçi politikalar olmadan dünyanın hiçbir coğrafyasında tutunamazsınız. Aksi halde tıpkı bir zamanlar Amerika kıtasında yaşayan İnkalar ve Aztekler gibi tarihiniz sona erer. Günün birinde uzak kıtalardan hiç tanımadığınız Kristof Kolomb diye bir korsan ve yanında silahlı adamlar yurdunuza gelir, sizi kurşun yağmuruna tutar, kılıçtan geçirir, silah kullanmayan, mülayim toplum olmanın bedelini tarihten silinmek olarak ödersiniz. Ülkenizin topraklarında zamanla Amerika diye bir devlet kurulur ve tıpkı sizin gibi önceden gelip o toprakları sahiplenen Kızılderilileri de soykırıma uğratır, sahibi olduğu topraklarda ormanlara sürer, yıllar içinde varlığınızla yokluğunuz belli bile olmaz.
Daha acısı da var: Bir zamanlar Altınordu Türk Devleti iken, içinizden bir ihanetle Rus general İvan diye biri gelir ülkenizi işgal eder, ülkenizin başkentini kılıçtan geçirir, kızlarına, kadınlarına tecavüz ettirir, bu sayede adına “Korkunç” lakabı eklenir ve senin işe yarar erkeklerinin ve kadınlarının bir kısmını kurduğu Rusya’nın beylerine köle yapar. Aradan yıllar geçer, torunu Putin diye bir adam çıkar, Kırım’ı ele geçirir gıkını bile çıkaramazsın.
Gördün mü silahın gücünü. Unutma; büyük siyaset, ancak büyük silahların gölgesinde yapılır. İşte sana Rusya, işte sana Amerika..
Lafa bak... Güvenlikçi, milliyetçi siyaset yapmamalıymışız...

Yazarın Diğer Yazıları