Standard&Poor's'un Türkiye ikazı!
Geçtiğimiz günlerde uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor''s''dan yapılan açıklamada Türkiye''nin kredi notu ile ilgili güncelleme yapılmadığını okuduk. Kuruluş, Türkiye''nin döviz cinsinden kredi notunu "B+", yerel para birimi cinsinden kredi notunu "BB-" ve kredi notu görünümünü ise "durağan" olarak değerlendiriyor.
Durumumuz yatırım yapılabilir seviyeden dört kademe uzakta. Kenya, Ruanda, Senegal ile aynı kümedeyiz. Allah aşkına Türk ekonomisinin içine düştüğü durumu görüyor musunuz? Ne yazık ki bu durumun bizler için yarattığı iki olumsuzluk var:
1-Türkiye''ye direkt sermaye dediğimiz yani iş yeri açmak, fabrika kurmak için gelen dış yatırımcı başka ülkeleri tercih ediyor. Türkiye riskli bulunuyor. Daha az gelen direkt yatırımlar ülkemizde işsizlik sorununun çözülmesini imkansız hale getiriyor. Zira bizim sermayemiz bu sorunu tek başına çözmeye yetmiyor. Dış desteğe ihtiyaç var.
2-Portföy yatırımı dediğimiz tahvil ve hisse senedi almak için gelen sermaye de bu not kararına bakarak kendisine yön çiziyor. Haliyle onların gelişi de azalıyor. Yurda ne kadar az sermaye girerse kur ve işsizlik de o kadar yukarı gidiyor.
S&P''nin notumuzu çöp seviyesine çekerken söylediği gerekçeler neydi hatırlayalım:
*Türkiye''nin makro ekonomik dengesizliklerinin arttığı,
*Enflasyon görünümünün bozulduğu,
*Türk lirasında değer kaybı ve oynaklık olduğu,
*Türkiye''nin mali pozisyonunun zayıfladığına işaret edilmişti.
Bunların hangisi düzeldi? Hiçbiri. Bu nedenle not aynı kaldı. Ama sorun şu, bu olumsuzlukları büyüten salgın ve onun son derece berbat bir şekilde yönetilmesi, aşı fiyaskosunun kapanmalarla Türk ekonomisini vurması, önümüzdeki dönemde notun düşüşünü gündeme getirebilir. Her ne kadar siz bu yazıyı pazartesi öğleden sonra okurken "Türkiye''nin nasıl büyüdüğü" hikayelerini dinleseniz bile size şunu söyleyelim: Türk ekonomisinin büyümesi ihracata ve üretime bağlı değil, tüketime ve ithalata dayalıdır. Krediyi basar saman alevi yaratırsınız. Ya da önceki dönem çakılmanın üstüne gelen büyüme rakamı matematik olarak bir hokus pokus yapar. Ama bu büyümeyi vatandaş bir türlü hissetmez. İşsiz sayısı düşmez, çünkü bir illüzyondur.
S&P''nin işaret ettiği sorunlar, kur ve enflasyonu düşürmenin koşulu üretmek ve ihracat yapmaktır. Kurun 8''i aşması ithal girdi ile enflasyonu patlatacak, ekonomide çarkların dönmesi ise ithalatı artıracaktır. Böyle bir tabloda cari açık ve fiyatlar uçuşa geçecektir. Bunun üstüne siyasi gerginliğin her geçen gün artmasını da koyduğunuzda notumuzun tekrar kırılması sürpriz olmayacaktır.
Evet Batı dünyası salgını ve ekonomideki zorlukları planlı bir yönetimle geride bırakıyor. Ama Türkiye salgının ve ekonomideki zorlukların zamanla değil, planla, aşı ile geçeceğini zor yoldan öğrenecek.