S&P: Türkiye daha da kötüleşebilir!
Moody's ve FITCH'den sonra bu sefer de S&P Global Ratings Türk ekonomisi hakkında önemli açıklamalar yaptı. Bu açıklamaları Erdoğan'ın AKP Kongresinde ekonomi hakkında söyledikleri ile birleştirdiğimizde ortaya oldukça sıkıntılı bir tablo çıkıyor. Önce S&P ne demiş ona bakalım:
"Türkiye'nin kırılgan ödemeler dengesi pozisyonu son gelişmeler ile daha da kötüleşebilir."
"Türkiye'nin kısa vadeli ödemeler dengesi baskılarını kontrol etmek için seçenekleri sınırlı."
"Türk otoritelerin liranın piyasa güçleri çerçevesinde ayarlanmasına imkan vermeye devam etmesini bekliyoruz."
"Türk bankacılık sistemi kırılgan bir pozisyonda olmaya devam ediyor. Türk bankaları dış fonlamaya bağımlı ve yatırımcı güveni bankaların gelecek 12 ayda vadesi gelecek dış borçlarını çevirme kabiliyetleri açısından önemli olacak."
S&P'nin dediğinin özeti şu: Rezerviniz boş, bir de söz verdiğiniz sıkı para politikasını bırakacaksınız, enflasyon patlayacak lira değer kaybedecek, işin kötüsü bu rezervi tekrar doldurmak için elinizde seçenek yok...
Keyfi siyasi uygulamalar iç ve dış yatırımcıların size güvenini bitirmiş durumda ve bu güven olmazsa nasıl borç alacaksınız? Bankalarınız dışarıdan borç alamazsa durumunuz daha kötüye gidecek. Ekonominiz duracak.
Bu noktada güven konusu Erdoğan'ın ne yapacağı ile yakından alakalı...
Şimdi okurlarımıza soralım: Erdoğan'ın yarın Montrö'den çıkıyoruz demesi ve bizi Rus Donanması ile kafa kafaya getirmesi uzak bir ihtimal mi? Meclis Başkanı Şentop'un Montrö hakkında dedikleri ortada... Ya da yeni bir 'Gezi Parkı' hamlesi ile 'Topçu Kışlası' aşkı yeniden depreşirse ne olacak? 2013'te ne olduğunu bilen basiretli devlet adamları aynı hataları yapar mı? Şimdi bu işin tekrar ısıtılacağının sinyalleri geliyor...
Türkiye'de ekonomi bozuldukça AKP algıyı siyasi/dini/millî eski defterleri açarak kurtarmaya çalışıyor. Cumhuriyet ve laiklik sembolleri ile hesaplaşmaktan geri durmuyor, tansiyonu artırıp çekirdek seçmenini etrafında tutmaya çalışıyor. Ancak bu eylemlerin ekonomide büyük güven bunalımları yaratacağının hesabını yapamıyor. Ya da bir olasılık umrunda değil. Onlar için önemli olan iktidarda kalmak...
Bütün bunları geçtim, Erdoğan bakın ne diyor: "Önümüzdeki dönem Türk ekonomisini yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüterek, çok daha iyi yerlere geleceğiz."
Peki son derece masum görünen bu cümle nasıl yaşama geçecek? Elbette ki piyasaya tekrar düşük faizli kredi verilecek. Böylece sıkı para politikası kenara atılacak. Yine aynı hata döngüsü, yani dışa bağlı ekonomik yapıyı bağımsız hale getirmek yerine, parayı basıp çarkı tekrar çevirmek amaçlanacak. Çark dönerken yani üretim artarken, önce ithalat sonra kur patlayacak, bir yıl düzelme, 4 yıl felaket yaşanacak. Mehter takımı gibi, bir ileri iki geri yapılacak.
AKP 2021/2022'de seçim için kredi genişlemesine gitmek zorunda bu da 2023'te devasa bir krizi tetikleyecek. Seçimleri alırlarsa bakarız diyecekler, alamazlar ise altta kalanın canı çıksın olacak...